30 Mart, seçimden öte bişey...

17 Aralık'tan sonra öyle "şok" olaylara tanık olduk ki, pek çok kişi gibi Recep Akdağ da haklı olarak, "30 Mart Yerel Seçimleri'ne olduğundan daha fazla bir anlam yüklendi" dedi.
Yaşanılanlar bu tespiti haklı çıkarıyor.
Evet; 30 Mart Yerel Seçimleri, belediye başkanlarını belirleme seçimi olmaktan çıkıp, adeta hem AK Parti'nin, hem de muhalefetin "güven oyu"na dönüştü.
Geçenlerde CHP'nin ağır toplarından biri olan Muharrem İnce bir konuşmasında, "AK Parti bu seçimde yüzde 49'un üstünde oy alırsa siyaseti bırakırım" demişti.
Muharrem İnce gibi kelime sihirbazı deneyimli bir politikacının, AK Parti adına seçim çıtasını yüzde 49'da tutması, daha doğrusu bu oranı şimdiden kabullenmesi göstermektedir ki, CHP, bugünden iktidara güven oyu vermiş.
Yüzde 49, onbir yıldır iktidarda olan bir partinin girdiği üçüncü yerel seçimde alabileceği çok iyi bir orandır.
Kaç zamandan beri seçim sonuçlarına dair kamuoyu araştırmaları yayımlanıyor. Bu araştırmaların bazıları tamamen AK Parti lehine sonuçlar verirken, bazıları da AK Parti'nin aleyhine çaba içinde...
Fakat tarafsızlığını ispatlamış şirketlerin araştırma sonuçlarının ortalamasına bakıldığında AK Parti hiçbir şekilde yüzde 47'nin altında değil.
Bu da, aslında Muharrem İnce'yi teyit ediyor. İnce'ye göre, sürpriz yüzde elli ve üzeri olacaktır.
Pekii olabilir mi?
Hiç de ihtimal dışında değil.
Başbakan'ın, "illa da sandık, illa da sandık" demesi, bu ihtimali güçlü kılıyor.
Gerçi seçime daha bir aydan fazla zaman var, yani çok şey değişebilir.
Baksanıza Türkiye öyle başdöndürücü bir gündem yaşıyor ki, en şok haberlerin mürekkebi kurumadan yenileri uç veriyor.
Bu sebeple 30 Mart'a kadar kimbilir neler olacak, neler...
Buarada...
30 Mart'ı güven oylamasına çevirenlerin başında cemaat geliyor.
AK Parti ile arasındaki tüm köprüleri atan ve savaş baltalarını çıkaran cemaat, (AK Parti'de aynı şekilde) şayet 30 Mart'ta AK Parti'ye şöyle on onbeş puanlık bir darbe indiremezse kurumsal varlığını büsbütün tartışmaya açmış olacaktır.
Aynı şey, CHP için de geçerli...
Evet; 30 Mart seçimleri artık bir yerel seçim değildir.
Bu, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın da dediği gibi, "Türkiye için bir yol ayrımı"dır.
Seçmen nasıl bir tercihte bulunur bilinmez. Ancak kesin olan şu ki, Türkiye bıçak gibi keskin bir karar verecek...
Sonuca herkes katlanmak zorunda...
Çünkü belediye başkanını belirleme seçimini, varlık- yokluk seçimine dönüştürdüler.
Erzurum'dan bile bu tehlikeli süreci çok açık biçimde izleyebiliyoruz.
Büyükşehir adayı Mehmet Sekmen, "Eğer bir önceki yerel seçimlerin üzerine çıkamazsak kendimizi başarılı saymayız" diyor.
Muharrem İnce nasıl çıtayı yüzde 49 olarak belirlediyse, Mehmet Sekmen de aynı biçimde Erzurum ölçeğinde bir çıta koyuyor.
Beş yıl önceki yerel seçimlerde AK Parti Erzurum'da yüzde 56.8 oy almış.
Bu bile başlı başına bir rekorken, çıtayı bunun üzerine çıkarmak hayli iddialı bir hamledir.
Mümkün mü?
Kolay değil, ama asla imkansız da gözükmüyor.
Muharrem İnce, yüzde 49'u bir hesap sonucunda söyledi, Mehmet Sekmen de bir aydır sahada ve neredeyse gitmediği ilçe köy kalmadı. O da deneyimli bir politikacı ve bu işi bilen kişilerden biri...
Çıtayı yükseltiyorsa demek ki bir bildiği var.
Keşke böyle olmasaydı diyoruz ama artık çok geç.
Türkiye 30 Mart'ı milat kabul edecek.
Bu yüzden 30 Mart sadece bir seçimin adı değil.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.