Balyoz sokak-6

En iyi görüştüğümüz komşularımızdan birisi de Ezirmiklilerdi.

Onların evleri de bizim sokaktan Balyoz Sokağa çıkıldığında tam karşıdaydı.

Ev çok güzel bir Erzurum konağıydı, arka tarafta çok güzel bir bahçesi, üst katta derin pencereleri ve yüksek tavanlı odaları vardı.

Aile Ezirmikli olduğu için onlara Ezirmikliler denirdi, ama soy isimleri Karabacak'tı.

Erzurum'un işgali sırasında Ermenilerin Müslümanları doldurup yaktıkları Ezirmikli Osman Ağa Konağı bu aileye ait olup, tarihe tanıklık edecek bu evin kalıntılarından hiç bir eser kalmamıştır.

Fevzi Karabacak'ın bu evinde Ahmet, Nuri, Ali isminde üç oğlu ve Yurdagül isminde bir kızı vardı.

Ahmet Ağabeyi bizden çok büyük olmasına rağmen evlerine gittiğimiz de bizle güreş tutar ve oynardı.

O günlerde bizi sırtına alan Ahmet Abi gözümüzde Herkül gibi görünürdü.

Ezirmiklilerin evinin alt katında taştan çok güzel bir su kurunu bulunurdu, üzeri tahta ile kapalı olan bu kurundan sular kesildiği zaman gider su alırdık.

Saplı ile kovamıza dökülen bu taş kurunun suyu oldukça lezzetliydi.

Ezirmikliler Erzurum'un yerli ailelerinden olup çok düzgün insanlardı, annem onlara komşuluğa fazlaca giderdi.

Dantel örtülerin sarıldığı pencere içerisine kardeşim Uğur'u oturtturmuştuk, nasıl olduysa Uğur buradan düşmüş ve ayakları çıkmıştı, rahmetli anam hemen bir faytona atlayıp Uğur'u sınıkçıya götürmüş ve çıkığı yerine oturtmuştu.

Diğer Erzurum evlerinin başına gelen akıbetten Ezirmiklilerin evi de nasibini almış, bugün bu evin yerinde tabiri caizse yeller esmektedir.

Ezirmiklilerin evi Balyoz Sokak'taydı, onlardan aşağıya doğru yani Dumlupınar Okulu'na giderken Tunceliler denilen, değirmencilik yapan ve Kuru Hapan'da ticaretle uğraşan dokuz çocuklu Süleyman Efendi'nin evi ile onun bitişiğinde Zağgili Kadir Yunusoğulları'nın meşhur konakları bulunmaktaydı.

Zağgililerin bu evi İran'lı Haşim Haşimoğulları'ndan satın aldıkları söylenirdi.

Bu evin bir özelliği de İran devriminin lideri Ayetullah Humeyni'nin Haşim Haşimoğulları zamanında burada üç ay gibi uzun bir müddet kalmış olmasıdır.

Humeyni'nin Fransa'ya gitmeden önce Erzurum'da kaldığı yerlerden biri de Kazım Karabekir Caddesi'ndeki Aras Oteli'dir.

Humeyni Erzurum'dan Bursa'ya gitmiş, buradan da Fransa'ya geçmişti.

Humeyni'nin Erzurum'a geldiği zaman İran'dan derin bir hocanın geldiği etrafa yayılmış, hatta bazı kimseler Humeyni'den muska talebinde bile bulunmuşlar.

Zağgililerin konaklarından aşağıya doğru inildiğinde büyük bir bahçe içerisinde üç tane ev bulunmaktaydı.

Burası uzun zamanlar İran Konsolosluğu olarak kullanılmış, daha sonra bu evlerin birinde Fuat Durular'ın annesi Mediha Hocagil, diğerlerinde ise Saniye Hanım ve Sütçü Cihan Emigil oturmaktaydılar.

Bu muhitteki bir başka konsolosluk ise Ruslara ait olup, Gülahmet'ten Gölbaşı'na inen caddenin sol tarafında bulunuyormuş.

Taş yapı olan bu bina sonraları Solakoğulları tarafından satın alınmış, onlardan da Soner Gödekmerdan'ın mülkiyetine geçmiş, Soner Gödekmerdan'dan sonra da bu bina yıkılarak yerine apartman yapılmış.

Sütçü Cihan Emigil'den aşağıda ise Yoğurtçu Hüseyin Ağa'nın evi mevcut olup, iki eşi olan Hüseyin Ağa'nın çokça hayvanı bulunuyordu.

Öyle ki mahalleli kışlık peynirlerini Hüseyin Ağa'ya sipariş verirdi.

Haşimoğulları'nın karşısında ise İspir'in Yağlı Köyü'nden Cemil Bey'in bahçeli evi, onun altında ise yine oldukça büyük bir bahçesi olan ve Balyoz Sokağın alt başına kadar devam eden Kasap Necmettin Cinik'in evleri bulunuyordu.

Bu evin kapıları Salih Kavas Sokağa, bahçe kapısı ise Balyoz Sokağa açılmaktaydı.

Necmettin Cinik'in Mustafa ve Ahmet isimli oğulları Erzurum'da yaşamaktadırlar.

