Tükenirken mutlu olan şehir: Erzurum
Cumhuriyetimizin
86. yıldönümünde Erzurum, modern bir alışveriş merkezine (AVM) kavuştu. Hadi
hayırlı olsun! AVM’yi gezerken tespit ettiğim olumlu ve olumsuz halleri
sizlerle paylaşmak istedim. Bakalım bana hak verecek misiniz?
Önce AVM’nin kara kara
düşündüren halleri:
İzdihamın dağılması ümidiyle açılışından bir hafta sonra ilk defa
gittiğim merkezde hâlâ izdihamın olması beni şaşırttı. Erzurum halkının AVM’ye
kutsal bir mekânmış gibi akın etmesine, izdihamın para harcama yarışı olmasına
acı acı tebessüm ettim.
Tüketiciler, fiyatı cazip bir ürünü diğer tüketiciden daha önce
elde edebilmek için yer yer birbirlerini ezdiler. Bir ürüne herkesten önce
sahip olan tüketicinin, muzaffer bir edayla etrafına pozlar vererek kasalara
gittiğini yine acı tebessümlerle izledim.
Sadece ekranlarda gördüğüm kontrolsüz tüketim çılgınlığını bizzat
ve maalesef Erzurum’da da gördüm. Alışveriş merkezinin kapanma saatinde, mağaza
müdürlerinin ve güvenlik görevlilerinin tüketicileri mağazalardan ve alışveriş
merkezinden çıkarmakta güçlük çektiklerini duydum.
Alışverişe gelenlerin, elinde “alışveriş
listesi” olmaması, mağazaların ürünlerini adeta bedava dağıttıkları hissiyle
önüne gelen her ürünü alması oldukça düşündürücüydü. Bilinçsiz tüketiciler, tüketimden gelen
güçlerini kullanmak isterlerken (farkında olmadan) şirketlerin kâr marjinalini
artıran köleliğe sürüklenmekteler. Aslında insanımız tüketerek tükenmekte; ama
farkında değil.
Harcadıkça stres atan,
Harcadıkça karizma kazandığını sanan,
Harcadıkça kendine güveni gelen, mutlu olan,
Harcadıkça kontrolünü kaybeden tüketiciler sahte bir tatmin
yaşadılar; ancak yine aynı tüketiciler kredi kartlarının hesap özetlerini ödeme
gününde çok ciddi stresler yaşayacaklarını unutmuş gibiler.
Tükenen tüketici (maalesef)nefsinin elinde oyuncak olmuş durumda…
Zavallı ve bilinçsiz Erzurumlu tüketici, ailesindeki fert sayısına
bakmaksızın,
Aylık gelir –gider dengesine bakmaksızın,
Özellikle gıda stokları yaparken bu gıdaları son kullanma tarihine
kadar tüketememe ihtimalini hesap etmeksizin alışveriş yapmaktadır.
Sanırım stokladığı gıdaların birçoğunu tüketemediği ve gıdalar
bozulduğu için yarın çöpe atacak. Hesapsız yapılan alışverişlerin, yarı yarıya
israf olduğunu fark etmek lâzım.
Dikkatimi çeken başka bir durum da; alışveriş merkezindeki
Kollarına
iki kişinin girmiş olmasına rağmen ehramlı ve oldukça yaşlı bir teyzenin
ehramını yürüyen merdivenlere sıkıştırdığını ve yerel ağızla beraberindekilere
beddua etiğini seyrettim sonra…
Alışveriş merkezinin civarında; hatta Yenişehir’de fırıncı, manav,
bakkal gibi birçok esnafın günlerdir siftah yapamadıklarını, çocuklarına ekmek
parası götürmekte sıkıntıya düştüklerini görmezden gelemeyiz. Yenişehir’deki “Cumartesi Pazarı” bu hafta tezgâh
açmadı. Pazarcılar zor durumda… Zor durumdaki esnafın, pazarcının ve onların
çocuklarının psikolojisini hesap etmek durumundayız. Ortada orantısız, haksız
ve kuralsız bir rekabet varsa, yetkililerin bu işe mesai harcamaları gerekir.
Batı’da birçok şehirde olduğu gibi bu alışveriş merkezi de şehir
dışına yapılmalıydı. Yerel yöneticilerin Yenişehir’deki ticari dengeleri, küçük
işletme sahiplerinin düştüğü zor durumu önceden hesap etmeleri gerekirdi.
