Erzurum'un son şansı...

Hükümet, ülke genelinde kullanılmak üzere, kentsel dönüşüm için bir milyar liralık kaynak ayırmış.

Yetmez, ama fena bir rakam da değil hani...

Biz şimdi bu pastadan ne kadar pay alacağız?

Bekleyip hep beraber göreceğiz...

Çünkü Erzurum, Türkiye'de kentsel dönüşüme en çok ihtiyaç duyulan şehirlerdin biridir.

Resmi açıklamaya göre, şehrimizde yıkılması gereken mesken sayısı 35 bin civarında...

Bunun 15 bini Yakutiye ilçesinde...

Erzurum gibi kent nüfusu 400 bin dolayında olan bir şehir için 35 bin mesken hiç de yabana atılacak bir "sorun" değildir.

Malumunuz Erzurum, kentsel dönüşümde yarışta geriye düşen illerden, biri.

Şayet Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut'un Üçkümbetler ve Hasani Basri'de yaptığı çalışma olmasaydı, Erzurum'da kentsel dönüşümden neredeyse söz edilemezdi.

Tamam; Palandöken ve Aziziye belediyelerinin de çalışması oldu, ancak onlar çok sınırlı miktarda kaldı ve şehrin genel görüntüsünü değiştirecek çapta olmadı.

Yakutiye'ninki öyle değil ama...

Binbeş yüz civarında harabe kamulaştırılarak yıkıldı ve yerine yeni yerleşim alanı açıldı.

Asıl kentsel dönüşüm, büyükşehir belediyesi tarafından yapılacaktı; yapılamadı.

İster yapılmadı deyin, ister yapılamadı.

Yüreğimizi yakan gerçek şu ki:

Erzurum büyük bir tarihi fırsatı belediye başkanı eliyle geri tepti.

Kale'nin etrafı açılacaktı, aradan yıllar geçti olmadı.

"Çalışmalar sürüyor, bugün yarın kazma vurulacak" denilmesine rağmen değişen bir şey olmadı. Şehrin göbeği ucube gibi öylece duruyor.

Neyse artık...

Değil mi ki olan ile ölene çare yok...

Yarına bakmak zorundayız.

Madem hükümet yeni dönem için böyle ciddi bir kaynak ayırmış durumda, o halde biz şimdiden o kaynaktan payımıza düşeni almanın çarelerini aramalıyız.

Çekirdek Erzurum, yıkılmadan yeniden ihya edilemeyecek kadar harabe...

Tabii ki o yeniden yapılanma aptalca şehri beton yığınına hapsetmek olmamalı?

İçinde adam gibi yaşanabilir bir şehir istiyoruz.

Parkı, bahçesi, geniş yolları, sosyal alanları ve yarınların hesabı yapılarak hazırlanmış bir mimari...

Geçmişte öyle vahim hatalar yapıldı ki, bazı yöneticiler "yeni şehir kuruyoruz" diyerek Erzurum'u; yolu, parkı, bahçesi ve altyapısı olmayan saçma sapan beton yığınına mahküm ettiler.

Aynı cinayete yeniden tanık olmak istemiyoruz.

30 Mart Yerel Seçimleri, ülke genelinde olduğu gibi Erzurum'da da bir dönüm noktası olacaktır.

Şayet belediye başkanları geçen dönemlerde yaptıklarını tekrarlarsa yani birbirlerine girip, birbirlerinin işini baltalama yolunu tercih ederlerse, inanınız ki yeni dönemde de bir arpa boyu yol alamayız.

Geçen on yılda, Erzurum'un muadili sayılabilecek şehirler her açıdan başlarını alıp gittiler.

İnanınız ki bizden başka yaya kalan olmadı.

Çok büyük bir fırsatı kaçırmış olduk.

Yeni dönemde de aynı garabeti yaşamak istemiyoruz.

Ortada kentsel dönüşüm için ciddi bir irade sergileyen hükümet ve o hükümetin esirgemediği büyük bir kaynak var.

Yeter ki sende proje olsun, azim olsun, inanç olsun ve en önemlisi de samimi bir çalışma isteği olsun...

Görün bakın Erzurum treni kaçırmış olmasına rağmen önümüzdeki beş yılda yeniden yükseliş trendini yakalayabilir.

Bütün mesele, bu şehrin kaptan köşküne oturacak kişinin çapına bağlı...

Kayıp on yıl insan hayatı için akıl almaz bir zaman dilimidir ama devlet ve şehirler hayatında hiç de telafisi olmayan bir dönem değildir.

Son depremde çok büyük hasar gören Van, birkaç yıl içinde yeniden öyle güzel inşa edildi ki, bilmeyen o şehrin yıkıldığına inanamaz...

Erzurum da beş yılda yeniden kurulabilir.

Bu potansiyel bu şehirde var, tek eksik o potansiyeli harekete geçirecek bir büyükşehir belediye başkanının olmamasıdır.

Erzurum 30 Mart'ta sadece bir büyükşehir belediye başkanı seçmeyecek. Erzurum 30 Mart'ta, yarınlarını kurtaracak akıl, izan ve cesareti seçmiş olacak.

Eğer bu sefer de dağ fare doğurursa, kelimenin tam anlamıyla yandığımızın resmidir.

Daha da toparlanmamız mümkün olmaz.

Çünkü bu, bizim son şansımızdır.

Bu seferde olmaz ise, korkarım ki postacı bir daha kapımızın önünden bile geçmez.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • taklacı 01 Ocak 1970 02:00

    İçinizde günü bir taklayla geçirenler var bana bakın ben öyle miyim hava 10 parende atıyorum. Deli EMİN

  • temcit pilavı 01 Ocak 1970 02:00

    bugüne kadar şehrimiz gelişsin diye oy verdik.bir arpa boyu yol alamadık,bu günden sonra gelişeceğini kim taahüt edecek.varsa garantisi başımın üzerine