Balyoz sokak-1

Şehir; Harput Kapı, İstanbul Kapı, Kavak Kapı ve Kars Kapı’nın dışına henüz taşmamış, Yenişehir, Yunus Emre, Sanayi, Şükrü Paşa, Yıldızkent, Kayakyolu ve Dadaşkent gibi semtler henüz oluşmamıştı.

Sırt sırta vermiş şirin ve sıcak yerli Erzurum evlerinin oluşturduğu eski mahallelerimizde, kederleri ve sevinçleri paylaştığımız, komşularımızla huzur içerisinde yaşadığımız günlerdi.

Büyük dedelerimin mahallesi olan Ayazpaşa’daki evimizden Yeğenağa Mahallesi’ndeki Yavuzer Sokağa taşınıp, Gödekmerdanlara ait iki katlı evin birinci katına yerleşmiştik.

Evimizin çok güzel bir bahçesi vardı, bahçenin içerisinde leylak, akasya ve elma ağaçları bulunuyordu, ev sahiplerimiz bu bahçede bostan eker, çokta güzel mahsul alırlardı.

Arsız apartmanların yükselmediği o dönemlerde şehirde bahçeli ev sayısı bir hayli fazlaydı, bahçelerin genelinde ise leylak ve akasya ağaçları ile yerli güller bulunurdu.

Yavuzer Sokak’taki evimizi oldukça sevmiş, kısa zamanda komşularımızla kaynaşmıştık.

Bizim sokağın ilerisinde ise meşhur Balyoz Sokak yer alırdı.

Acemlerin fazlaca bulunduğu Balyoz Sokağa “Acem Sokağı” da denilmekteydi.

Komşularımız arasında Acemler ve Çerkezler vardı.

Sokağa neden Balyoz ismi verilmişti, hangi gerekçeyle bu sokağın ismi Balyoz olmuştu? o günlerde bu konu fazla ilgimizi çekmemişti.

Bilindiği gibi taş kırmak için kullanılan ağır çekice balyoz ismi verilmektedir, böyle bir ismin sokağa verilmesi biraz tuhaf görünmektedir.

Osmanlı döneminde elçiler için kullanılan “Balyos” kelimesi ile ilgili bir ilişkilendirme yapıldığında, sokağın ismi hakkında bir tahmin yürütmek mümkün olabilmektedir.

Şöyle ki; geçmiş dönemlerde elçiliklerin bulunmasından dolayı sokağa “Balyos” ismi verilmiş, zaman içerisinde Balyos’un Balyoz kelimesine dönüştüğü akla gelmektedir.

Ev sahibimiz Hafız Gödekmerdan’ın asıl adı Sertip idi ve eşi Efruz Hanım’la bitişiğimizdeki evlerinde otururlardı, ailenin Zeki ve Soner (Abdülkadir) isimli iki evlatları vardı.

Hafız Amca ticaretle uğraşırdı; Taş Mağazaları’nın girişindeki Çiçek Palas’ı işletmiş, daha sonraları da Şehir Kulübü’nü çalıştırmıştı.

Rahmetli olan Zeki Ağabeyi bizden yaşça büyüktü ve silaha meraklıydı, şu anda Bodrum’da yaşayan Soner (Abdülkadir) Ağabeyi ise ağabeyimle akran sayılırdı.

Bir gün Soner Ağabeyi bahçede dolaşırken, rahmetli babam onu yanına çağırmış, Alman helvası ikram edeceğini söylemiş ve onu eve davet etmiş.

Eve geldiklerinde babam rahmetli anama: “Hanım; misafirimiz var, ona Alman helvası ikram edeceğimizi söyledim, getir de beraber yiyelim” deyince, Soner Ağabeyi “Bu Alman helvası da ne ola ki” diye beklerken, anam Soner Ağabeyi’nin önüne patates kavurması getirmiş ve babamda: “Almanlar patatesi çok severler, biz de patates kavurmasına Alman helvası adını koyup, sana şaka yaptık” diyerek, Soner Ağabeyi’nin unutamayacağı bir espri yapmışlar.

Akkoyunlu hükümdarlarından Gödek Ahmet’in soyundan gelen yedi kardeşin, çocuklarının Iğdır’ın Aralık ilçesi Gödek Köyü’nden göç edip 1918’de Erzurum’a gelmelerinden sonra, ailenin bazıları Gödek, bazıları da Gödekmerdan gibi soyadlarını kullanmışlar.

Gelen ailelerden üçü geri dönmüş, diğerleri ise kalmışlar.

Kök itibarıyla Revan’dan geldikleri söylenen bu ailenin maddi durumları bir hayli iyi idi, mahallede onlara ait birkaç ev daha bulunur ve kendileri acemler olarak bilinirdiler.

Deve kervanları olan bu ailenin develerini Kazım Karabekir Paşa savaş esnasında almış ve buna mukabil aileye Pulur, Dumlu, Karagöbek, Çiflik ve Tufanç köylerinde araziler vermiş.

Dumlupınar İlkokulu’nun önünden başlayarak Mahallebaşı’na kadar uzanan Balyoz Sokak, Yeğenağa Mahallesi’nin önemli yerleşim birimlerinin başında gelmekteydi.

Yanı başımızdaki Bit Meydanı’nın renkli görüntüleri, evin bahçeli olması, komşularımızın fevkalâde güzel insanlar olması, Yavuzer Sokağı sevmemiz için yeterli sebeplerdi.

Sokağımızın ismi, Ağır Bakım’ın Erzurum sevdalısı, “Dadaş Albay”ı İhsan Yavuzer’den gelmektedir.

Erzurum kültürüne ve sporuna oldukça katkısı olan rahmetli İhsan Albay’ın bir sokağa isminin verilerek yaşatılması da güzel bir ahde vefa örneğidir.

İhsan Bey’in zamanında bu sokakta birkaç takım evi varmış, bu evleri Şefik Topçuoğlu’na satmış, Şefik Bey’de aldığı bu evleri iyi bir fiyatla elinden çıkarmış.

Devam Edecek… 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.