CHP liderinden Başbakan Erdoğan'a cevap gecikmedi: Bedel ödemekten asla çekinmeyeceğiz..
Erzurum Ajans-CHP liderinden Başbakan Erdoğan'a cevap gecikmedi: Bedel ödemekten asla çekinmeyeceğiz..
Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Esenyurt'ta yaşanan faciayı kınayarak başladı. Ardından pazar günü Milli Eğitim Komisyonu'nda yaşanan gergin anlara değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Eğitim Komisyonu'nda CHP'li vekiller yumruklandılar, tekmelendiler. Milletin vekilini Meclis'te yumrukladılar. Yere düşene vurulmaz bu topraklarda. Ancak onlar bir tekeme daha attılar. ' diye konuştu.
Sözlerini daha da ileri götüren CHP lideri post modern diktatör diye seslendiği Başbakan Erdoğan'a, 'Eğitim Komisyonu'nda CHP'li vekiller yumruklandılar, tekmelendiler. Milletin vekilini Meclis'te yumrukladılar. Yere düşene vurulmaz bu topraklarda. Ancak onlar bir tekeme daha attılar. Boyun eğmeyeceğiz.' dedi.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları:
Eğitim nasıl olmalıdır. 4+4+4 sisteminin sonucu ne olur diye akademisyenlerden bilgi aldık. Bütün gazetelerin genel yayın yönetmenleri aradık. Bilgi almak isteyenler gelsin diye. Gelen arkadaşlara teşekkür ederiz. Toplantıda açıklama yapan arkadaşlardan biri şöyle dedi: Burada yaptığım açıklamalardan doalyı başıma bir şey gelir mi bilmiyorum.
BİR KADINA NASIL TEKME ATARSINIZ
Bir sivil toplum örgütü bir açıklama yaptı. Erdoğan kalktı vay efendim siz bunu nasıl yaparsınız diye dünyayı ayağa kaldırdılar. Eğitim Komisyonu'nda CHP'li vekiller yumruklandılar, tekmelendiler. Milletin vekilini Meclis'te yumrukladılar. Yere düşene vurulmaz bu topraklarda. Ancak onlar bir tekeme daha attılar. Onların inançları da böyledir sanırım. Nasıl bir kadına tekem atarsınız.
Nasıl gelirseniz gelin, kimle gelirseniz gelin CHP'yi susturamazsınız. Orman kanunun geçerli olduğu bir Meclis. Orman kanunun geçerli olduğu Meclis doğru düzngün çalışabilir mi?
DEMOKRASİ DÜŞMANLARINA MİLLET DERSİNİ VERMELİ
Herkesin özgürce konuşabileceği bir Türkiye için sonuna kadar çalışacağız. İnsanı dövmek değildir aslı olan. İnsaı dinlemektir aslı olan. Şiddet bile uygulasalar bizi enegelleyemeyecekler. Eğer demeokrasi düşmaları bu ülkede vekilleri tekmelerse, o demokrasi düşmalarına milletin ders vermesini istiyoruz.
Mileltvekili adı üstünde milletin vekili olduğu için, mileltin sesisini dile getirdiği için milletvekili oldular. Aydın geçinen bazı yurttaşlarımıza sesleniyorum. CHP muhalefet yapmayı bilmiyor diyenlere buradan diyorum. Eğer bir kez daha deseniz tekemlenen arkadaşlarımıza bakın. Tekmeleneriz, sesimiz kesilir ama kimse bizi yolumuzdan alı koyamaz.
NEDEN BAKANLAR KURULU'NA İMZAYA AÇMADI
Bu kadar önemli bir konu gece yarısı parlamentoya getirilmesini Erdoğan neden açıklamıyor. Neden Bakanlar Kurulu'nda imzaya sunmadı. Hangi bakan o teklife imza atmayacaktı. Çık açıkla.
Ailelerde sorun yok. Sorun Recep Tayyip Erdoğan'ın kafasında.
Sayın Bülen Arınç'ın arada bir doğrları söylediğni biliyorum. Ama Arınç'a bir şeuy sormak istiyorum. AKP'li vekiller geldiler diyor. CHP'li vekilelr ayakta kaldı. CHP'li vekilller konuşma sıralarını aldılar. Keşke konuşşasalar da bir şeyler öğrenseler. Önceden hazırlanmışlar. Sayın Arınç o bilgileri kimden aldınız.
ORMAN KANUNUNU UYGULUYORSUNUZ
Başbakan demiş hangi dilden anlıyorsanız o dilden demiş. Başbakan sen hangi dilden anlıyorsun. Handi AKP'li vekile yumruk attık. Hangi vekile tekme attık. Ormanda mı yaşıyoruz. Ormanda mı yetiştin sen. Orman kanunu uyguluyorsunuz.O vekiller söz almak için değil. CHP'li vekilleri darp etmek için geldiler oraya.
Bir milletvekilinin komisyonda söz alıp konuşması en doğal hakkı. Sen iki dönemdir vekillik yapıyorsun. Nasıl bilmezsin bunu.
Nereden nereye geldik. Talimat veriyor pazar günü çıkacak. Demokrasilerde yargı organına taimat verilemz. Beyfendi talimat veriyor. Militanları geliyor. Tasarı geçiyor.
KABA KUVVETİ MEŞRU GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORSUN
Eğer birbnirimizin dilindne anlıyorsak ülkede barış olur zaten. Dünayaya bakışımız farklı, insan haklarına bakışımız farklı. Ama sen kaba kuvveti meşru göstermye çalışıyorsun.
