Ölüm, Aspirinden ucuz olursa...

Bu sütunun takipçisi okurlarımız çok iyi biliyor ki, bugüne kadar onlarca kez, yazarak uyarıda bulunduk.  Dediğimiz hep şuydu: "Sayın yetkililer! Bu şehirde polis, zabıta ya da bu otobüslerin denetiminden sorumlu bir kurum veya dernek yok mudur ki, adamlar kelle koltukta araç sürüyor, bütün trafik kurallarını altüst ediyor, dolayısıyla da insanların hayatlarını tehlikeye atıyorlar."
Senelerce biz dedik, biz işittik.
Arada bir otobüsçülerden tehdit yüklü küfürler de gelmeseydi, sanırdınız ki yazdıklarımızı kimse okumamış.
İşte dün o trajediye hep birlikte tanık olduk:
Pırıl pırıl iki genç kızımızın hayatı, otobüs şoförü namıyla direksiyon başına geçen, bir katil tarafından söndürüldü.
Mukadder Yasan öldü, Elif Çelebioğlu hayata tutunmaya çalışıyor; hala komada...
Bu trajedinin başlıca sorumlusu, dün tutuklanan o katil ise, tali derecedeki sorumluları da polistir, belediye zabıtasıdır, halk otobüsleri derneği yöneticileridir.
Bir şehir düşünün ki, belediye başkanının senelerce kullandığı Mercedes marka makam arabası, bugün tüm kuralları ihmal etmekle itham ettiğimiz halk otobüsleri derneği tarafından hediye edilmiş!
Allah aşkınıza o şehirde, o belediye başkanı mı halk otobüslerinin terör estirmelerine itiraz edecek?
Parayı veren düdüğü de öttürüyor, kornayı da çalıyor.
Suçlu, katil şofördür diyoruz, haksızlık?
Evet; onlar da suç ortağıdır... Çünkü halk otobüslerinin, semt minibüslerinin, ekmek arabalarının ve de okul servislerinin bu şehirde nasıl bir terör estirdiklerini görmelerine, bilmelerine rağmen gerekli müdahaleleri yapmıyorlardı.
Polis, arada bir dostlar alışverişte görsün misali yalancıktan cezalar kesiyor, belediye, basının tepkisini hafifletmek için idari cezalar veriyordu!
Zannediyorlardı ki böyle yapmakla, sorunu çözmüş oluruz.
Sonuç ortada işte...
Bugün o genç kızımız artık aramızda değil, öteki de ölümle pençeleşiyor.
Ajanslar haber geçti: Şoför tutuklandı!
Yok bir de elini kolunu sallayarak dolaşacaktı, hatta yeni kurbanlar avlamak için yine direksiyon başına geçecekti!
O katilin tutuklanması, Mukadder Yasan'ı geri getirecek mi, Elif Çelebioğlu'na yaşadığı acıyı unutturacak mı?
Ne mümkün...
Eskiler, "hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" demiş.
Yani insanoğlu olup bitenleri çok çabuk unutur.
Bu trajediyi de bir kaç gün sonra unutacağız. Tıpkı geçmiş yıllarda benzerlerini unuttuğumuz gibi...
O canavarlar yine yollara dökülecekler, yine üç kuruş uğruna nice masum hayatları ölümün kucağına sürükleyecekler.
Nasılsa her gün onlarca kez yerle bir ettikleri yasalardan ötürü, caydırıcı bir bedel ödemiyorlar!
Kırmızı ışık onlar için  sadece bir rengin adı!
Araçlar seyir halindeyken, önündeki giden otobüs veya minibüsün istediği yerde durup yolcu indirip bindirmesi, adeta bu adamlara tanınmış özel bir imtiyaz!
Azami süratin 30-40 kilometre olduğu kalabalık caddelerde, en az 80-100 kilometre hızla gitmek bu katillerin, gündelik alışkanlığı!
Özellikle kadın sürücüleri sıkıştırarak onların kaza yapmalarına sebebiyet vermek, bu katiller için sadece anlık bir eğlence, pis bir tatmin yolu!
Hatalı sollama, tampon tampona gitmek ve kendi aralarında "tur bindirme" adına yapılan ralli ise, halk otobüsleri ve minibüsleri için rutin bir iş!
Eee... bu kanun tanımazlığın ve denetim zafiyetinin sonucunda da, doğaldır ki ölümlü kazalar kaçınılmazdır.
Ne belediye, ne polis, ne de dernek hiç boşuna timsah gözyaşları dökmesin...
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Bu ölümlü kaza da, göstere göstere "ben geliyorum" demişti. Bunu sokaktaki herkes görüyor ve ayak seslerini duyuyordu da, bir tek can ve mal güvenliğimizden sorumlu kimseler anlamıyordu.
Biliyorum; kimsenin öyle bir derdi yok, ama yine de soruyorum:
Yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerken, şoför namındaki bir katilin ellerinde, hayatının baharında solan o kızımızın anne-babası Erzurum'a cenazeyi almaya geldiğinde, vereceğiniz bir cevabınız olacak mı?
Size soruyorum Sayın yetkililer size...
Evet; tam da tahmin ettiğim gibi bu kez de duymadılar, görmediler ve bilmediler!
Yani, "Şark Cephesi'nde yeni bir şey yok..."
Çünkü bu ülkede ölüm, tek bir Aspirinden bile çok daha ucuz...
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ismi lazim degil 01 Ocak 1970 02:00

