Bölge Haber Girişi : 06 Eylül 2016 04:26

Ejder 3200'den 1534 Muhteşem Süleyman'a..

Ejder 3200'den 1534 Muhteşem Süleyman'a..
Birçok yabancı yazar; 
Erzurum için Plato der!

Bazıları için;
Bu tanımlama Anadolu'nun yaylasıdır,

Bazıları için; 
Anadolu'nun zirvesi...

Ben ise en çok;
'Anadolu'nun çatısı' tanımlamasını severim.

Ejder!
Anadolu'nun zirvelerindendir. Deniz seviyesinden 3 bin 125 metre yukarıda!
Rakamları çok yüksek olan ama rakımları sıfır olan adamlar bu farkı pek fazla bilmez!

Neyse, biz Ejder'e dönelin!
Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezleri özelleştirme kapsamındaydı. Yıllardır tartışılan bir konu nihayet tartışma gündemimizden çıktı.

Dünyanın her yerinde, yerel coğrafik kaynakları yerel yönetimlerin kullanması tercih edilir. Artık bu kentin en görkemli dağı-taşı, ovası-kıracı, gözesi-göleti, barajı-çayı da bu kapsamda Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın tasarrufunda.

Bu heyecanla hemen Erzurum Büyükşehir Belediyesi yeni bir marka yarattı.
Müthiş bir heyecan!
Alkışlamamak olur mu?

Ejder-3200
Süper!

Dünyayı Anadolu'nun çatısı altına çağırmak,
Zirvede buluşmak ve zirvede olmak!

Sokakları gibi buz kesen ve durağanlaşan Erzurum'da; İstanbul'un fethi için Cumhuriyet Caddesi'nde gemi yürütmenin ardından, Anadolu'nun çatısında kayak başka bir umut olsa gerek!

Kentin özüne uygun bir heyecan ve tüm benliğimle benimsediğim bir proje!
Ejder-3200

Projenin en etkin yöneticilerinden birisi Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı genç bir inşaat mühendisi Selami Keskin...

Selami Keskin, daha devir-teslim töreninin üzerinden bir hafta geçmeden tüm enerjisini zirveye taşımış!

Ejder-3200 markasını dünyaya tanıtmak için twitter ve benzeri tüm sosyal medya mecralarında kampanya başlatmış...

Bu çabayı görünce Keskin'i aradım!

İlkokulda sınıf atlamış bir öğrenci heyecanıyla başlattı anlatmaya;

- Yaklaşık altı yıldır bir türlü bitirilemeyen gondol-liftlerin bakımı,

- Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezleri'nde yeni sosyal tesisler,

- Palandöken'in en büyük sorunu alan otopark çıkmazına yeraltı çözümü,

- Tek kart ile dünyanın en görkemli kayak merkezinde, gece-gündüz sınırsız kayak özgürlüğü,

- Dünyanın en bakir kayak merkezi olan Konaklı'da butik oteller,

- Türkiye'de (İstanbul, Antalya, Bursa... ) ve Avrupa'nın en bilinir turizm kentlerinde Ejder-3200 Erzurum adıyla kalıcı stantlar,

- Türkiye'nin bayrak taşıyıcısı THY uçaklarının kuyruklarında dünyanın her köşesine uçan Ejder-3200 logoları...

- Ve... 2017 Avrupa Olimpik Gençlik Kış Festivali (2017 Winter EYOF) kapsamında Erzurum'a gelen her sporcuya 'Ejder-3200/ Erzurum Ataşeliği' yani tanıtım sertifikası.

Mükemmel bir proje!

Bunları telefonda konuşurken, Ejder-3200 markası artık doğmuş ve twitter başta olmak üzere diğer tüm sosyal medya mecralarında gündeme oturmuştu.

