Bak şu hayvana!

Bilmem söylesem mi!

Yoksa dişlerimi sıkıca kenetleyip, ağzımdaki beş gramlık canlı lop eti dudaklarımdan duvar yaparak kilitlesem mi hücresine!

O zaman beş kuruş eder mi bu beş gramlık hayvan!

Evet, ben ona 'hayvan' diyeceğim artık.

Bulunduğu ortamda herkesin dillendirdiğini söyleyen dil bukalemun değil midir?

Yalan söyledikçe yılana benzemiyor mu? (politikacıların dikkatine)

Başkasının ezberlettiğini aktarırken papağan olmadığını kim söyleyebilir? (satılmış kalemlere)

Bazen akrep gibi kendini sokmaz mı?

Vahşi bir yırtıcı gibi karşısına çıkanı pençelediği görülmemiş şey midir?

Ya da başımızın dış kapısına bağladığımız ve gelene gidene havlattırdığımız köpek, dersem kim küser?

Kim karşı çıkar ki, çıkar için kıç yalayan bir yaratık olduğuna? Gönül derdini anlatırken bülbül kesilmez mi? (bu sevdadır, karışmayın ona)

Evet, arada bir balta olup bir sözle çam devirse de yine ben ona 'hayvan' diyeceğim.

Herkesin ağzında gezdirdiği bu hayvan, ne yazık ki bazı siyasetçilerin ve yardakçılarının ağzında daha güçlü bir hale geliyor.

Her gün şehit cenazesi kalkan ülkemde makama yakışmayacak makamsız öyle imalı sözler söyleniyor ki; kelimeler bile yükünden utanıyordur her halde.

Ve askerlerimiz ölüyor, polislerimiz yaşamdan eyvallahsız gidiyor; ama sanki hiçbir şey olmamış ya da çok doğalmış gibi karşılıklı ağır sözler devam ediyor. (Bu arada Meclis de tatilde)

Tekrar seçimin gündeme geldiği şu günlerde, televizyon kanallarındaki bazı programlarda üç beş dakika terörden bahsettikten sonra, yine hangi parti ne kadar oy alır teranesine başlandı.

Oyunuzun da ,topunuzun da, soyunuzun da Allah belasını versin.

Memleket elden gidiyor.

Bu hırsınızın, bu vicdan hırsızlığınızın sonu yok mu!

Şehitler ölmez ha!

Gel sen onu evladını, kardeşini, babasını, sevdalısını yitirene sor!

PKK karaktersizi de kendi ölülerine şehit diyor!

Bu şehitlik ne biçim bir şey ki herkes ona sarılıyor!

Yetmezmiş gibi bir yetkili de diyor ki; Allah bana şehitliği nasip etsin! (kolay be ağam tak mavzeri omzuna, doğru doğuya)

Yok öyle kurudan kuruya kahramanlık.

Ne için şehit olacakmış!

İktidar sürsün diye mi?

Mustafa Kemal'in kahramanlığı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm varlıklarını, tüm birikimlerini emperyalistlere sat, sonra da şehitlikten söz et!

Yahu Allah var! İman diye, memleket diye, millet diye bir şey var.  

İşin doğrusu ben PKK'ya asla kızmam. (kızsam ne yazar) Terör örgütü terör yapar, bunda yadırganacak ne var!

Puşt puştluğunu, hain de hainliğini yapmazsa zaten ayıp olur! Önemli olan bunu büyütüp besleyen ve bundan oy devşirmeye kalkışan zihniyettir.

Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur, diyenlere karşı durur gibi yapıp, yurtseverlik yolundan sapan sapıklara söyleyecek sözümüz zaten yok!

Bir zamanlar "yetmez;ama evet," diyenler şimdi yetti mi size de giren kazık!

Burnunun dibine kadar gelen terör belasından uyanmayan Erzurum, uyan artık!

Bu günlere kimler getirdi, kimler buna yol açtı; kimler ikiyüzlü davrandı, anla be kardeşim!

Sen hâlâ iki torba kömüre bir memlekete ömür biçiyorsun.

Bu ayıp da sana yeter!

Anla be hemşerim!

Tren istasyondan hareket etti, artık durmaz ve gittikçe hızlanıyor; ya bu trene atlarsın ya da memleket olarak kalırsın bataklıkta!

Ayet değil; ama şayet Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabesi'ni okursanız, o zaman dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı anlarsınız!

Ve de yıllardır Mustafa Kemal'e neden düşmanlık yapıldığını o zaman çakarsınız!

Bir de emperyalizmin ve uşaklarının taşaklarını tartmayı bırak; sen kendi yetiştirdiğin başaklara bak!

1 Kasım'da seçim olacakmış. (olursa tabi)

Diyelim ki oldu. Ve de CHP 200, MHP 150 milletvekili çıkardı. Sen de beklersin ki hükümet kurma görevini CHP alacak ve MHP ile hükümet kurarak bozuk düzene dur diyecek!

Çok beklersin.

İşte bu saflığını seviyorum senin.

Bak şu hayvana!

Dil işte, bakın neler söyledi.