Alışveriş merkezinin çevresinde artık yeni bir trafik düzenlemesi
yapılması gerekiyor. AVM’nin garaj çıkış ve girişindeki trafik ışıklarının ve
yığılmanın kazalara davetiye çıkardığı, AVM’nin Yenişehir alt yola bakan
cephesindeki otobüs durağının, ışıkların ötesine (meselâ Solakzâde Camii’nin
önüne doğru) kaydırılması ve AVM’nin önünde park yasağının uygulanması
gerektiği yetkililerce görmezden gelinmemelidir.
Trafik problemi, aşırı gürültü ve yoğunluktan dolayı AVM’nin
civarındaki konutların değerinin ve kirasının sanıldığının aksine
düşebileceğini gördüm.
…ve şimdi de AVM’nin memnun eden halleri:
Mesela, her sınıftan, sosyal tabakadan, meslek grubundan ve
statüden insanın -bir alışveriş merkezinde olsa bile- birlikte
yaşayabileceklerini, aynı mekânda karşılıklı etkileşim ve iletişimle daha iyi
sosyalleşebileceklerini fark ettim.
Mağaza çalışanlarının Erzurumlunun alışmadığı kadar nazik,
sevecen, samimi ve eğitimli olmaları dikkatimi çekti ve bir müşteri olarak
memnun oldum. Alışveriş merkezinde nezakete ve birlikte yaşamaya alışan
Erzurumlunun şehrin diğer mağazalarından da aynı nezaket ve hassasiyeti
bekleyeceğini, bu bağlamda daha nitelikli bir tüketici olacağını ve müşterisine
karşı ilgisiz ve kaba esnafın işinin daha zor olacağını düşündüm.
AVM’deki mağazalarda ürün çeşidini ve zenginliğini görünce yer yer
Erzurumlu tüketicilere hak verdim.
AVM’nin açılış tarihine yakın yerel büyük marketlerin de ürünlerde
çok büyük indirimler yapması/yapabiliyor olması beni düşündürdüğü gibi;
rekabetten tüketicinin kârlı çıkması da elbette halkı mutlu etti. Ticari
rekabetin ardından kendine sunulan cazip fiyat ve hizmetlerden dolayı tüketici
kendini daha kıymetli hissetmeye başladı.
AVM sadece alışveriş merkezi değil, aynı zamanda bir yaşam
merkezi… Bu açıdan kış memleketi Erzurum’da bir boşluğu doldurdu. AVM, tüketime
dayalı bir merkez olsa da Erzurumluya Erzurum’un bir büyükşehir olduğunu az da
olsa hissettirdiğini söyleyebilim.
AVM’de Erzurum’un ihtiyacı olan çok amaçlı bir salonun olduğu
kültür merkezini gezince mutlu oldum. Kültür merkezinde ilerde yapılacak
birbirinden değerli nice sergi, panel, seminer gibi sanatsal ve kültürel
etkinlikleri görür gibi oldum.
Erzurum’da yaşadığımız halde uzun zamandır göremediğim tanışları,
simaları AVM’de salına salına gezinirken gördüm. Hatta; dırdırıyla kocasını
evden kaçırtan kadınların, kocasını; velinin, okuldan kaçan öğrencisini;
alacaklının, aylardır ulaşamadığı borçlusunu ancak AVM’de yakalayabileceğini;
bayramdan bayrama bir araya gelen eş, dost ve akrabaların birbirlerine AVM’de
daha sık karşılaşabileceklerini fark ettim.
Menderes Kapalı Otoparkı’nı yere göğe sığdıramayanların, bu parkı
Doğu’nun en büyük otoparkı diye yutturanların AVM’nin kapalı otoparkının ne
kadar rahat ve kullanılır olduğunu gördüklerinde neler hissettiklerini çok
merak ettim.
Kiminin Redevco, kiminin AVM ve kiminin de Carrefour dediği
alışveriş merkezinde 10 günde eski parayla 20 trilyon ciro yapıldığını dikkate
alırsak, Erzurumlunun yaşam standardının hiç de fena olmadığı söylenebilir.
Kısaca Erzurumlu olarak modern bir alışveriş ve yaşam merkezimiz
oldu diye mutlu oldum; ancak haksız rekabetten dolayı mağdur olan küçük esnafın
halleri, bilinçsiz tüketicilerin tükettikçe tükendiklerini fark edememeleri ve
yapılan aşırı israf, üzerinde ciddi düşünülmesi gereken durumlardır.
Her Erzurumlu, şehrini ve kendisini tüketmekten kaçınmalıdır.