Türkiye Haber Girişi : 12 Kasım 2023 22:05

Hedef sadece Atatürk değil, toplumsal barıştır!

Hedef sadece Atatürk değil, toplumsal barıştır!
Erzurum'da Atatürk'e hakaret eden bir döner işletmecisinin gözaltına alınıp tutuklanması ülkede gündem oldu. Avukat Yakup Çağrı Arısoy, konunun hukuki boyutunu tarih süzgecinden geçirerek ele aldı. İşte o yazı.

 

Konu basına yansıyan hali ile Atatürk'e hakaret olarak ifade edilmiş olsa da aslında burada hakaret eylemine maruz kalan Atatürk'ü, Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik sembolü olarak gören insanlardır. Aslında Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun ile korunmak istenen Atatürk değildir, toplumsal barıştır.

 

Yapılan hakaretlerle hedef alınan ise Türkiye Cumhuriyeti’dir. 1950 yılından 1951 yılına kadar Atatürk'ün büstlerine, heykellerine, fotoğraflarına toplam 15 saldırı olayı gerçekleştirilmiştir. Bu saldırılar Ticaniler isimli tarikata mensup kişiler tarafından yapılmıştır. Saldırganlara karşı toplumda bir öfke hakim olmuştur.  

 

1951 yılının 25 Temmuz günü Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun görüşülmeye başlanmıştır. Demokrat Parti Zonguldak mebusu olarak mecliste bulunan Muammer Alakant söz aldığında "Atatürk bizim himayemize bizim korumamıza muhtaç değildir. Tarih bu yönden çoktan hükmünü vermiştir. Bizim yapacağımız şey memlekette sükun ve emniyeti muhafaza etmekten ibarettir. Bu sebeple bu kanun hakarete maruz kimsenin müdafaası imkânlarını sağlayacak ve memleketin sükûn ve intizamının ihlal edilmesine meydan vermeyecek bir müeyyidedir" diyerek, kanunun konulma amacının, Atatürk'ü korumaktan ziyade ülke genelinde huzurun korunması olduğunu ifade etmiştir.

 

Hukukçu Milletvekili Sadri Maksudi Arsal ise Atatürk için, “yalnız bizim tarihimizde değil beşeriyet tarihinde nadir zuhur eden şahsiyetlerden biri” olduğunu belirtmiştir. Erzurum mebusu Emrullah Nutku ise hakaretin oluşması bakımından ihtilatın şart tutulmasının hatalı olacağını belirtmiş yurt genelinde Atatürk'e karşı hakaret ve heykellere karşı saldırılarda bulunan Ticanilerin gizli toplantılarında hakaretlerine devam edebileceklerini bu nedenle cezalandırma için ihtilat aranmaması gerektiğini belirtmiştir. 

 

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun 25 Temmuz 1951 yılında kabul edilmiştir ve bugün hala yürürlüktedir. Kanun’un 1. maddesinde Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, Atatürk'ü temsil eden heykel büst ve abideleri veya Atatürk'ün kabrini tahrip eden kıran bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verileceği ve birini bu suçları işlemeye teşvik eden kişiye, asıl faile verilen cezanın verilmesi gerektiği, ikinci maddede ise bu suçların iki veya daha fazla kişi tarafından toplu ya da umuma açık yerlerde veya basın yoluyla işlenmesi halinde cezanın yarısı oranında artırılacağı ifade edilmiştir. Yine bu suçları zor kullanarak işler ya da işlenmesine teşebbüs edilirse cezanın bir kat artırılacağı ifade edilmiş, ayrıca bu suç bakımından Cumhuriyet savcılıklarının re’sen takibat yapacağı hüküm altına alınmıştır. Bugün için Türkiye Cumhuriyeti mensuplarının büyük bir çoğunluğunun bir egemenlik alameti olarak gördüğü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmek aslında Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almak haline gelmiştir. Bu eylemlerle bilinçli veya bilinçsiz olarak, toplumsal barış hedef alınmaktadır. Adli makamların hassasiyeti neticesinde bu tip hadiseler kontrol altına alınmaktadır. Asıl önemli olan "bireyleri kirli zihinlerin cehaletinden korumaktır...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.