Benim Cumhuriyetim hele daha gıcır!

Sevsen de sevmesen de. Tarih kitaplarında yerini almıştır. Cemal Gürsel Türkiye'nin dördüncü Cumhurbaşkanıdır. Doğum yeri  de Erzurum'dur. İşte bu 'Erzurum' doğumlu Cemal Gürsel adına geçmişte bu şehirde bir stad yapılmıştı ve onun ismi, ister konjonktürel de, ister başka bir şey, bu stada verilmişti. O günden sonra da binlerce müsabakanın oynandığı bu stad, hep Cemal Gürsel Stadı olarak hafızlarda kalmıştı.

***

Ne etti ettiler bir sabah Cemal Gürsel ismini sildiler, önce 'Yeni Erzurum Şehir Stadı' yaptılar. Yaptılar ama baktılar ki yaptıkları resim tuvalde iyi durmuyor! Burun bir tarafa, göz bir tarafa kaymış! Hemen oracıkta vazcaydılar! "Yav biz niye onun ismini vermiyoruz" dediler, akıllarına geldi, 'Kazım Karabekir Stadı' adını koydular. Kaldı ki bir çoğunun 'ErzurumBüyükşehir Belediyespor'a 'Erzurumspor' dediği gibi ne olduysa bir türlü bu stada 'Kazım Karabekir Stadı' millet demeye alışamadı. Hala 'Cemal Gürsel Stadı' der dunulur. En azından ben alışamadım!

***

2011 yılındaki Kış Oyunları için sil baştan yapılan Cemal Gürsel Stadını, tamam, tam 'adam' ettiler. Herşeyi ile harika! Ama aynı 'harika' kelimesini çok istememe rağmen isim değişikliği 'icraatı'nda kullanamıyorum! Ne bileyim, içimden gelmiyor belki! Ne Cemal Gürsel ile ne de Kazım Karabekir isimleri ile bir yakınlığım veya husumetim var! Yine de ben hiç bu değişikliği kabullenemedim, kabullenemiyorum! Biz de elbet bu ülkede yaşıyoruz ve az-çok siyasi tarihinden de haberdarız!

***

Aynı şey Halk Eğitim Merkezi'nde de oldu! Asırlık Halk Eğitim binası, bir sabah yerle bir edildi. Binlerce insanın acı tatlı 'anı'sının olduğu, tarihi bir çok olaya şahitlik eden binaya, 'daha iyisi yapılacak' denilerek kazma kürek girişildi! Vallahi 'cız' etmişti içim, buldozerleri orada çalışırken görünce!

***

Aynı 'cız' bir de Dadaşken'te ki 'Diyanet Eğitim Merkezi'nin ismi değiştiğinde çıkmıştı bende! Bir sabah kalktık, 'Mehmet Nuri Yılmaz Diyanet Eğitim Merkezi' yazılı tabela kalkıyor, 'Ömer Nasuhi Bilmen Diyanet Eğitim Merkezi' yazılı 'afilli' bir tabela yerine konuluyor! Mehmet Nuri Yılmaz'ın suyu mu çıkmıştı ki Diyanet Eğitim Merkezi'nin ismi hemen Ömer Nasuhi Bilmen olarak değişmişti! O gün bu ismi değiştiklerinde bir şey anlamamıştım. Bugün olmuş halen daha bir şey anlamış değilim. Birini yaparken birini yıkmak, dünyanın neresinde var arkadaş!

***

Türkiye'nin değişik illerinde de buna benzer uygulamalar var. Hürriyet'in 'en beğendiğim' yazarlarından Ahmet Hakan yazdı geçenlerde. "Bunlar gıcır seviyorlar, eskiyi sevmiyorlar' diye. Aynen katılıyorum! Sırf gıcır olsun diye hatıradır, tarihtir, dinlemiyorlar, yıkıyor, yenisini yapıyorlar! Galiba halkın büyük bir kesimi de 'gıcır'ı seviyor! Ses-mes çıkarmıyorlar!

***

Okuduğumda bayılmıştım. Şöyle diyordu Ahmet Hakan: Dinlemiyorlar, kulak asmıyorlar, ırgalanmıyorlar. Dedikleri sadece şu:         Yıkıyoruz ama başka bir yere bunun daha gıcırını yapacağız. Gıcır seviyorlar eski sevmiyorlar. Eskiyi görünce yaşatmak yerine daha gıcırını yapmak geliyor içlerinden. Eskiye bir tek camilerde katlanıyorlar, özellikle padişah camilerinde!

***

Bu 'TC' isminin kaldırılması yönündeki tartışmaları gördükçe işte hep Ahmet Hakan'ın, 'Bunlar gıcır seviyorlar, eskiyi sevmiyorlar' lafı aklıma geliyor. İyi de Ahmet Hakan! Bir şeyin gıcırı eskisi iyice eskimişse iyidir! Türkiye Cumhuriyeti eskimedi ki! Hala ilk günkü gibi yerinde 'pırıl, pırıl taze taze' duruyor! Bunu kaldırıp yerine ne gıcır ki onu koyasın? Aras akıyor göz bakıyor! Ama maksat tabelacıları zengin etmekse bak işte ona bir diyeceğim yok. Kuşkusuz tabelacılar da bu memleketin çocukları! Onlar da çoluk çocuk besliyor, eve ekmek götürecek!

***

Son söz: Ahmet Hakan 'gıcır seviyorlar' diyor ya! Ben de diyorum ki: Keşke burda maksat sadece 'gıcır'lık olsun. 'Gıcık'lık olmasında!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.