İdam cezası geri gelsin mi?

Başbakan Erdoğan, geçen hafta Kızılcahamam’da, “…Yapılan anketler gösteriyor ki,  idam cezasının geri gelmesini isteyen vatandaşlarımız çoğunlukta” dedikten sonra, Türkiye, yeni gündem maddesini yakalamış oldu:

-İdam cezası geri gelsin mi, gelmesin mi?

Medya, karşıt görüşteki politikacıları veya uzmanları canlı yayınlara çıkararak, bu hararetli meselenin üzerine körükle gitmeye başladı bile…

Ve ortaya çıkan sonuç şudur:

Tıpkı benzer konularda olduğu gibi, bu netameli tartışmada da, konuşmacılar siyah ile beyaz arasında gidip geldi.

Nüans bir yana, aradaki onlarca renge dahi kimse dönüp bakmıyor.

Kimi terörist başı Öcalan’dan hareketle, “idam cezası olmalıdır” diyor, kimisi de geçmişte yapılan idamları hatırlatarak, “idam cezası hiçbir sorunu çözmedi ki geri geldiğinde de yeni sorunları çözsün” diyor.

Evladını teröre kurban vermiş acılı bir aile, elbette ki çocuğunun katillerinin en ağır biçimde cezalandırılmasını isteyecektir. Bu, siyasi bir talep olmaktan çok, vicdanı ve duygusaldır. Bu sebeple hiç devlet, evladını teröre kurban vermiş bir anne-babaya “biz senin evladının katilini affediyoruz” deme lüksüne sahip olamaz.

Bu ülkede binlerce şehit ailesi ve yüz binlerce şehit yakını olduğu düşünüldüğünde, sokağın tercihini tahmin etmek zor olmasa gerek.

“İdam cezası derhal geri gelsin”

Fakat beri yanda da yakın tarihe damgasını vurmuş ve bugün bile tartışılan idam cezaları var.

Aralarında Erzurum’un da bulunduğu birçok ildeki cezaevlerinde, yüzlerce PKK’lı hükümlü açlık grevi yapıyor.

Talepleri biliniyor:

-Anadilde eğitim

-Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması

İdam cezası geri gelsin mi, gelmesin mi şeklindeki el yakan bir tartışmanın fitilini işte bu talep ateşledi.

Siz kendinizi Başbakan Erdoğan’ın yerine koyun ve bir karar verin.

Sokağın nabzı idamdan yana atarken…

Siz olsanız Öcalan’ı, İmralı’dan çıkara bilir misiniz?

Evet Başbakan da çıkaramaz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de…

Bu sebeple, artık ölüm çizgisine ulaşan açlık grevlerinin siyasi bir yaptırıma dönüşmesi mümkün gözükmüyor.

Başbakan Erdoğan, bu ülkede sokağın sesini en iyi duyan kişilerin başında gelir. O, durup dururken “…yapılan anketler gösteriyor ki, idam cezasının geri gelmesini isteyen çoğunluk var” demiş değil.

Başbakan; hem PKK’nın, hem de PKK’nın siyasi uzantılarının işi nereye vardırmak istediklerini biliyor.

Kurgulanan oyunu bozmak için, Başbakan peşinen hamle yapıyor.

Cezaevlerindeki açlık grevlerini umursamıyormuş gibi davranması da bu yüzdendir.

Hoş Erdoğan da görüyor ve biliyor ki, bedenlerini ölüme yatırmış insanları yok saymak, en basit şekliyle insani değildir.

PKK, şiddet ve tehditle sonuç aldığına inanıyor.

İmralı’da Öcalan’a yönelik bir tecrit uygulaması olmadığı halde, sanki varmış gibi gösterip açlık grevleri yaptırmak, PKK’nın yeni bir oyunundan başka bir şey değil.

Siz nasıl düşünüyorsunuz bilemem ama benim gördüğü şudur ki, hükümet usta bir satranç oyuncusu gibi, doğru zamanda doğru hamleler yapıyor.

“İdam cezası geri gelsin” biçimindeki tartışma da, işte bu hamlelerden biri…

Erdoğan, PKK’ya diyor ki:

“Siz bu duruma razı olun, yoksa bu günleri de ararsınız”

Sonuç olarak vaziyet şudur:

N
e bu açlık grevlerinden ötürü hükümet geri adım atarak Öcalan’a ev hapsi imkanı verir, ne de PKK bu ve benzeri eylemlerle toplumda daha büyük bir sempati toplayabilir. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.