Doğu`daki Batı: Erbil... -1-

Saddam sonrası  ya da Amerika`nın çekilmesiyle birlikte, Irak`ı nasıl bir geleceğin beklediğini görmek için, önce Bağdat`a bakarsanız, karşınıza çıkacak manzara şudur: İstikrarsızlık, kaos, iç savaş ve meçhul yarınlar.

Fakat rotanızı Erbil`e çevirirseniz, bu kez de göreceğiniz şudur:  Bağdat`tan bağımsız, zengin, hızla kalkınan, huzurlu ve dış dünyaya açık özerk bir bölge… Ve bu bölgenin iskeletini de Kerkük, Musul, Süleymani`ye ve Erbil oluşturuyor. Sıklet merkezi ise, tek başına Erbil…

Çünkü bizim Irak`ın Kuzeyi, onların da Kürdistan dediği bu bölgesel yönetimin başkenti kabul edilen Erbil, sadece ticari hareketlilik açısından değil, siyasi ve jepolotik  yapısı nedeniyle de, diğer şehirlerden ayrılıyor.

"Erbil, geleceğin Dubai`si olacak" şeklinde düşünenler, haklı olarak son birkaç yıldan beri bu şehirdeki hızlı büyümeye, sanayileşmeye ve dünya devi şirketlerin yüksek hacimli yatırımlarına bakarak bir değerlendirme yapıyorlar. Oysa Erbil`i "çok önemli" kılan unsur, bu kalkınma trendinden öte bir şey…

O  çok önemli unsur şudur:  Irak`ın toplamında yaşayan Kürt nüfusun en büyük kısmı Erbil`de bulunuyor.  Ayrıca Erbil, bölgesel yönetimin patronu olan Barzani ailesi için "üs" görevi yapıyor.

Kim adına ne derse desin, realite şu ki: Irak`ın kuzeyinde bir Kürt Devleti kurulmuş ve bu devlet, zimmen de olsa dünya tarafından tanınmış. 2012 yılında Amerika Irak`tan muharip güçlerini çektikten sonra, neler olur biter şimdiden kestirmek zor. Ancak tahminler o yönde ki, Amerika, Erbil merkezli bir tampon bölge oluşturdu ve bu bölgede kalıcı olmak için, Kürdistan Devleti`ni koruyup kollayacak.

Petrol geliri sayesinde, kısa sürede zenginleşeceği anlaşılan Erbil, şu şekliyle bile özellikle de Türkiye`nin asla sırtını döneceği bir bölge değil.

Ne Erbil Türkiye`ye rağmen huzur ve güven içinde olur; ne de Türkiye Erbil`i yok sayarak o bölgede mesafe alabilir.


Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği`nin “arka bahçesi”…


Geçtiğimiz hafta, Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği`nin davetlisi olarak Erbil`e gittik. Başkanlığını Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk`ün yaptığı 90 kişilik heyetin içinde, Erzurum`dan, Van`dan, Muş`tan, Tunceli`den, Hakkari`den, Ağrı`dan ve Kars`tan önemli ihracatçılar vardı.

Doğulu ve Güneydoğulu tüccarların "arka bahçesi" konumunda olan Erbil, bizler ( Vali Sebahattin Öztürk, AK Parti Milletvekili Muhyettin Aksak , Emniyet Müdürü Halit Turgut Yıldız) için bir ilkti. Ancak heyetteki işadamlarının neredeyse tamamı Erbil`i avuçlarının içi gibi biliyordu. Böyle olmasaydı hiç Türkiye`nin Erbil`e yaptığı ihracatın toplamı 7 milyar dolar olur muydu?

Yahut da sadece Erzurum`dan yapılan ihracat rakamı 350 milyon dolara çıkabilir miydi?

Erbil`i, Diyarbakır`dan farklı kılan yegane unsur, Erbil`e pasaportunuzla gidiyor olmanız.

Orada da vize yok, tahdit yok.

İnanç, kültür, tarih ve dil ortaklığı Erbil`i, Türkiye`nin bir parçası gibi kılmış. Veya Türkiye, Erbil için "öteki" olmayan bir coğrafya…

Saddamlı yılların Erbil`i, Süleymaniye`si, öylesine itilmiş, öylesine ezilmiş, öylesine zulme gebe kalmış ki, Kürtler canlarını emniyette hissetmek için ya dağlara çıkmış, ya da sinip kalmış. Bu yüzden, şimdi özgür bir halk olmuş olsalar dahi, geçmiş yıllardaki travmalardan kalıcı izler taşıyorlar.

Doğulu olmaktan çok, Batılı gibi görünme arzuları da, aslında geçmişi unutmanın umutsuz bir mücadelesi…

Birbirinden görkemli lüks alış-veriş merkezleri, birbiriyle yarışa girişen beş yıldızlı oteller, Batı`dakilerine taş çıkartacak çaptaki eğlence ve kültür merkezleri, cadde ve sokakları renklendiren lüks otomobiller, bakımlı bayanlar ve marka düşkünü gençler, konforlu restoranlar ve Kürtçe yerine İngilizce konuşma özentisi…

İlk bakışta gözünüze çarpan bu manzara, Erbil`i öteki Doğu illerinden çok farklı kılıyor. Erbil, büyük bir hızla ve özlemle kozasından çıkmaya çalışıyor.

"Ben çok farklıyım" demek için de, Batılı gibi yaşamak, hatta Batılı gibi düşünmek arzusunda…

Buna rağmen Erbil, bizden bir yer ve bize çok daha yakın…

 

Heyetin Erbil`e varışı ve ilk temas... YAZININ 2.BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYIN!

Çöl sıçağını serinleten höşgörü... YAZININ 3.BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYIN! 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.