Bülent Ecevit...

İnişli-çıkışlı siyasî bir çizgisi olan ve Başbakanlığını yaptığı hükümetler döneminde, dönemin, siyasì şartlarından kaynaklı olarak, iki kez mağdur edilen bir kişi olarak, ölümünün yıl dönümünde, kendisini rahmetle anıyorum. Engin entellektüel birikimi, halk tasavvufuna vakıf oluşu ve şair ruhlu bir aydın; yerli ve milli bir duruş segileyen bir devlet adamı olarak bilinirdi.

Haşhaş ekiminin yasaklanması taleplerine ve buyurganlığına karşı, koyduğu asil ve kararlı tavır, Irak konusunda, Amerikan çıkarlarlarına alet olmaması ve hele Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştiren bir başbakan olarak, milli gururumuzun ve heyecanımızın, yeniden zirve yapılmasını sağlayan rahmetli Ecevit, temiz ahlâklı-dürüst devlet ve siyaset adamlarından biri olarak tarihimizin unutulmazları arasındaki saygın yerini almıştır.

Kendisiyle yaşanmış bir kısa hâtıramdan söz etmek istiyorum. 1990'lı yıllarda, henüz daha yeniden başbakan olmamıştı. Esenboğa Hava Alanı'nda, Erzurum'a gitmek üzere polis kontrol noktasındaydım. Arkama baktığımda, rahmetli Ecevit'in sırada olduğunu gördüm ve kendimi tanıttım. Öne geçme talebime nazik bir ifadeyle, ''farketmez sayın hocam'' diyerek, kontrol sırasının kendisine gelmesini bekledi. Güvenlik görevlilerinin ısrarına rağmen, teşekkür ederek karararında ısrar etti.

Birlikte, uçuş biletlerini okeyletmek için sohbet ederek yürüdük. ''Sayın Başbakan'ım, sizler istirahat buyurun, biletleri okeyleteyim'' dediğimde, ''Hayır beraber yürüyelim'' dedi. Banklara oturarak uçak saatini bekledik. Zannederim Güney'de bir ile gidiyordu. Eğitimden ve bu arada Erzurum üzerine epeyce sohbet etme imkânı bulduk. Naim Hoca'dan sordu ve selâm ve hürmetlerini iletmesi ricasında bulundu. 

Çok duygulanmıştım. Bir eski Başbakan olarak, emniyet güçlerinin korumasında, protokol salonu (vip) yerine, sade bir vatandaş olarak, halkın içinde bulunmuş olmayı tercih etmiş olması, şatafattan uzak, kibir ve riyadan uzak, natürel bir hayat sürme biçimine, bir kez daha bu olayla şahit olmuştum.

Hemen hemen, 45 dakikaya yakın sohbette bulunduk. Soru sorma yerine, Erzurum ve eğitimle ligili olarak beni dinlemişti. Kendisiyle, sohbet yapmak imkanını elde etmiş olmaktan, büyük bir mutluluk ve unutulmaz bir keyif almıştım. Sade hayatını ve davranış biçimini yakından görmüş olmam, hayatımın en unutulmaz anlarından bir olmuştu... Yeniden rahmetle anıyorum...
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Fevzi Budak 01 Ocak 1970 02:00

    Yazılanları beğenip beğenmemek ve eleştirel yorumlarda bulunmak doğal...Ama hakare yorum ve eleştii değil, bir başka şey...

  • Selim Tanas 01 Ocak 1970 02:00

    Komünistler gibi sadece hoşunuza gidenleri mi yayımlıyorsunuz. Ne kadar silerseniz silin yapılanlar hiç unutulmayacak. Okurların yorumlarını silmek, onların fikirlerine hakarettir.

  • Aşkale den Oktay YILMAZ 01 Ocak 1970 02:00

    değerli müdürüm yazılarınızı büyük bir zevkle takip ediyor ve okuyorum.

  • Sıdıka MÜLKÜNAZGİLLEROĞLU 01 Ocak 1970 02:00

    Tek icraatı Erzurum'a gelen (para yatırıp karneyle aldığımız) kok kömürünü kesmek oldu. Kömür vagonları Gala'da durduğunda anlardık ki Ecevit gitmiş Demirel gelmiş. Ecevit mi..(Tayalardan geldi embelesine gitti..)