Ölüm...

Hayat iki hece, beş harf...

Ölüm iki hece, dört harf...

Hayat ile ölüm arasında o bir harflik fark;geride kalanların acısıdır herhalde.

Hani şair demiş ya; "baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş" diye...

Ne kadar da doğru söylemiş.

"Gelen gider,giden gelmez" demiş bir başkası. "Hoş sadâ" ya nazire yaparcasına...

Zor çok zor...

Ayrılık kolay değil ama; ölenin sizden ayrılması, O'nu zorunlu olarak ayırmanız çok zor.

Zor içinde zorluk,zorunluluk içinde bir o kadar zorluk...

"Güle güle" diyememek,O'nunla ,O'nsuz kalacağınızı bilerek ayrılma zorunluluğu, insanın hayattaki en bunalımlı anlarıdır herhalde.

"Başınız sağolsun" demek kolay oysa ki "dostlar sağolsun" demek bir o kadar zor.

"El fatiha" denildi mi, sanki bitiyor herşey hayat normal seyrine dönerken insanlar sanki ayrılık olmamış gibi devam ediyorlar yaşama. "Mevlanın kanunu böyle ne yapalım" demek insanı rahatlatıyor belki de...

"Allah rahmet eylesin iyi insandı" diyenlerin sayısı ne kadar çoksa ölen insan bir o kadar ölümsüzleşiyor .

Ya "er kişi niyetine" sesi?

İşte bu ses insanı bitiriyor.

Kalanlar için en zor an bence bu an.

Artık ayrılık vaktinin yaklaştığının göstergesi.

Ötelerde buluşuncaya kadar ayrılık.

Dostların yegâne tesellisi bu oluyor hayat boyu.

Dedim ya "gelen gidiyor" diye.

Düne kadar beraber olduğumuz, yediğimiz içtiğimiz, aynı havayı tenefüs ettiğimiz canlarımız,dostlarımız birer birer "bana müsade" diyorlar.

Geçiyor hatıralar birer birer gözümüzün önünden.

"Ahh keşke O'na karşı bu hatayı yapmasaydım" dediğimiz anlar oluyor.

Ama nafile giden gidiyor,geriye bakmadan...

"Ölüm gerçek,hayat yalanmış" derler hani.

Kim inanır?

Hayatta iken kaçımız bu gerçekle yaşarız?

Gerçek bu iken, ölüm geldiğinde yüzleşiriz bu kavramla...

Gecenin bir vakti çalan telefondaki sese yanıt olarak "inna lillahi ve inna ileyhi raciün" dediğiniz anda başlar bu yüzleşme.

Sonra birkaç damla gözyaşı dökülür gözlerinizden.

Ciğerinizin yandığını hissedersiniz bu anda.

Kaçımız yaşamadı ki böyle bir duygu şuana kadar?

Hayatı sonsuza kadar süren bir kavram olarak beynimize kazıdığımız anda geldi ölüm haberleri hep.

Ama yine de hiç ölmeyecekmişiz gibi davrandık.

Evet dostlar ölüm.

Bu kelimenin sesli harfle başlayıp sessiz harfle bitmesi bile sanki bir ders veriyor bize.


Susuyoruz resmen.

Susturuyor bizi ölen.

"Bırakın kavgayı gürültüyü " diyor resmen.

"Neyi paylaşamıyorsunuz ?"

"Ölüm var ölüm" diyor havadaki sessizlik.

Ve "meçhule giden bir gemi kalkıyor limandan..."

Merhumun ruhuna EL FATİHA!

(dostlar sağolsun)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Elife BOZDUMAN 22 Eylül 2022 21:36

    Ölüm ne kadar acı olsa da, ötelerde vuslata etmektir. Sevgiliye hasretin bittiği noktadır. Faniden aslolana geçmektir, düğün bayramdır vesselam.... Mekanı cennet, kabri nur, yoldaşı Efendimiz olsun tüm geçmişlerimizin.

  • Nurullah Özhan DURAK 01 Ocak 1970 02:00

    `Ölüm, insan-ı mü`mini zindan-ı dünyadan bostan-ı cinâna, huzur-u Rahmân`a götüren bir musahhar (itaatkar)at ve burak suretini alır.` `...Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar ölümü sevmişler, daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.` diyen Büyük Ruh. her ne kadar ölüm sevdirmişse de `ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR` (Yüreğinize sağlık)