Yani ben, Erzurum adına rüya gibi bir girişimle uyurken, uyandığımda bakın ne gördüm;

Bu tez canlılıkla İspanya'dan, İtalya'ya, Fransa'dan, İsviçre'ye kadar bir çok Avrupa ülkesinin üçüncü sınıf kasabalarını tanıtmak için kullanılan bir dağ silueti; Anadolu'nun en görkemli ve en özgün platosu Erzurum'un zirvesi Ejder adıyla aynı görsellerle dünyaya TiTi olmuş, pardon sunulmuş.

Anlayacağınız, Ejder-3200'ü bu yüksek heyecanla daha doğmadan örselemişiz iyi mi?

Bu yetmemiş,

Universiade 2011 ile tüm dünyada bilinirliği zirve olan Palandöken ve Konaklı'yı bir anda kasaba seviyesine indirmişiz.

O da yetmemiş, 

Erzurum'un özünden bi emin olan birlerinin kripto kıskançlığı devreye girmiş. Bir yanda dünyaya modern bir Erzurum sunulurken, diğer taraftan yaklaşık beş asır öncesi Erzurum'a uğradı mı, kıyısından mı geçti tartışılan şanlı tarihimizin en bilinir ismi kös vurulup mehteranla, davul çalınıp barla, macunlanarak şerbet eşliğinde ahaliye sunulmuş!

Bir tarafta; Ejder-3200 Dünya Kayak Merkezi Erzurum!

Bir tarafta; 1534 Irakeyn Seferi ve Muhteşem Süleyman!

Diğer tarafta ise;

İstanbul'un Fetih törenlerini kutlamak adına Cumhuriyet Caddesi'nde gemi yürütenler! (az özgün olsalar kar şehrinde o gemileri kaydırırlardı...) 

Bu nasıl bir mantık?

Daha üzerinden 97 yıl geçmeden varlıklarını borçlu oldukları Cumhuriyet'i ve 3 Temmuz ruhunu unutanlar, bizi geleceğe böyle mi taşıyacaklar!

Atatürk'ün Erzurum'a geliş yıldönümünde bir bayrakla İstanbulkapı da bulunmayanlar; bugün bir lokma macun, bir bardak şerbet için tahmini beş asır önce Erzurum'a uğrayan Kanuni Sultan Süleyman'a Havuzbaşı'nda dua ederken utanmayacak, yüzleri kızarmayacak, vicdanları sızlamayacak mı?

Allah aşkına yeter artık!

Erzurum diye diye kadim bir kenti, kültürünü ve tarihini lime lime ederek tüketmeye hakkınız yok!

***

Son sözümüz de Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen'e olsun:

Sayın Başkan, İstanbul gibi cihanın incisi sıfır rakımlı şehirden gelip, Anadolu'nun zirvesindeki bu yüksek şehire yönetici oldunuz!

Her Âdeme nasip olmayacak bir onur!

Ne olur, bir akşamüstü şu Ejder'e, bi başınıza çıkın!

Ve bir de oradan bu şehire, nereden nereye çıktığınıza ve nereden nereye gittiğimize bakın!

Sanırım o zaman beni daha iyi anlayacaksınız... 

Saygılarımla... 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Bahriye DUYMUŞ 01 Ocak 1970 02:00

    Sn:BOZKURT Kanuni Sultan Süleyman'ın 482.Yıl önce Erzurum' a gelişinin kutlanması ;Milletimizin geleceği için tabiiki tarihin büyük önemi vardır .Ancak ; Türk Milleti yüz yıllar boyunca kendi egemenliğini kullanmasına engel rejimlerin acısını.çekmiş sonunda ise en uygun idare şeklinin Cumhuriyet olduğunu görmüştür .Türkiye Cumhuriyet' i 1923 yılında çekilen bir çok acının sonucunda kurulmuştur .Türkiye Cumhuriyet'inin ilelebet yaşamasını sağlamak ise hepimizin görevidir .Bir insan için üstelik belli yerlere gelmiş olanlar için ne kadar acı ,yazıda sizin de belittiğiniz gibi 97 yıl geçmeden varlıklarını borçlu oldukları Cumhuriyet' i ve 3 Temmuzu unutmak çok acı bir durum .