Sen kaybedersin haberin yok!

Hedef 1 milyon turist! Dudak uçuklatacak rakam…

767 bin 848 nüfuslu Erzurum’un oda sayısı 4 bin 100, yatağı 8 bin 300! Düşündüren rakam…

Oda ve yatak sayısını şöyle açalım.

Otelciler Odasına bağlı 38, kamu, kurum ve kuruluşlara ait otel sayısı 10! Bu arada sadece Hizmet İçi Eğitim Enstitüsü’nün 240 odası var. Trajikomik rakam…

Kış başta olmak üzere çeşitli turizm potansiyeli ve Yüksek İrtifa Kamp Merkezi ile öne çıkan kentin yıldızlı otel sayısı -ki bunlardan 6’sı Palandöken’de ve sadece ikisi 5 yıldızlı- 12! Üzücü rakam!

Eğer şişirmedilerse -içinizden diyeceksiniz biz niye görmedik?- geçen yıl Erzurum’a gelen yerli 399 bin 738, yabancı turist 40 bin 457! Şaşırtan rakam…

Konaklama potansiyeliyle revaçta olan Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’ne bakıyoruz!

Geçen yıl yapılan kamp sayısı 56! Gayet iyi rakam…

Geçen yıl 8’i Süper Lig’den gelen takım sayısı 48! Umut verici rakam…

‘Rakamlar tutmadı’ demeyin! Bazı takımlar ikinci etap kampları için de Erzurum’u tercih ettiler.

Gelelim bu yıla!

65 kamp hedefleniyor, 6’sı Süper Lig’den 55 - 58 arası takım bekleniyor! Stabil rakam…

Ayrıca küçük bir not ekleyeyim, Mustafa Denizli’nin takımı İran Traktor Sazi de bu yıl Palandöken’de olacak.

Ve dananın kuyruğunu koparalım!

Şehirdeki 8 bin 300 yatağın yaz-kış sadece yüzde 60’ı doluyor!

Palandöken’de ki 6 otelin kışın doluluk oranı ‘yılbaşı ve yarıyıl tatili hariç’ yüzde 65’i geçmiyor!

Nisan-Kasım arası yani yaz döneminde Yüksek İrtifa Kamplarına rağmen oteller ancak yüzde 45 doluyor.

Neden mi? Çünkü, takımların kamp dönemi Temmuz ortası başlıyor, Eylül başında bitiyor.

Şehir merkezindeki otellere neden yansımıyor? diye soracak olursanız, kampa gelen takımlar -bilimsel açıklaması var- dağ dışındaki otellerde kalamıyor!

Tüm bu rakamlar ve oranlar bize ilk olarak turizm potansiyelimizin açığa çıkarılması gerektiğini gösteriyor.

Evet, inanılmaz geniş bir turizm yelpazesine sahibiz… Allah kar vermiş 3,5 ay kış turizmi, ecdat eser bırakmış kültür turizmi, zamanında birinin aklına gelmiş, adım atmış termal turizmi, yine Allah vergisi Uzundere, Narman ve dahası… Yanı başımız da sağlık turizmi, kuş, kelebek turizmi… Uzar gider…

Ama bakın, yıllardır hiç birinde öne çıkamıyoruz!

Son dönemde samimi bir takım girişimler yok değil ancak kısa ve orta vadede sonuç almamız çok zor görünüyor.

Haliyle önceliğimizi elimizdekilere vermeliyiz! Rakamlar ortada, kış turizmi ve yüksek irtifa…Yatırım yapmak isteyenleri şehir yerine neden Palandöken’e yönlendirmiyoruz? Zaten şehir ve dağ iç içe değil mi? Kalite ve fiyat alternatifli bir oteller bölgemiz neden olmasın?

Kışın gelen kayakçı aileyi bir daha getirmek ya da sayılarını artırmak, yüksek irtifa kamplarında sürekliliği yakalamak çok zor değil.

Kimse farkında değil ama Kayseri Erciyes kış turizminde olduğu gibi yüksek irtifa için de dev adımlar atıyor!

Yakın zamanda kafamıza vurup ekmeğimizi elimizden almalarına seyirci olmak istemiyorsak önce elimizdeki madeni işlemeliyiz.

Felaket tellallığı yapmak istemem amma aksi taktirde ne olacak bilmek ister misiniz?

Size en kötü senaryoyu yazayım!

Bu kısır döngüyle kış turizminde bugün nasıl isek yarın da öyle kalacak hatta -yine bilimsel veriler olduğu için söylüyorum- uzun vadede kepenk indireceğiz! Avrupa’da örnekleri var.

Yani Palandöken’e yeni oteller yapılmaz, aksiyon katılmazsa olacağı bu! Öyle ki bunun da Türkiye’de bir yığın örneği var. Şöyle bir bakın Kayak Merkezleri listesine ne demek istediğimi anlayacaksınız. Şundan bir kaç yıl öncesine kadar medyada gördüğünüz kayak merkezlerinin hangisi revaçta?

Bir diğer tehlike! Mevcut otel yatırımcıları… Erzurumluların terk ettiği bu şehre gelip yatırım yapanlar!

Yukardaki rakamları boşuna yazmadım, bir daha göz atın isterseniz. Erzurumlu işadamları burada kısır döngüye düştüklerinde rakamlarına bakıp, nasıl çıkıp gittilerse onlar da yakın zamanda bunu yapar!

Ya da yine rakamlar ışığında söylüyorum kazandığı dönemde otelini açar, onun dışında kapısına kiliti vurur!

İbrahim Polat’ın meşhur sözü: Teker takabilsem alır götürürüm!

Şimdi hoplayıp, zıplayanlar olacak, ‘Al götür, 20 yıldır kazanacağını kazandın’ ve daha bir çok ‘boş laf’ şimdiden kulaklarımda çınlıyor!

Götürse iyi mi olur? Ya da satsa… Polat, Dedeman ya da diğerlerinin olmadığını düşünün!

Kim kaybeder? Dağdaki tüm otellerde istihdam edilen 1300 kişi kaybeder! Şehir kaybeder! Sen kaybedersin haberin yok!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.