14 Şubat...

14 Şubat.
 "Sevgililer Günü"
 Bugün ne seven mutlu, ne de sevilen.
 Ne sevgilisi olan mutlu, ne de olmayan.
 Hele hele erkekler hiç mutlu değil.
"-Acaba O'na ne alsam?
-Geçen yıldan farklı olmalı.
-Şunu alayım, ya da yok yok şu daha iyi
-Acaba beğenir mi?
-Çok güzel bir hediye, ama param yetmez ki?" düşünceleri kemiriyor erkeklerin zihinlerini.
Bayanlar ise çok rahat.
Sanki "SEVGİLİ" kavramının bir ucunda onlar yok.
 Savunmaya geçmiş rakip takım gibi, topu karşı tarafa  atmış bekliyorlar 14 şubatı.
" Ne aldı, nereye götürdü, vaaayy, süperrr bir hediye, harikaaa"
sözleriyle başlayan dedikodularla meşguller.
Gün büyük dostlar. Adı üstünde "SEVGİLİLER GÜNÜ"
Kim çıkardı Allah aşkına bu günü?
Nereden geldi yerleşti aramıza önemli mi?
Aziz Valentine'i tanısak ne tanımasak ne?
364 günde ne yaptığın da önemli değil..
Ama 14 Şubatta, şubatın o soğuğunda içini ısıtamazsan "sevgili"nin vay haline.
"Aman ne var bunda, bir gül alın, bir güzel söz söyleyin, ufak bir mesaj atın yeter." diyenler yapsınlar da bu dediklerini görsünler olacakları.
Yok öyle"3 kuruşa 5 köfte"
Ne kadar pahalı hediye alırsan o kadar seviyorsun o kadar!
Farkında değiliz ama tüketen de tüketilen de aynı kavram "SEVGİ"
Artık "AŞK"ların yerini "ARZU"lar almış..

İnsanlar "GÖNÜL" den değil, "KALP"ten sever olmuş..
"SEVGİ" gibi "AŞK" gibi tertemiz kavramlar ticari bir meta haline getirilmiş.
Karadayı dizisindeki savcının "cancağızım" demesi gibi yapmacık artık ilişkiler.
Oysa eskiden öylemiydi?
Sor bakalım babana,dedene,annene,anneannene?
Onlar sevginin iki kişi arasında yaşanan özel ve gizli bir durum olduğunu bilirlerdi.
" Yumurtladığını yedi mahalleye duyuran tavuk gibi" bu güzelliği, bu özel durumu cümle aleme duyurmazlardı.
 Hatta sevilenin bile haberi olmazdı çoğu zaman.
Bu yüzden öyle bir anda sönmezdi "SEVGİ".
Bir ömür boyu yanardı o kor ateş.
Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin vardı onların hayatında.
Gönüllerine koyduklarına aşık olur, yürekten sever, sevdasını göstermek için varını yoğunu verirlerdi.
Yürekler parayla satın alınamaz, sevgi için, aşk için paralanırdı.
Bu yüzden yılda bir defa sözde kutlanan daha doğrusu tüketilen bir meta değildi "SEVGİ"
Şimdi soruyorum size:
" Sevgililer Günü" nü kutlamak için bir sebep söyleyin bana?
Bugün mü sevdiniz birbirinizi?
İlk bugün mü tanıştınız?
Aşık olduğunuz gün mü bugün?
O zaman ey sevgili?
Sana ait olmayan, seninle, sevdiğinle köşesinden bucağından alakası olmayan bugünü neden kutluyorsun?
İlla da kutlayacaksan kendi gününü kutla.
Sevdiğinle "sevgili" olduğun günü kutla.
O'nu ilk gördüğün günü kutla.
O'na merhaba derken sesinin titrediği günü kutla.
Kutla da seninle sevdiğinle alakalı günü kutla.
"SEVGİLİ"lerin gününü değil, "SEVGİLİ" gününü kutla.
Bırak "ELALEM" ne yaparsa yapsın.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Adınız Soyadınız 01 Ocak 1970 02:00

    Kalu Bela`da