Bir zamanlar 6 ay Cumhurbaşkanı seçilememişti

1980  ihtilâlından önceydi. Sağ- sol çatışmalarının ülkeyi ateş topu haline getirdiği, her gün onlarca gencin öldürüldüğü, K.Maraş, Sivas ve Çorum'da insanların topluca katledikleri, yolların kesildiği, devlet otoritesinin ortadan kalktığı günlerdi.

Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün görev süresi bitmiş, ülke, Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmıştı.

İktidar ve muhalefet parti liderlerinin uzlaşmaz tutumları nedeniyle  meclis bir türlü cumhurbaşkanı seçemiyordu.

1980 Mart ayının sonuna doğru başlayan oylamaların ardı arkası gelmiyor,devlet bir nevi başsız idare ediliyordu

Ülke, kan ve göz yaşı içerisindeyken,  siyasiler 115 turda bile cumhurbaşkanı seçememişlerdi.

İşte, o günlerde, askerlik görevini beraber tamamladığım Erzurumlu bir diş hekimi arkadaşımla, Ankara'ya tayin yaptırmak için gitmiştik.

İşimizin takip edilmesi konusunda siyasilerden destek bulmak düşüncesiyle  her gün meclise gidip geliyor, dolayısıyla izleyici localarından, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini takip ediyorduk

Gördüğümüz manzara anlatılacak gibi değildi..Genel Kurul Salonundaki saatin geri alınması,6 saat civarında yapılan yoklamalar, Zeki Müren, Bülent Ersoy ve Ajda  Pekkan'a çıkan oylar, siyasi sorumsuzluğun hazin örnekleriydi.

Ülke , direksiyon başında şoförü olmayan ve içerisi yolcularla dolu bir otobüs misali yol alıyordu.

Bu komediyi bir ay seyrettikten sonra, tayin yaptıramadan Erzurum'a dönmüştük.

Yaşanan bu kaos, cuntacıların ekmeğine yağ sürmüş, demokrasi rafa kaldırılarak ihtilal yapılmıştı.

Ülke .milletin değil ,gücün belirlediği bir Cumhurbaşkanına kavuşmuştu ama bu çözüm ülke demokrasisine pahalıya mal olmuştu.

Demokrasimiz, o günden bu güne, türlü imtihanlardan geçerek, ilerlemeye devam ediyor.

Bilindiği gibi, 7 Haziranda yapılan genel seçimlerde Türk halkı, bir siyasi partiye, tek başına iktidar olma vizesi vermedi.

Özetle; millet, siyasi partilerden bir araya gelip devleti yönetmelerini istedi.

Seçimlerden bu güne kadar, Siyasi partilerin, milletin kendilerine vermiş olduğu bu yetkiyi hala  kullanamamaları, yani bir araya gelip formül oluşturamamaları, şehit cenazelerinin art arda  gelmesi  terör olaylarının birden tırmanması, dünden bu güne fazla bir şeyin değişmediğini hatırlatmaktadır.

Demokrasi çözüm üretme sistemidir ve siyasi partiler  çözüm yollarını bulmakla yükümlüdürler.

Ülkemizin âli menfaatleri, gencecik evlatlarımızın toprağa düşmeleri, ülkenin bütünlüğüne yönelik tehditlerin artması, elbette ki her türlü siyasi ikbalin, egonun ve ihtirasın üzerindedir..

Unutmayalım ki Tarih, sorumluluk mevkiinde olup ta  bu sorumluluğu yerine getirmeyenlerden bir gün hesap sorar.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • asmin 01 Ocak 1970 02:00

    Ne anlatiyor hangi hikaya kitabinin kacinci sayfasini okuyor