Bu ülkde en önemli sorun eğitim konusu zaten. Benim çocuğum senin çocuğun için değil bu herkesin çocuğu için. Gelin uzlaşalım dedik. Ama demokrasi anlayışı olmayan birisi ile nasıl uzlaşacaksınız. Ağzından devamlı kavga sözü çıkan biris ile uzlaşma münkün olur mu? Çifçisi ile kavgalı, akademisyenleri ile kavgalı böyle birisi ile uzlaşmak münkün olur mu. Biz bütün bunlara rağmen uzlaşıdan demokrasidne söz ediyoruz. O ne yaparsa yapsın biz görüşlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Biz insanları düşünüyoruz. Onlar alkışladılar ama biz linç edilen Kaddafi'yi de düşünüyoru. Bu demokrasini gereğidir. İnsan haklarını gereğidir.
20 DAKİKADA KANUN ÇIKAR MI
Bizim söylediğimiz şu akılla ve bilgiyle barış. Uzlaşma demokrasinin vazgeçilmezidir. Buradan postmodern diktatörlerin tetikçilerine de sesleniyorum. O insanlar küçük insanlardır. Onlar tarih önünde sorumludurlar. Bir başbakan yanlış yapıyorsa yanındakiler uyarmalı.. 20 dakikada kanun çıkar mı arkadaşlar. 20 dakikada yemek bile pişmez. Bazıları ne olduğunu bilmiyorlar ama ellerini kaldırıyorlar. Bu tablo parlamentoya yakışmıyor. Bu tabloyu benimseyen tek bir kişi var. Bu tablodan aklı başında kimse memnun olamaz. Basın mensupları terk etsin burayı diyorlar. Orman kanunlarını uygulamak istiyorlar. Basın mensupları dışarı çıksın biz linç edelim diyorlar.
İDOLÜ KENAN EVREN
Örtemezsiniz bazı şeylerin üstünü. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın gerçekleri saklayamazsınız. Artık en baskıcı ülkeler arasında Türkiye'nin de adı geçiyor. CHP bunu bütün dünyaya anlatacak. Bir diktatörün foyası ortaya çıktı diktatör zıvanadan çıktı. Neymiş CHP bizi yurt dışında kötülüyormuş. Bu başbakanın dünyadan haberi yok. Eğer ben burada konuşuyorsam eğer haberse dünyaya zaten gider. 32 yıl önceki Kenan Evren gibi onun söylediklerini Tayyip Erdoğan söylüyor. Kenan Evren Başbakan Erdoğan'ın idolü.. Zulüm varsa, insanlar derdest ediliyorsa, avukatına dosya verilmiyorsa bunu elbette duyuracağız.
Sayın Tayyip Erdoğan söyleyeceğiz. Dünyanın her yerinde söyleyeceğiz. Buradan bütün milletvekili arkadaşlarıma bir görev veriyorum; birinci görevimiz bu postmodern diktatörün görevlerini anlatın ki nasıl yalan söylediğini yargıyı nasıl baskıladığın medya üzerinde nasıl bir baskılama uyguladığını bilsin. Biz bu görevimizi yerine getiremezsek Ahmet Şık'ın Nedim Şener'in hayatlarından çalınman 375 günün hesabını soramamış oluruz.
SEN ÇIKIP GAZETECİLERDEN ÖZÜR DİLEYECEK MİSİN
Şimdi ben bu post modern diktatöre sormak isterim; sen serbest kalan gazetecilere sen ergenekoncusun teröristsin dedin. Sen çıkıp bunlardan özür dileyecek misin? Terörist diye yaftaladın. Sen vicdan muhasabesi yapıyor musun? O kadar çok yalan ve iftira atıldı ki?
Postmodern bir diktatörün yalanlarına tahammül edemiyoruz. Güya ben İsrail'de tutukulu gazeteci yok demişim. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, benim bu sözleri sarf ettiğimi ispatlaymazsan senin şerefini haysiyetini sorgular hale geleceğim. Bir başbakanın şeref ve haysiyetinin sorgulanmasını istemem. Halkına doğruları söyleyeceksin. Yalan söylersin sesimi çıkarmadım. Ben İsrail'de tutuklu gazeteci yok demişim. İnsanda biraz ar olur haya olur. Kendisine Başbakan olarak her seferinde dikkatli bir dil kullanmaya çalıştım. Ama bir iki üç yeter artık. Bu kadar yalan yeter. Hiç bir yerde hiç bir ortamda yalan söylemeyeceğim dedim. Benim bir yalanımı ispat etsin.. Post modern bir diktatörün iftiralarına yalanlarını herkese göstereceğiz. Post modern bir diktatör yargı üzerinde de baskı ister.
DANIŞTAY'DA 3 ÜYENİN YERİNİ DEĞİŞTİRDİLER
Danıştay'da 3 üyenin yerini değiştirdiler. Başbakan özel yetkili görevlendirebiliryordu. Eğer savcı başbakandan izin alamasaydı Danıştay birinci daireden izin alacaklardı. Danıştay'da üç üyeyi değiştiler. O yargıçlar post modern diktatörün sesini dinleyeceklere. Dikta rejimlerinin vazgeçilmez sonucudur. Eğer yargı vicdan taşıyorsa bu değişikliğe karşı çıkması lazım. Yargıya şaibe düşürürler. Bu Danıştay'ın tarihine de yakışmıyor. Adaletle fazla uğraşmak doğru değildir. Adalet devletin temelidir. Addaletin bozulduğu yerde yani tuzun koktuğu yerde sorun artık aşılamaz olur. Adaletin terazisiyle oynamayın gün gelir o terazi sizi de tartar.
Pozantı'da yaşananları gördük. Yüz kızartıcı tablo Türkiye'nin gündemine oturdu. CHP'nin müdahalesiyle 8 ay önceki başvuru ile bakanlık harekete geçti. Çocuklara yapılanlar karşısında ses çıkarmayanlar da en az onlar kadar alçaktır.
