'Kadim şehrin sanatkarları''

Çoğu Erzurum dışında yaşayan 28 ustanın katıldığı “Zamanın Seyrinde Kadim Şehrin Sanatkârları” sergisini açılıştan sonra, ikinci defa gezdik. Burada proje sahibi ve koordinatörlerden Muhammed Mağ ile tekrar görüştük. Sergide, Erzurumlu sanatkârların ebru, hat, tezhip, minyatür, çini ve vitray sanatı eserlerinin sanatseverlerle buluşturulması amaçlanmış.

Sergide eseri bulunan kişiler Fuat Başar, Muhammet Mağ, Hüseyin Kutan, Yusuf Bilen, Nurettin Hınıslıoğlu, Turan Sevgili, Hasan Çelebi, Mustafa Nasuhi Çelebi, Ömer Şen, Hanifi Dursun, Neslihan Yavuz, Nurullah Özdem, Şerafettin Turan, Abdullah Aydemir, Meryem Er Yumun, Ruhi Konak, Işılay Konak, Muhammet Bilgen, Noyan Güven, Ömer Faruk Özoğul, Hüseyin Elitok, Abdulkadir Yılmaz, Mukaddes Orhon, Haluk Kırkkeseli, Saime Rikkat Çelebi Pesen, Behiç Kılıç, Necati Çögenli ve Elif Kırkkeseli’den ibaret. İlk defa bu kadar fazla Erzurumlu sanatçıyı karma sergide bir arada görüyoruz.

Muhammed Mağ, sergi kitabının girişinde diyor ki: “Geleneksel sanatlar, İslâm-Türk toplumunun duyarlıklarını geçmişten günümüze ulaştıran bir köprü mesabesinde... Bu alandaki faaliyetler, geçmişin derinliklerinden gelen estetik beğeniyi güncel sanat ortamına aktararak, toplumun kendi öz değerleri ile farklılaşmasını önleme noktasında büyük önem taşıyor. 200 yıl önce başlayan ve sancıları, hâlâ cemiyet içerisindeki yaralarda çekilen Batılılaşma süreciyle birlikte geleneksel sanatlar, egemen değer olarak denenen yeni hayat biçime karşı tehdit unsuru olarak gösterilmeye çalışıldı. Oysa, geleneksel sanatlar ve bu sanatların sanatçıları güzele; mutlak güzele olan bağlılıklarından dolayı her hangi bir tehdit biçiminin ne faili ne de unsuru oldu. Geleneksel sanatlar ve sanatçıları kendini var eden toplumun imkân alanında mümkün olan sanatın tabii sürecini devam ettirmek niyetindedir.”

Erzurum, Türkiye'nin dört bir tarafına göç vermiş bir il. Erzurum ekmek parası, öğretim veya çetin kış şartlarından uzaklaşmak için yurdunu terk ederek nasibini başka yerlerde arayan insanlar memleketi. Gidenler arasında sanatkârlar, zanaatkârlar ile geleneksel sanat üstadları da yer almakta. Sergide yer alan sanatçıların üçte ikisi başka yerlere yerleşen Erzurumlular. Bu sergide yıllar önce göç edip giden eski dostlarımızı görmek, gelmeyenlerin ise eserlerini görme imkanı bulmuş oluyoruz.

Şehrimizde genellikle sergiler açılırken protokol gelir bir miktar kalabalık olur ve sonra pek kimse uğramaz. Bu sergide farklı bir durum söz konusu. Serginin dördüncü günü, gelen, gezen meraklı kitlesi var.

Sergi koordinatörü hattat Muhammet Mağ amacı, "Geleneksel Türk el sanatları alanında ülkemizde ve dünyada önemli iltifat ve saygıya sahip Erzurumlu profesyonel sanatçılarımızın eserlerinin Erzurum şehrinde yaşayan sanatçı ve halkımızla buluşması" şeklinde ifade ederken, serginin üstlendiği misyonu da "Dünyanın çeşitli sanat merkezlerinde sanatının gücünü kabul ettirmiş Erzurumlu sanatçılarımızın doğdukları şehrin insanlarına tanıtılması hem bir kültürel etkinlik olarak önemlidir, hem de şehrimizde yaşayan sanatseverlerle yapacakları söyleşilerle paylaşacakları birikimler açısından oldukça önemli bir görevi yerine getirecektir." şeklinde açıkladı.

Şehrin yapısı değişiyor. Son yıllarda kadayıf dolması, cağ kebabı, Oltu taşı... arasında sıkışıp kalan Erzurum artık kış sporları ve sanatçılarıyla da anılacak.

Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü yanındaki Güzel Sanatlar Galerisinde açılan sergi Sergi 4 şubat günü kapanacak.
 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.