Her depremde kaleci olurum!

Futbolun içerisinde olanlar elbette ki daha iyi bilir. Kaleciler genelde penaltı atışlarında bir köşeyi seçerler. Tuttu tuttu. Tutmadı, ters köşeye yatmış olur ki,  Allah onun artık işini rastgetirsin! Benim deprem esnasında da temel davranış biçimim  hep o kaleciler gibi olmuştur. Bir köşeyi belirlerim. Allah göstermesin, yıkıcı bir deprem anında bulunduğum yerde bir köşeyi kafama kestiririm. Tuttu tuttu. Tutmadı Allah gani gani rahmet eylesin...

***

2011 yılının ortalarıydı sanıyorum. Çoğunuz hatırlarsınız. Yer yer depremler olurdu.. Farklı ölçeklerde yaşanan yer sarsıntıları, Erzurum'da halk arasında paniğe yolaçmıştı. Çoğu insanın geceleri çadır ve araçlarında geçirdiği günler.. Genelde Aşkale merkezli bu depremlerin olduğu dönemde çalıştığım DOĞU TV'ye, tanınmış deprem uzmanlarından Prof.Dr.Ahmer Ercan gelmişti.. Atatürk Üniversitesi'nin davetlisi olarak Erzurum'a gelen Ahmet Ercan'ı 'Haberler'in sonrasında  canlı yayına konuk alacaktık. Deprem anında korunma amacıyla yapılacak işlemleri anlatacaktı.Hayırlı bir proğramdı yani. Hepimizin gündeminde deprem olduğu için hocaya yayından önce oturduğumuz odada ''Hocam, mesela şimdi deprem olsa, nerede durmalıyız?'' diye sordum. O ana kadar da sürekli deprem korkusu yaşadığımız ve o günler çoluk çocuk geceyi hep tek katlı evleri olan eş ve akrabalarda geçirdiğimiz için 4 katlı televizyon binasının bir sarsıntıda neresinde olursak güvende olabileceğimizi, hakikaten öğrenmek istiyorduk. Hoca da sağolsun, ayağa kalktı, sağa sola baktı, bulunduğumuz ikinci katın bir köşesine odaklandı. Durdu, düşündü, sonrasında bize dönerek, parmağıyla o köşeyi gösterdi, ''Bakın deprem anında burada durun'' dedi!

***

Televizyonun sahibi selametlik İrfan ağabey (Alyanak) dahil hepimiz nedense bu cevap karşısında çok rahatlamıştık. Biraz da o günki psikolojiden olsa gerek, ben dahil hepimiz derin bir 'oh' çekmiştik. Ne pahasına olursa olsun bir sarsıntıda gidip o patron katındaki köşede duracaktık! Böylelikle kendimizi güvende hissedecektik. Ne de olsa bize bu öneriyi yapan Türkiye'nin o gün için meşhur adamlarından deprem uzmanı Ahmet Ercan'dı! Gösterilen o köşe sayesinde en azından deprem korkusunu üzerimizden atmayı başarmıştık. O günden sonra da o televizyonda o korkudan uzak kalmıştık ve en azından televizyonda bulunduğumuz sürece pek 'korku-morku' duymadık.

***

Önce Muş, ardından Tekman'da yaşanan depremler sebebiyle ister istemez en azından akşamları o tedirginliği yeniden yaşamaya başladık. Elbette ki kadere inanan insanlarız. Ne gelirse rabbimizden gelecek ve her ne gelirse başımızın üstünde yeri var. Ancak yine de can korkusu işte. Özellikle de geceleri yaşanan sarsıntılarda insanlar bir şekilde panik oluyor. Her evde olduğu gibi bizim evde de oluyor. İlk sarsıntıyı o esnada yattığım için ben hissetmemiştim. İkinci sarsıntıyı, TV izlediğim için hissettim. Ne yalan söyleyeyim, çoluk-çocuğun o panik ortamında, kolonlu bir köşeyi gözüme kestirdim ama Ahmet Ercan ile yaşadığımız bu dialog aklıma geldi. Keşke en azından o korkuyu üzerimizden atmak için bulunduğumuz 8 katlı apartmanın 4.katındaki evimizde olsaydı da, bir köşeyi gösterseydi diye!

***

Bunu şunun için anlattım. Deprem konusunda sayısız haber yaptım. Buna 1983 yılının 29 Ekim'inin sabahında yaşanan o yıkıcı Horasan depremi de dahil. Bir zamanlar Kiremitlik Tabyası altındaki Deprem Araştırma Merkezini de su yolu etmiştim. Bu deprem korkusu psikolojik de bir şey. Bu konunun uzmanları, herşeyden önce o korkunun atılması gerektiğine, aksi taktirde ruh sağlığını olumsuz yönde 'kalıcı şekilde' etkilediğine dikkat çekiyorlar. Sürekli aynı korku ile yaşamak, insanda başka başka hastalıklar da peydah edebiliyor. O korkuyu üzerinden halen daha atamayan bir sürü insan da tanırım. Allah bizi derin acılara sebebiyet veren bu felaketten uzak tutsun.

--

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.