Belediye Meclisi'nde birkaç dakika

Bundan sonra her fırsatta gitmeye çalışacağım.

İki elim kanda değilse, aynı saatte karşılayacağım veya yolculayacağım yolcu yoksa mutlaka giderim.

Gidip göreceksin ki yazasın!

Kendi gözlerinle göreceksin ki inanasın.

Başkası dese inanmazdım.

Haydi canım sen de, derdim, bu kadarı da olmaz, diye  ilave ederek, inanmadığımı pekiştirirdim.

Konu şu.

11. Eylül 2013 günü Erzurum Büyükşehir Belediye Meclisi'ne gittik.

Niye mi?

Dediler ki 'Eylül ayı oturumunda birinci sırada bir madde var ki sormayın gitsin!'

Biz de birkaç gazeteci arkadaşla, "haydi bre kardaşlar,  gidip görelim şu maddeyi," diyerek seğirttik Büyükşehir Belediyesi'ne.  Daldık içeri... Meclis Salonu yeni düzenlenmiş. Laf aramızda gerçekten güzel de olmuş yani!

Basın için ayrılan yere geçip oturduğumuzda kendimi arenada gibi hissettim. "Tamam," dedim, "şimdi bütün üyeler gelip yerlerine otururken şamata başlar!.."  Biz de bu birinci madde nasıl geçecek hep beraber görürüz. Katı halede paldır küldür mü geçecek; sıvı halde gayet sulandırılmış bir şekilde mi sıvışacak; yoksa gaz halinde pis kokular bırakarak mı uçup gidecek!..

Koca salonda gazeteciler meclis üyelerinden daha çok!..  Palandöken Belediye Başkanı Orhan Bulutlar ve Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz, basın için uzaktan sıcak bir selam gönderdikten sonra geçip yerlerine oturdular. İki kişi daha gelip yerlerine yerleştikten sonra Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut salondan içeri girdi ve yanımıza gelerek bizlere, hoş geldiniz, dedi.  Biz de dedik ki; şimdi de Başkan Bulutlar ve Başkan Cengiz'in yanına gidip onlarla da selamlaşıp sonra yerine geçer oturur. Biz öyle dedik ama hiç de öyle olmadı. Başkan Korkut, hiç tanımıyormuş gibi, her iki başkanın yanından öyle bir geçti ki, sanki aralarında kan davası var! Tabi ki garipsedik!.. İşte bu manzarayı  başkası anlatsaydı, "yok canım, olmaz öyle şey, yanılıyorsunuz,"  der ve önemsemezdim. Eğer aralarında bir soğukluk varsa ve basının önünde bu kadar belli ediyorlarsa, kim bilir başka yerde nasıl davranıyorlardır, diye düşünmemek elde değil.  Her ne olursa olsun, kendi tercihidir; ama salona sonradan gelen Başkan Korkut'un aynı partiden olan her iki başkana da bir selam bırakıp geçmesi daha uygun olurdu bizce.

Her neyse, biz bunları düşünürken çayları getiren görevli arkadaşın gözlerinin içine bakarak, çayın şebeke suyundan demlenip demlenmediğini anlamaya çalıştım.

Yok!

Anlamanın mümkünü yok!

Bu su konusunu Erzurum'da yaşayanlar iyi bilir.

Bilinir ki Erzurum'da su başka haldedir.

Su nedir, denildiğinde şunu demez misiniz!.. Sıvı halde bulunan renksiz, kokusuz , tatsız madde...

Siz öyle sanın!

Bu tarif asla Erzurum'daki suya uymaz.

Erzurum'da su,  renkli, kokulu ve bir acaip tadı olan ve de sıvı halde bulunan bir maddedir.

Erzurum'daki su hakkında bu bilimsel bilgiyi de verdikten sonra yine birinci maddeye dönelim.

Bu maddenin katı, sıvı, gaz halini bırakıp yazılı haline bakalım.

Birinci madde der ki; Erzurum Büyükşehir Belediyesi sınırlarında bulunan 50.000 Hektar alanın 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı...  Erzurum Büyükşehir Belediye Meclisi'nden geçsin.

Ve denildi ki, bu birinci madde için ilgili yerlerden rapor beklenecek, o yüzden bu maddenin bir sonraki oturuma ertelenmesine karar verildi.

İyi ama bir sonraki oturumda ister raporlu, ister raporsuz olarak bu maddenin görüşülmesi doğru mu?

Şurada yerel seçimlere 5 ay kalmış, böylesi önemli bir konunun bir sonraki mecliste ve bir sonraki yönetimle görüşülüp, tartışılması daha uygun değil midir?

Yani, bu karar Erzurum içinse, bu acele ne!..

Ne Erzurum kaçıyor, ne de 50.000 Hektarlık devasa yer!

Herşey yerli yerinde!

Yerinde olmayan tek şey muhalefet!

Belediye Meclisi'nde böyle bir maddenin görüşülmesi gündemdeyken muhalefetten kimsenin olmamasını da bir kenara not etmek gerekir!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.