Yıldızlar da kayar, durmaz yerinde!

Sırf bulmuşuz böyle yazı yazacak yerler diye bir çoğu sanar ki içinden geçen her istediğin her an her daim yazılıp, çiziliyor. Hiç de öyle değil. Her yazıyı yazdığında sadece imla kuralları ile sınırlı değil dikkate aldığınız şey, gelecek olan olası menfi, müsbet tepkileri de düşünür, kılı kırk yararak karalarsınız bir şeyler. Mesela benim de çok vardır yazmak istediğim ama yazamadığım. Adına ister mahalle baskısı de, ister hükümet zoru, bir şekilde her şeyi yazamıyorum. Hele de bir yakınına mektup yazmaya kalksa 50 tane kağıt zayi edecek çok bilmiş bazı sözümona yazı yorumu yapan zatı şahaneler pek bilmez ama yazı adamlarının çoğu da bunu bilir ve aynı dertten muzdariptir. Çoğu kez bir konuda yazanlar için yalaka ve cahil tanımları bir tarafa, vatan haini suçlamalarının bile yapıldığı bir vakıadır!

***

Mesela benim geçen bu iki yıl içerisinde kaleme almayı düşündüğüm ama son anda bazı çekincelerden dolayı yazamadığım 'kalite' adamlardan biridir dün tayini çıkartılan Emniyet Müdürümüz Halit Turgut Yıldız!

Bırak karakolluk olmayı, ihaleye girmişliği filan, en küçük bir polisle dahi ağız münakaşalığı olmayan biri olarak diyorum, hep gönlümdeydi Halit Turgut Yıldız!

Bir kaç arkadaşın aksine benim hiç bir zaman soğuk bulmadığım, aksine sıcakkanlı, samimi ve dost canlısı bir kişiydi tanıdığım Halit Turgut Yıldız!

Ve sahada çalışırken onca Müdürü de yakından tanımış biri olarak da diyorum ki, gelmiş geçmiş en iyi Emniyet Müdürlerinden biriydi Halit Turgut Yıldız!

***

Hataları, eksikleri olmamış mıdır, elbette olmuştur.

Seveni kadar elbet de hem içeride hem de dışarıda sevmeyeni de olacaktır elbet.

Ama bende hep 'adam gibi adam' intibası bıraktı.

Bir adım gelene iki adım giden bir yapısı olan polisti.

Temsil yeteneği en üst düzeydeydi.

Bazı dost sohbetlerinde de biraz daha yakından inceleme fırsatı bulduğum Halit Müdür, muhteşem bir bilgi birikimine sahip, son derece donanımlı, 'dolu' bir adamdı.

Ne yalan söyleyeyim, Kadir Sabuncuoğlu başkanlığındaki Gazeteciler Cemiyeti yönetimi olarak geldiği günün haftasında makamında tebriğe gittiğimizde ilk gördüğüm andan itibaren de cemaatçi veya şucu-bucu kimliğine hiç şahit olmadım.

İlk günden son güne kadar tam bir devlet adamı intibası verdi bana ve kurduğu sıcak ilişkilerde de devlet memuru vakarlığını hep muhafaza ederdi.

***

Biliyorum ki ben Halit Müdür ile ilgili düşüncelerimi örneğin 2 gün önce yazmış olsaydım, çoğu çok bilmiş beni önce yalakalıkla suçlayacaktı. Demek ki kısmet bugüneymiş. Halit Müdürüm ile ilgili şahsi düşüncelerimi demek ki bugün paylaşmalıymışım. Yapacak bir şey yok. Nihayetinde devlet işleridir bunlar. İrade öyle karar vermiş. Öpüp başımıza koyacağız elbet. Vakti zamanı gelen gidecek elbet. Biri gelecek, diğeri gidecek. Belki aynı süslü cümleleri, kalbi düşünceleri, gelecek olan yeni Müdür Başmüfettiş beyefendi için de kullanırız. Öyle ya. Son derece de normal bir durum bu. Saygı da duymak lazım.

***