Keşke Hasankale yerinde sayaydı!

Başlığa  bakıp bir ufak afalladığınızı sanıyorum.

'Herkes gider Mersin'e, sen gidersin tersine' dediğinizi duyar gibiyim.

Hatta, 'Hoppala! Bu nerden çıktı şimdi' bile demişsinizdir.

Amma velakin, onu bunu bilmem arkadaş.

Sayaydı da Hasankale keşke yerinde sayaydı!

***

Hele 84 sonrası işbaşına gelen ve karınca kararınca bir şeyler yapan, belki bir iki köklü sorunu da çözen belediye başkanı ağabeylerimiz özellikle de alınmasın.

Bir Hasankaleli olarak da ben eski Hasankale'yi, şimdiki Hasankale'den çok daha iyi beğeniyor ve seviyorum.

İsterseniz test edin.

Denemesi bedave!

Karşılaştığınız her Hasankalelinin de genelde benim gibi düşündüğünü göreceksiniz.

Zaten böyle düşünmesi vallahi de tesadüf değildir, billahi de.

Bugün kimi görürsen gör, kesinlikle o cümleyi kurar.

''Eski Hasankale şimdikinden çok daha güzeldi'' der illa ki!

***

Bir ara Hasankaleli ağabeylerimiz ile saymıştık mesela.

30-40 tane fötr şapkalı adam vardı Hasankale'de.

İhsan Toraman ve Mehmet Taşbaşı, Hasankalemizin fötr şapkalı belediye başkanlarımızdan sadece ikisiydi.

Her ikisini de görme şerefine erdim, nur içinde yatsınlar.

Elbette fötr şapka başlı başına bir gelişmişlik göstergesi değildir.

Ama o bile Hasankale'nin 'farkındalığını' ortaya koyan bir detaydı.

Çermik Festivalleri, Cuma güreşleri, Sirkleri, konserleri ile bayağı da örnek gösterilen sosyal bir ilçeydi Hasankalesi.

Banliyo treninin özellikle hafta sonu Erzurum'u Hasankale'ye taşıdığı günlerden bahsediyorum.

Kayık sefalarının olduğu, çadırlardan şehirlerin kurulduğu, Metin Oktaylı G.Saray'ın bile ağırlandığı, her yöreye ait halk oyunlarının temsil edildiği, mahalli sanatçıların bulunduğu, yazı ayrı kışı ayrı güzel, Ramazanları sahurlara kadar renkli geçen, Teyo'lu, Yusuf'lu, Elo'lu o eski Hasankale'den sözediyorum.

Kıran kırana mahalle maçlarına sahne olan, sinemaların boy gösterdiği, ne bileyim, Şemsi Ertaşlı, Sıddık Çanakçılı, Arıkan Şenyurtlu, Adnan Orallı, Hasan Yaşarlı, Mustafa Babagilli, Nidahi Orhunlu, Cezayir Demirli Hasankale..

Hangi birini sayayım, güzellikler adına.

Öyle bir Hasankale ki.

Ticareten de, siyaseten de önde olan bir Hasankaledir mevzu bahis olan.

Çok da mütevazi olmaya gerek yok

O kadar da çok ki.

Sabaha kadar saysam bitmez!

***

30 Mart'ta yapılacak olan Mahalli İdareler Genel seçimi için Hasankale'de de hummalı bir seçim propoğanda çalışması var.

Basına yansıyan haberlerden biliyoruz.

Mevcut başkan AKP'li Ünsal Sertoğlu ile MHP'li Yahya Savaş arasında geçmesi beklenen seçimde CHP'den Özer Pehlivan ve Saadet Partisi'nden de Recai Çelik adaylar.

Her birisi de kazanmak için çalışıyorlar.

Ne zamandır diyeyim, diyeyim diyorum, bir türlü fırsat bulup diyemedim.

İşte şimdi diyorum.

Adını saydığım bu adaylar bence Hasankale'ye bir iyilik yapacaksa o eski Hasankale'yi geri getireceklerinin vaadinde bulunsunlar.

Geleceğe dönük vaadlerden ziyade, geçmişi taşıyacak vaadler daha çok Hasankale'ye faydalı olur diye düşünüyorum.

Doğrusu eski bir Hasankaleliyim ama oranın seçmeni değilim.

Ben eğer oyumu orada  kullansaydım, o dediğim eski Hasankale'yi geri getireceğini söyleyen adama oyumu verirdim.

Vallahi parti ayırımı da yapmazdım.

He valla, he billa.

Hiç çekinmez, basardım mühürü.

***

O yüzden diyorum ya, hep geri kalmışlığı makus talih olarak kabul ederiz ve yüz ekşitiriz.

Ama Hasankale için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Keşke saysaydı da Hasankale yerinde sayaydı.

Belki bugünün orada yaşayan gençleri filan saçmaladığımı düşünür ama inanıyorum ki onları benim gibi düşünen ağabey ve ablaları vardır yanlarında, illa ki ikna da ederler.

Biliyorum ki bu konuda asla yanlız değilim.

***

Bu arada, hep Hasankale dedim durdum, hiç Pasinler demedim, dikkatinizden kaçmıştır belki.

Bunu öncelikle şunun için söylüyorum.

Pasinler'in eski ismidir Hasankale.

Bu konuda Milletvekili Adnan Yılmaz'ın bir önergesi var.

Pasinler'in adının Hasankale olması yönünde kanun teklifi veriyor.

Ben şimdiden kendimi alıştırıyorum Hasankale demeye.

O babdan Hasankale, Hasankale diye tutturdum gittim.

Onu da haber vereyim, üzerimde kalmasın istedim.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Metin Ran 01 Ocak 1970 02:00

    Sn. "Tevhit yazıcı" haklısınız. Yorumcu kimliğimizle bu konuda mazur görülebiliriz ancak basınımızın bu işle ilgili özel bir alaka göstermeleri ve yazarların duyarlı hareket etmeleri zaruri olmalıdır. Nitekim ben editörler ve yazarlarca özen gösterilmesi gereken bir konuya vurgu yaptım. Yoksa soy isminizi küçük harfle yazmanızdan dolayı size de bir uyarıda bulunurdum.

  • Tevhit yazıcı 01 Ocak 1970 02:00

    Metin Ran`a Eskiler demiş ya;"dinime küfreden bari müslüman olsa diye" Metin Bey siz de yazara ders vermeye çalışıyorsunuz ama kendi yazdıklarınıza bakmıyorsunuz. "Türkçe`nin doğru ve etkin kullanılmasında devamlı suretle hatalar yapmaktadır. " cümlesinde "suretle" değil "surette" yazmanız gerektiğini gözden kaçırıyorsunuz.

  • Metin Ran 01 Ocak 1970 02:00

    Daha önce de yazmıştım. İmla ve dilin özelliklerinin korunması, nesilden nesile kültür aktarımında önem arz eden bir konu. Ancak yazar bu hususta ısrar etmekte ve Türkçe`nin doğru ve etkin kullanılmasında devamlı suretle hatalar yapmaktadır. İnanın bu kurallar son derece basit ve uyulduğu takdirde yazının anlaşılmasında önemli katkılar sağlayan özelliğe haizdirler. Örneğin, "şimdiki Hasankale`den çok daha iyi beğeniyor ve seviyorum." ifadesinde "çok daha iyi beğenmek" nasıl bir kullanımdır? Böyle bir kalıp yahut gramer dilimizde geçerli midir? Buna benzer örnekleri hem bu yazıda, hem de öncelerinde sıklıkla görebilirsiniz. Bira daha dikkat! Editörlere söylüyorum, yazarım siz anlayın...