    Ozellikle yunusemre hattinda calisan ozel dolmuscularla ayni hatta calisan belediye minibuslerinin mucadelesine tanik olmanizi isterdim. Tika basa doldurdugu minibus ile belediyeciye yolcu kaptirmamak icin. Herturlu pisligi yapiyorlar. Ki daha evvelden de hatirladigimiz uzere bu hatta calisan bir dolmuscu pompali tufekle arkadasini vurmustu...

  • Adınız Soyadınız 01 Ocak 1970 02:00

    yüreğinize sağlık mehmet bey...

  • SAHİPSİZ ŞEHİR.. 01 Ocak 1970 02:00

    Mehmet bey teşekkür ederiz şehir adına. çok yazdınız evet biliyoruz. okuyoruz. ama vatandaşın okuması derde derman olmuyor ki. yöneticiler bu şehri yönetmek için seçildi veya atandılar. iş koltuğa oturana kadar değil ki, koltukta oturduktan sonra başlıyor. biz zaten vekilimizi millet olarak seçtikten sonra mazbatasını alıp şehire tekrar girene kadar vekil diyor, sonra uçaktan iner inmez ona ağa, paşa hürmeti ile el pençe divan duruyoruz. oysaki burada millet efendiliğini unutup vekiline köle oluyor. bunlar önündeki polis aracının eskortluğundan memleketteki trafiği de, dolmuşçuyu da, otobüsçüyü de, canavarı da hiç görmüyorlar bile. şimdi bu şehirde bu şehri yönetmeleri için yetki verdiklerimiz ya benim şehrimi düzeltmek için çaba sarfedecekler, ya da en azındnan ben birey olarak sandık başına gittiğimde artık onlara güvenmediğimi tek başıma da olsam anlatacağım. yeter artık bu şehir sahipsiz adıyla anılmaktan kurtulsun. birileri sahip olsun.

  • erhan incekan 01 Ocak 1970 02:00

    mükemmel bir yaz gerçekten . Erzurum deve misali her yeri eğri bir şehir oldu gerçekten . arkadaşlar birbirimizi kandırmayalım bu şehir böyle oldukça durmada göç veren ve yaşanmaz bir şehir olmaya devam edecektir

  • Adınız Soyadınız 01 Ocak 1970 02:00

    mükemmel bir yazı gerçekten