Gönüllerin mimarı!

Olma mı?

Çoktur elbette ki benim de siz gibi merak ettiklerim.

Ama ben biri var ki özellikle merak ederdim ve bir gün mutlaka tanışayım isterdim.

O gün, bugünmüş meğer!

Bugün, başta Muammer Usta olmak üzere Hacıbaba'yı falan mekan olarak 'birinci sınıf' mekan eden o mimarla, o sürekli methedilen, o adını sürekli duyduğum ama bir türlü nasip olmayıp da göremediğim o mimarla tanıştım

Onu sadece bir mimar olarak değil, aynı zamanda gönüllere hoş bir sada bırakan bir 'gönül ustası' gibi de düşünüyordum!

Önce bir Erzurumlu olarak, çıkarttığı güzel işlerden ötürü tebrik ettim onu.

İçimden geldi, iltifat ettim, ''Milat'sın'' dedim.

Erzurum'a estetik zevkli bir bayan elinin değmesinden duyduğum heyecanı yansıtıyordu kurduğum tüm cümleler..




***

Adı Derya Şahin.

Çorumlu eski bir milletvekilinin kızı.

Sayısız başarılı işe imza atan bir tasarım dehası!

Bir zerafet ve dahi güzellik deryası.

Sadece bir mimar değil, aynı zamanda bir hanımefendi.

Erzurum'a sihirli değeneğini değdirdikten sonra mekanlara çağ atlatan ve burada yaşayan insanların da kaliteli, nezih mekanlarda yemek yemesini sağlayan Derya hanımla ik çift sohbet etmesem ölürdüm!

Öyle de oldu!

KARİN'den ortağı olan Zeki Arıcıoğlu'nun nezih mekanı DAYI'da sohbet ettik Derya hanımla.

Erzurum macerasının nasıl başladığını, Muammer Usta ile başlayıp, Hacıbaba ile devam eden iç tasarım çalışmaları esnasında karşılaştıkları güçlükleri dinledim Derya hanımdan.

***

 ''Beni ilk Muammer usta keşfetti. Terminal Caddesindeki mekanını yaptırmak için bir mimar aradığını ve o kişinin de ben olduğumu söyledi. Doğrusu ilk bakışta işlerim yoğundu, kabul etmek istemedim ama ısrarlı olunca, dayanamadım'' diye söze başladı.

Ve sonrasında bugün dördüncü yılına giren o Erzurum serüvenini anlattı. Yaptığı işin bilinenin aksine çok masraf gerektiren iş olmadığına dikkat çeken Şahin,'' Az para ile profesyonel yardım sağlandı sadece'' dedi.

Ankara'da ikamet ettiğini ve Erzurum'a her daim uçağın olmasının burada çalışmalarında önemli rol oıynadığına da dikkat çeken Derya Şahin, ''Bugün Erzurum'da insanların güzel mekanlarda oturup yemek yemelerini, oturduklarını gördükçe daha da mutlu oluyorum. Çünkü buradaki insanlar da her türlü güzelliği hakediyor. Şahsen ben Çankaya'da ne iş çıkartıyorsam, burada da farklı bir şey yapmıyor, aynını yapıyorum'' ifadesini kullandı.




***

Şu an elinde bazı kurumların iç tasarım işi olduğunu da ifade eden Derya Şahin, ''Nihayetinde ben de bir Anadolu insanıyım. Erzurum'da da yabancılık çekmedim. Sevdim de burasını. İlk bakışta belki biraz güvensizlik vardı ama müşterilerimiz beni tanıdıktan sonra bunu tamamen ortadan kaldırdık.'' diye konuştu.

***

Aslına konuşacak çok şeyimiz vardı.

Sıkmayayım dedim.

Bir kere çok nazik.

İstediğimiz kadar konuşabileceğimizi söyledi.

Ama o kadar yoğun ki, onu fazla meşgul etmek de içimden gelmedi açıkçası.

Her dakika gelen telefon, durumu yeterince anlatıyordu zaten.. Teşekkürler yüzü gibi gönlü de güzel kız!

Bu kadar kafi!

'Benim derdim asla para değil. Ben doymuşum'' dedi, ben tam tersi düşünüyorum.

'Biz daha doymadık size' dedim.

Çalışmalarının devamını diledim..

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Türker AKBABA 01 Ocak 1970 02:00

    Hanımefendinin kendileri işinde iyi olabilir saygı duyar başarılarının devamını dilerim ama Mimari anlamda değişecek bir yerler varsa oralar şehrin içleri olmalıdır bence.Bunu gazeteciler olarak dile getirin..

  • baki yiğit 01 Ocak 1970 02:00

    Çok güzel bir iç mimar yazısı olmuş. yüreğine sağlık vedat abi..