Necmettin Cinik bu evi 1946 yılında Pastırmacı Aziz Dizlek'ten satın almış, Aziz Dizlek ise Şapka isyanında asılan Şalcı Bacı'nın oğluymuş.

Yavuzer Sokağın altındaki Hacı Mirza Sokak'ta ise eski kültür bakanlarımızdan Rıfkı Danışman'ın kardeşinin evi bulunurdu.

Evin oğlu Mehmet Danışman ağabeyimin akranı ve arkadaşıydı.

Ezirmiklilerin evin üstünde ise Toto Hala'nın evi vardı, bu ev "Totoğgilin Ev" diye bilinirdi, Toto Hala'nın Mahmut isminde bir oğlu vardı.

Bu evin yanında ise Balyoz Sokağın en bakımlı evlerinden biri olan Narmanlıların evi bulunuyordu.

Babamın iyi dostu olan Nuri Erdem'e ait olan bu evin harika bir bahçesi vardı, evin yanında ise Palandöken Un Fabrikası bulunuyordu.

Aradan geçen uzun yıllara rağmen Narmanlıların evleri hâlâ ayakta duruyor ve eskinin hatıralarını sanki de Balyoz Sokağa haykırıyor.

Erzurum'dan göç eden Nuri Erdem'in oğulları Hüsnü ve Abubekir Erdem kardeşler, bugün Narmanlı Giyim'in ve Erdem Yayınlarının sahipleri olarak ticari hayatta önemli bir konuma sahiptirler.

Narmanlıların evi köşe başında olduğundan bir cephesi Balyoz Sokağa, ön cephesi ise Fabrika Sokağa bakardı.

Narmanlıların karşı köşesinde yine acemler olarak bilinen Elma Abla'nın evi, onun üstünde Terzi Dursun Elibollar'ın evi ile bitişiğinde Ali Avcıoğlu'nun evi bulunuyordu.

Ali Avcıoğlu'nun Mensur, İsmail ve Metin isimlerinde üç oğlunu hatırlamaktayım.

Avcıoğulları'nın üstünde Hakkı Mutlu'nun evi ile yanında; şimdi Ankara Dernekler Federasyon Başkanı Feridun Önal'ın evi yer alır, onun bitişiğinde ise Soslu Hacı Ali Bey'in evi bulunurdu.

Bu evde Hacı Ali Bey'in oğlu Osman Bey de oturmuş, onun da Cahit, Yavuz, Zahit ve Oktay isimli oğulları vardı.

Bu evin yanında ise Hacı Ali Bey'in kardeşi Mehmet Ağa'nın oğlu Behzat Bey'in evi mevcuttu.

Behzat Bey'in de Orhan, Turhan ve Doğan isimlerinde oğulları vardı.

Behzat Bey'in eşi Servet Hanım ise Av. Ömer Olgun'un ablasıydı.

Geçen yıl kaybettiğimiz ve kendisinden Erzurum'la ilgili çok şey öğrendiğim Gökalp Olgun ağabeyi de Av. Ömer Olgun'un oğluydu.

Feridun Bey'in babası Orhan Önaldı; ailenin Suat, Selçuk ve Naci isimli çocukları vardı.

Hakkı Mutlu motosiklete binerdi ve Gülahmet'te radyocu dükkânı bulunmaktaydı.

Hacı Ali Bey'in kızı Saniye Hanım'da uzun yıllar Kız Lisesi'nin müdürlüğünü yapmıştı.

Sosluların bitişik komşuları ise Nakıp Danışmangillerdi.

Bu evden sola dönülünce otçuların ve faytonların bulunduğu sokağa çıkılır, orada da Fadime Hoca'nın ve Arap Mehmet'in evleri yer alırdı.

Lütfü'nün Kahvesi'nden sonra Balyoz Sokak Mahallebaşı'na ulaşırdı.

Balyoz Sokağın Mahallebaşı'na çıkışta sağ tarafında ise Arabacı Nurullah'ın evinden yukarı Bayburtlu Hamdi'nin bacısının evi ile yanında Hamdi'nin kendi evi yer alır, bu evin bitişiğinde yine Acemler denilen Bakırcı Muharrem ile Çilli Ali'nin evleri bulunurdu.

Bakırcı Muharrem'in Rahmi ve Mustafa isimli oğulları da bu evde otururlardı.

Selahattin Avcıoğlu'nun evi, Tahta Hamam'ın arka tarafı ve Laz Embiya'nın dükkânı ile Balyoz Sokak Mahallebaşı'na çıkardı.

Devam Edecek?
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Hasan Çakmur 01 Ocak 1970 02:00

    Sevgili Ağabey`im Erdal Bey`e çok teşekkür ederim.Çocukluğu Mahelle Başında geçen,balyoz sokağını sıkça kullanarak kuru hapandaki dükkanımıza giden biri olarak hatıralarımı canlandırdınız,eksik olmayın.Birde benim hatırladığım;Balyoz sokaktan mahalle başına çıkışa doğru,Kağnı arabalarının tekerlerine kızdırarak demir geçirirlerdi.Bazende önünde öküzlerin ayağına nal çakarlardı.