Aşk’la...

Aşk, hayat ve edebiyatımızda belki de en önemli unsur. Mesela Yunus Emre’de ve Mevlana’da aşk, en önemli ana motif. Bugün sizlere Ömer Özden ta­rafından yazılarak “Aşk Felsefesi, Türk ve Batı Düşün­cesinden Örneklerle” adıyla yayınlanan kitabın ikinci baskısından bahsedeceğiz.

İlk baskısı Arı Sanat Yayınları tarafından İstanbul’da 2007 yılında neşredilen kitabın yazarı Sayın Ömer Özden, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı ve alanında Profesör. Ömer Özden’in, akademisyenlik hayatında İbni Sina, Descartes, Farabi, Yahya Kemal, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Platon, Campanella, Locke, Yunus Em­re, Alvarlı Efe, Hüseyin Cavid gibi filozof ve düşünürler ile varlık, ahlak, bilgi, estetik gibi birçok konuda yayınlamış olduğu kitap, makale, araştırma ve bildirileri bulunuyor.

İbn-i Sinâ-Descartes/Metafizik Bir Karşılaştırma", Der­gâh Yayınları, İstan­bul, 1996.

Es­tetik ve Tarih Felsefesi Açısından Yahya Kemal, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2001.

Bir İnanç ve Kültür Terkipçisi Yahya Kemal, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2011, gibi özgün kitaplarının yanında, Osman Elmalı ile birlikte yayınladıkları İlkçağ Felsefesi Tarihi, Arı Sanat Yayınları 1. Baskı İstanbul, 2011; 2. Baskı İstanbul, 2012 ve aynı yayınevinden Yeniçağ Felsefesi Tarihi, İstanbul, 2012, kitapları bulunuyor. Ayrıca yurt içi ve yurt dışında yayınlanmış birçok bilimsel makalesi var.

Ömer Özden son yıllarda gazete ve dergilerde hem güncel konularda yazılar yazıyor, hem de yine edebiyat ve sanat dergilerinde denemelerini yayınlıyor.

Özellikle aşk, yazarın son yıllarda üzerinde önemle durduğu bir konu olarak gözüküyor.

Kitabın başlığı, Aşk’la. Ama onun öncesine Yunus Emre’den “Gerçek âşık oldunısa, gel aşk kitabından oku!” dizeleri konulmuş. Böylece aşk’ın okunması gereken bir macerası bulunduğuna ve aynı zamanda aşk’ın bu kitaptan okunabileceğine işaret edilmiş.

Kitabın arka yüzündeki tanıtım yazısında “Aşk, üç harften iba­ret olmasına rağmen, yaşayanlar için ‘hayatın anla­mı budur’ dedirten, hakkında herkesin bir şeyler bil­diğini sandığından dolayı üzerinde en çok düşünü­len, konuşulan, yazılan, fakat yaşanıp düşünüldükçe, konuşulup yazıldıkça gizeminin daha da arttığı, çok bilinmeyenli bir denklem gibidir. Aşk hakkında, günlük hayattan en yüce duyguların işlendiği sanata kadar, her alanda söylenecek söz vardır. Bu değer­lendirmelerde bulunan alanlardan biri de felsefedir. Zaten felsefede her söz, aşk ile söylenir. Çünkü philosophy (felsefe) terimi, aşk ile yakından ilgilidir. Ge­rek Batı, gerek Türk düşünce ve sanat hayatında aşk üzerine söylenip yazılmış pek çok makale, şiir ve kitap vardır. Aşk hikâyelerine, romanlarına ve şi­irlerine bakıldığında aşkı yaşamanın oldukça sıkın­tılar içerdiği görülmektedir. Ama aşk hakkında yaz­mak, yaşamaktan da zor bir iş olsa gerek. Üzerinde farklı değerlendirmeler yapılan aşkın, gelip geçici mi, yoksa sürdürülebilir ve sürekli mi olduğu sorusu­na da cevap aranmaya gayret edilmiş, estetikle olan yakın ilgisinden dolayı konu, estetik unsurlar da dik­kate alınarak inceleme yoluna gidilmiştir...” bilgileri sıralanmış.

Kitabın; Aşkın Tanımlanamazlığı, Aşk ve Varlık, Aşk ve İnsan ana başlıklarının yanı sıra aşkın kozmolojik, ontolojik ve varoluşsal boyutu, mistik estetik yönü, aşk ve tanrı, aşk ve bilgi, aşk ve ahlak, aşk ve evlilik, aşk ve sanat alt bölümlerine ayrıldığı görülüyor. Eser 133 sahifeden oluşuyor, sonunda kay­nakça ve indeks bulunuyor. Kitabı okurken daha önce pek fazla duymadığımız, fakat oturtuldukları yerlere yakışan "yerdeş, derttaş, dilistan, biriciklik ve bürüncük" gibi kelimelere rastladık. Yazar, daha birçok kelimeyi bu eserin formatına uygun şekilde yeni bir kullanımla okuyucuya sunmuş. Aşk, başka kitaplarda rastlanmayan bir şekilde bütün yönleriyle ve fazla ayrıntıya girmeden ele alınmış ve bir solukta okunabilecek akıcı bir üslupla yazılmış.

Bu önemli eserde dikkat çeken birçok ifadeler var. Biz, nazarı dikkatimizi celbeden “Sanatın da aşkın da en önemli konusu, güzel olandır, güzelliktir. Güzel oldu­ğunu düşündüğümüz veya güzel olarak nitelendirdi­ğimiz bir nesneyi seyrederken, güzellik duygusu bü­tün benliğimizi çepeçevre kuşatır. Bu kuşatma altın­da her insanın duyguları hareketlenir, coşar. Kimi insanlarda bu coşma öylece kalırken, sanatçı ruhlu insanlardaki coşku, ondaki yaratıcı gücü devreye so­kar.” ve “Sanat, güzeli ortaya çıkardığı için, aşk ile bir arada anılır ve sanat, kaynağını aşktan aldığı için, hep yeni ürünler doğurur. Sanattaki üretkenliği sağlayan aşktır, sevgidir. Aşkı, aşk olarak en çok sev­diren kültür alanı da sanattır.” alıntılarını yaptık. Hiç kuşku yok ki her okuyucuyu cezbedecek farklı hususlar olacaktır.

As­lında iç kapakta yer alan ithaf cümlesi, “Ha­yatın anlamını kendisinde bulduğum, saadetimin kaynağı; Saadet’ime...”, Sayın Özden'in ha­yat felsefesini özetliyor. Nitekim Aşk ve Evlilik alt bölümü; “Aşkta dürüstlük ve samimilik, evlilik yoluy­la vuslata erdirilerek taçlandırılması ve bu evliliğe sa­dık kalınmasıdır. Ahlaki açıdan doğru olan da budur. Sağlıklı ve güçlü bir toplumsal yapı oluşturmada ve toplumun ayakta kalmasında evlilik ve bunun doğal sonucu olan aile kurumu çok önemlidir” sözleriyle başlıyor ve yazarın evlilikte aşka ne kadar önem verdiğini gösteriyor.

Yazar kitabını “... Dr. Ali Kurt Beyefendiye en iyi dileklerimle...” yazarak imzalamış. Kendisine teşekkür ediyor, başarılarının ve eserleri­nin devamını diliyoruz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.