Nereye kadar gizleyip nereye kadar susturacaksınız?

Yandaş kanal Kardelen'de Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'i dinlerken, “Biz başka şehirde yaşıyoruz” demekten kendimi alamadım. Çünkü Sekmen'e göre her yanımız bahar bahçe, güllük gülistanlık hatta dört yanım bostan yan gel yat Osman... 

Youtube'da var katıldığı son programı izleyin lütfen!

Müjdeler veriyor, “yapacağım”, “edeceğim” diyor... En güzeli de başkanlıkta ikinci dönemi hala “Erzurum değişecek” diyor. 

Çarpıcı bir ifadesi de, “Palandöken'e 80 milyon liranın üzerinde yatırım yaptık…” 

Evet, inkar edilemez Özelleştirme İdaresi’nden devraldıkları dağa, bazıları yanlışta olsa bir takım şeyler yaptı ama “80 milyonun üzerinde yatırım”ı hangi Palandöken'e yaptı bunu merak etmemek elde değil. 

Vesselammm... Hayaller, hayatlar işte!

Biz gerçek hayata dönelim...

İddia şu: Büyükşehir’in İtfaiye Daire Başkanlığı'nda çalışan 250 personelden 180’i -ki bu adamlar Kariyer Organizasyon diye bir firma üzerinden çalıştırılıyorlar- 18 aydır 21 saatlik mesai ücretlerini alamıyorlar. Öyle ki normal şartlarda 80 saat olan mesai, her nedense 21 saate düşürülmüş ancak buna rağmen çalışanlara 1.5 yıldır tek kuruş ödeme yapılmamış!

Bununla birlikte “hakkımızı verin” diyene mobbing yapılır mı, yapılmaz mı takdir sizin.

İşte bu konuyu araştırmak için dün bir kaç telefon görüşmesi yapıyordum ki, bir süre sonra gelen mesaj itfaiye çalışanlarının nasıl bir korku imparatorluğunun gölgesinde olduğunu ortaya koydu.

İtfaiye Daire Başkanı Alpaslan Gülakar imzalı yazı aynen şöyle: “İtfaiye Daire Başkanlığımızda çalışan personeller Devlet kanununa göre üst amirin bilgisi olmadan iş yeri ile ilgili hiçbir haber ajansına bilgi vermeyecektir. Bilgi verenler hakkında cezai işlem yapılacaktır.”

Yahu, neyi kimden saklıyorsunuz?

Bu adamlar haklarını arıyor, alacaklarını istiyor. Yangına, sele, kazalara sırtlarını sıvazlayıp gönderdiğiniz bu insanlar, canları pahasına olaylara müdahale ediyor. Alın terlerinin karşılığını istediklerinde de aba altından sopa gösteriyor, “işinize gelmiyorsa kapı orada” diyorsunuz.

El insaf!

O, 180 itfaiyeci ağaç kovuğundan mı çıktı?

Erzurum gibi bir şehirde yaşadıkları böylesi bir sorundan elbette haberim olacak, elbette seslerini duyuracağım. Bu panik niye?

Nereye kadar gizleyip, bu milleti nereye kadar susturacaksınız?

Hadi bana da bir yazı gönderin susturun beni!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • analizci 01 Ocak 1970 02:00

    350.tl şu borcu olan bir abonesine icraya vererek bu rakkamı faizler harç ve avukatlık ücreti dahil 800 tl yaptıran bir belediye en açısı da bu abonenin sekmene iki dönem üst uste oy vermesi acı vesselam.ne demişti üstad ıbrahim erkal Allah rahmet etsin Erzurum uzak şehir dostuna tuzak şehir haramiler el koymuş bizlere yasak şehir.

  • DADAŞ 01 Ocak 1970 02:00

    Kalemine yüreğine sağlık, elbet bu devran dönecek. Aksak ve Unakıtan örnekleri hâlâ sıcacık...

  • Cem V Kara 01 Ocak 1970 02:00

    Belediye dediğiniz yerin ve onun başkanı hatta yavru başkanlarının neresinden tutsanız elinizde kalır. Mağdur olan sadece belediye çalışanları değil, koca bir şehir mağdur. Küçükler abi şehre ihanetinden sonra nasıl bir arpalıkla ödüllendirildiyse Sekmen amcada bidaha ki seçimden sonra kendisine tahsis edilen sırça köşküne taşınır. Ahada buraya yazıyorum.

  • DaDaŞ 01 Ocak 1970 02:00

    Peki ya Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Eski Genel Müdürlüğü çalışanları? Onlarıda yazar mısınız lütfen? Maaşlarımız asgari ücretin altında kalıyor, maaşa ek verilmesi gereken yemek ve yol yardımları maaşın içinde gibi gösteriliyor ve çıplak maaşlarımız asgari ücretin altında kalıyor. 10 küsür bin tl maaş alan memura daire başkanlarına otobüs ücretsiz, palandökende tesisleri kullanmak ücretsiz yemek onlar için çok daha ucuz. Asgari ücretle çalışan biz işçiler için hiçbir sosyal hak yok, hiçbir avantaj yok, hoş maaşlarımızı aldığımızada şükretmiyor değilizya. Ölümü göstererek sıtmaya razı etmekten başka birşey değil bu. Bizim sesimizi duyuran tek kişi bile yok, gerçi pekte umrunda değilizya kimsenin..