Akil İnsanlar...

Listede kimlerin isimleri yer alacak diye, günlerdir merak ediliyordu.

Neyse ki, merakla beklenen o liste açıklandı da, herkes rahatladı.

Adına, önce "akil adamlar" denildi, sonra içlerinde kadınların da olduğu fark edilince, "akil insanlar" diye değiştirildi.

"Akil insanlar" listesi, sinema oyuncularından akademisyenlere, gazetecilerden işadamlarına, sendikacılardan STK temsilcilerine kadar, son derece kuşatıcı bir yelpazeye sahip?

Listede bir de hemşerimiz var:

Bendevi Palandöken ( Karadeniz Bbölgesi)

Fakat 9 kişilik Doğu Anadolu listesinde Erzurumlu kimse yok.

Dün tek tek inceledim, kim kimdir diye.

Bugün yarın şehrimize gelip, "barış süreci"nin neden doğru bir adım olduğunu insanlara anlatacak olan 9 kişilik komisyonun içinde sadece Karslı bir üye var.

İşte isimler ve o isimlerin nereli oldukları:

Can Paker İstanbullu, Robert Koleji'nden sonra Berlin Üniversitesi'nden mezun olmuş. Profesyonel bir yönetici ve pek çok meslek örgütünde aktif görev yapmış.

Sibel Erarslan, İstanbul Üsküdar doğumlu, gazeteci yazar. Başörtüsü yasağı nedeniyle hukuk tahsiline 25 yıl ara vermek zorunda kalmış insan hakları savunucusu, aydın bir insan.

Ayhan Ogan, İstanbul'da yaşıyor, Sivil Dayanışma Platformu Başkanı hukukçu-yazar. Tv programlarında özellikle emekli paşalarla tutuştuğu sert tartışmalarla adından söz ettiren bir aydın.

Mehmet Arslan, mühendis işadamı, Mersinli. Hakkında, "Barzani'nin Türkiye'deki ortağı" şeklinde haberler çıktı. Mersin'de çok sayıda fabrikası olan ve eğitim alanında yaptığı hayırlarla tanınan bir sanayici.

Abdurrahman Dilipak, Osmaniye doğumlu, gazeteci yazar. Uzun yıllardan beri Akit gazetesinde yazmaktadır. Onlarca basılı eseri ve tv programı olan Dilipak, sert tavrı ve dik duruşuyla 28 Şubat Süreci'nde en fazla hâkim karşısına çıkan bir yazardır.

İzzettin Doğan, Malatya asıllı akademisyen. Alevi örgütlerinin tepe ismidir. Mutedil duruşu ve farklı tarzıyla geniş kitlelerin saygınlığını kazanmış alevi dedesidir.

Abdurrahman Kurt, Diyarbakırlı inşaat mühendisi. Aktif siyasette uzun yıllar bulunmuş ve bölgesinin sorunlarını televizyon programlarında ateşli bir şekilde dile getiren ve Kürt hakları konusunda ezber bozan görüşler öne süren bir siyasetçi.

Zübeyde Teker, Diyarbakır asıllı, aktivist. Televizyon programcılarının en çok başvurduğu aktivistlerden biri. Sözünü eğip bükmeden konuşan ve Kürt meselesini öne çıkaran ama insan haklarını çatı düşünce gören mücadeleci bir kadın.

Mehmet Uçum, Karslı, hukukçu. Genç yaşına rağmen İstanbul Barosu'nda yürüttüğü çeşitli görevlerle adından söz ettirmeyi başarmış bir avukat olan Uçum, açılım sürecine başından beri şartsız "evet" diyen bir Doğulu.

Şayet açılım süreci başarıya ulaşırsa, ?ki bütün dualarım bu minval üzeredir- kurulan bu komisyonların hayli faydası olacak.

Çünkü yedi ayrı bölgeye dağılacak olan üyeler, bir yandan açılım sürecinin ülkemize getireceği faydayı anlatırken, diğer yandan da gittikleri her şehirde, farklı görüşteki insanların düşüncelerini öğrenip önerilerini dikkate alacaklar.

Yani iddia olunduğu gibi, "Tayyip Erdoğan'ın tebliğcileri" ya da "hükümet memuru" olmayacaklar. Zaten listenin tamamına bakıldığında da bunun işaretleri görünüyor. Misal listede, İzzettin Doğan ve Kadir İnanır gibi pek çok isim, AK Parti hükümetine muhalefet eden kimselerdir. Tabii ki aynı listede Ak Parti'yi kayıtsız şartsız destekleyen isimler çoğunlukta?

Barış sürecine başından beri itiraz eden kesimler, "akil insanlar" listesinde kimlerin isimleri yer almış olursa olsaydı, aynı eleştirilerini sürdüreceklerdi. Çünkü o kesimlere göre, "barış süreci" aslında bir "ihanet süreci"dir.

"Akil insanlar" listesinin, Damat Ferit Hükümeti'nin, "heyet-i nasihası"na benzetilmesi bu sebeptendir. Oysa ikisi arasında isim listesi olmasının dışında bir benzerlik yoktur.

Yoktur. Çünkü; Damat Ferit'in, " heyet-i nasihası" isgal altındaki Anadolu'yu dolaşarak, "sakın milli mücadelecilere destek vermeyin" diyordu. Yani o heyet, düşmandan ve işgalden yanaydı.

Bu gerçek öylece dururken, "barış süreci"ne destek amacıyla oluşturulan bir listenin, öbürüyle aynı kefeye konulması, en masum ifadeyle haksızlıktır, bühtandır.

PKK terörünü bitirmek, ülkeye huzur ve güven tesis etmek maksadıyla çıkılan bu yolda, işin şekline ve diline dair eleştirilerde bulunabiliriz.

Bu, doğal hakkımızdır. Önceki gün bu meseleye dair yazarken, kişisel duygu dünyamı dile getirmiş ve yürütülen üsluptan rahatsız olduğumu söylemiştim. Ama bu, barış sürecine karşı çıkmamı ve onu "ihanet projesi" görmemi gerektirmiyor.

Sürecin karşısındaki kesimler bekliyor ki, proje fiyaskoyla noktalansın ve atılan adımlar duvara toslayıp kırılsın.

Olabilir; birileri bu yönde bir temennide bulunabilirler. Ama bu temennileri saygın olmadığı gibi akli de değildir. Bendeniz barış sürecinin yüzde yüz olmasa bile başarıya ulaşması halinde bölücü PKK terörünün nihayet bulacağına inandığım için tersini temenni ediyorum:

İnşallah başarılı olunur ve inşallah murat olunduğu gibi terör biter ve Türkiye yeniden sevgi ve hoşgörü sütunları üzerine bina olunur.

Allah korusun tut ki benim gibi düşünenler yanıldı, diğer kesim kazandı.

Aynı şeyi tekrar edeceğim:

Belki birilerinin egosu ve putlaşmış nefsi tavan yapar ama uzun vadede Türkiye kaybeder.

Dikkat ediyorum dünden beri birileri "akil insanlar"ı ya "ti"ye alıyor veya hakaret üstüne hakaret yağdırıyor.

Ben ise ön yargıdan arınmış bir anlayışla o heyeti bekleyip söyleyeceklerini dinleyeceğim. Şayet anlatacakları bildik laflar ve slogandan öteye geçmeyen hamaset olursa, şiddetle muhalefet edeceğim. Ama önce dinlemek ve onları görmek istiyorum.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ÖZGÜL ASLAN 01 Ocak 1970 02:00

    TÜH!! SENİ NİYE ALMAMIŞLAR Kİ O LİSTEYE..