Bu bir tercih meselesi. Aynı anda televizyondan yayınlanan bir maç olsa, o maça bakarım ama anlatımını o esnada illa ki radyodan dinlemeyi tercih ederim. Öteden beridir öyleyimdir, radyodan maç dinlemelere doyamam. Hele de o radyoda anlatan tanıdığım bir TRT spikeri ise, o zaman değmeyin keyfime. Mesela ben BB Erzurumsporun iç sahadaki maçlarını statta seyrederken bile izlediğim bu maçı aynı anda radyodan dinlemeyi çok istemiş, hayalini kurmuşumdur. Hayatımda ilk defa bu mutluluğu geçen Cuma yaşadım. BB Erzurumsporun 1-0 kaybettiği Ankaragücü maçını hem statta canlı seyrettim hem de aynı anda çıplak gözle izlediğim bu maçı radyodan dinledim! Hem de o maçı anlatan spikerin yanında! Evet, Cuma günün oynanan maçı, TRTnin kendisine ayrılan locasında maçı anlatan spikerin yanında hem izleme hem de dinleme lüksünü yaşadım. Hayatımda bir ilkti bu benim için. Çocuk gibiydim! Nasıl sevindirik oldum, bilemezsiniz. TRTnin yayın yapım görevlileri sevgili arkadaşlarım Talip Akpınar ve Murat Avara, bana hayatta mutlu olduğum anlardan birini yaşattıkları için teşekkür ediyorum. Sağolsun, varolsunlar. O anlar benim için hem mutluluk hem de gurur verici anlardı.
***
Maçı anlatan spiker, yine anlatımlarını daha önceleri çok dinlediğim bir spikerdi, Alper Bakırcıgildi. Maçı anlatırken yanında olmamın kendisi için mahsuru olmadığını söyleyerek ne kadar nazik olduğunu da göstermiş oldu, ayrıca gönlümde taht kurdu. Bakırcıgil 21 yıllık spiker. Aynı zamanda da TSYDnin Ankara Şube Başkanı. En son seçimi 3 adaya karşı kazanmış ve gazeteci kökenli bir spiker. Tanımak istediğim isimlerden biriydi ve o gün kısmetime o çıktığına da ayrıca başka bir sevindiydim. Bu maçı izlemiyor olsaydım, başka bir ilde bulunsaydım illa ki radyodan dinliyor olacaktım. Benim radyo ile ilişkim o kadar güçlü yani. Çok kere de düşünmüşümdür. Radyodan maç anlatan spikerlerin oturduğu yer nasıldır, çalışma koşulları nicedir, yayın esnasında ne yerler ne içerler diye çok da merak ettiğim şeyler vardı. İşte bu sayede tüm o meraklarımı da gidermiş oldum..
***
Bir TRT radyo maç spikerinin bir teknik adam gibi maça hazırlandığına şahit oldum bu sayede. Önünde anlatımını yapacağı takımların özelliklerini anlatan notlar vardı Bakırcıgilin. Esame listesi var önünde ve ayrıca da oyuncuların sahaya dizilişini gösteren çizimler.. Ayağına top gelen her oyuncuyu anında tanıyor ve pozisyonu anlatırken topun sahanın hangi bölgesinde olduğunu da anında aktarıyor. Açıkçası hiç eksik bir şey bırakmıyor. Alper Bakırcıgilin maçı anlatırken sadece spiker olmadığını aynı zamanda iyi bir spor adamı da olduğunu gözlemliyorum. Futbol bilgisi süper. Herşeyden önce de öngörüsü olan bir anlatıcı. Dedikleri bir bir çıkıyor. Zaman zaman sigarasını yakıyor, sesi serleştiğinde önündeki sudan içiyor. Ekstra bir ayrıcalığı yok. Maç boyunca sadece bir çay içti, o da bizim gibi devre arasındaydı. Ben de sanırdım ki maçı anlatan spikerler yağın, balın içinde maç anlatıyorlar. Hayır.. Normal, sıradan.. Ve ben maç bittiğinde Alper Bakırcıgile veda ederken bir kere daha radyoya ve de o maçı anlatan spikerlerine hayranlığım birkaç defa artmış şekilde locayı terkediyorum..
--
FOTOĞRAF: ANI YAŞADIM! BB Erzurumspor-Ankara gücü maçı. Yıllarca TRT Radyo 1den maç anlatımını dinlediğim Alper Bakırcıgilin yerine ben oturdum, o anı yaşadım. Ben gibi Bir daha dünyaya gelsem radyo spikeri olmak isterim diyen, radyodan maç anlatımlarına ilgi duyan biri için inanılmaz güzel, ayrıcalıklı bir duygu bu.. Ve bana bu güzel anı yaşattıkları için TRT Radyo spikeri Alper Bakırcıgilin yanısıra Talip Akpınar ve Murat Avara teşekkür ettim.