Köroğlu Barı ve Dadaşlar

Halk Eğitim Merkezi'nde (HEM) barlar belli bir sıraya göre oynanırdı. Bunu davul-zurna çok iyi bilir, barları birbiri ardına çalardı. Tam orta yerde genelde 9'uncu bardan sonra Yayvan ve bağlantılı olarak Köroğlu oynanırdı. İki kişi bu barı oynarken ekipteki diğer elemanlar bir köşeye çekilerek onları seyreder aynı zamanda dinlenme fırsatı bulurdu.

Köroğlu oynamak her babayiğidin harcı değildi. Tapu Yaşar, nara atarak meydana çıktığında onun karşısına ancak Çöğenderli deli Emin ya da Hikmet Aymergen geçerdi. Yaşar, narayla geri dönüp kılıcı salladığında onu karşılamaya yürek isterdi. Kılıçlar birbirine çarptığında kıvılcım saçar, seyirciler kaçacak yer arardı.  Olur ya kılıç kırılırsa fırlayan parça seyircilerden birine denk gelebilirdi. Onların oynadığı bu Köroğlu barı Erzurum da nam yapmıştı. O oyunu izlemek için gelen özel seyircileri vardı.

Bütün bu vuruşlar, dönüşler, çöküşler hep müziğin ritmine göre yapılırdı. Davul-zurnadan öyle ezgiler çıkardı ki onları daha kuvvetli vurmaya dönmeye çökmeye teşvik ederdi. Meydan artık savaş yeriydi. Bir savaş artık nasıl anlatılabilirdi ki. Az çok tarih bilgisi olanlar kendilerini Malazgirtte, Mohaçta, Aziziyede hissederdi.

Bu oyunun sonunda iki oyuncu el ele tutup, oyunu bitirdiklerinde hep düşünürdüm bu savaşın galibi kim diye?  Ya iki Türk birbiriyle savaşmış, birbirini öldürmeye kıyamamış, ya da düşmanını yense bile Sultan Alpaslan'ın yaptığı gibi, elinden tutup kaldırmış, ona Türkün asaletinde var olan saygı ve hürmeti göstermişti. Boşuna dememiş şair:

Bir savaş seyri vardır Dadaşın her barında

Görünce kanın kaynar o an damarlarında

Doyum olmaz bir görsen Köroğlu nun barını

Güvenirsin gücüne düşünmezsin yarını.

Ne yazık ki Yaşar Güngörmüş ve Emin Bilgin'in oynadığı bu Köroğlu barının elimizde ne bir video kaydı nede bir fotoğrafı var. Bu oyunu bu kadar güzel oynayan iki kişinin oynunu gelecek kuşaklara aktaramamak üzüntü verici. (O zamanlar Almanya'dan tatile gelenler tüylü fötr şapkalarını ve radyolarını bırakıp, tek tük te olsa video kameralarla geliyorlardı ama? yaygınlaşması zaman aldı)

Aslında bir yıla yakın emek verildi. En azından bir yarışmada oynatıp MEB arşivlerine geçmesi için büyük gayretler sarf edildi. Yaşar'laEmin, sahneye girip Köroğlu barını oynayacaklar ve yerlerini ekibe bırakacaklardı. Bütün hazırlıklarımızı, çalışmalarımızı buna göre yapmıştık. Ama şansızlık Yaşar 30 undan sonra Ankara ya yüksek okul okumaya gitti, Emin'i de başkasıyla oynamaya ikna edemedik.

Maalesef bu oyun yavaş, yavaş kaybolmaya yüz tuttu. Artık eskisi gibi oynayan birilerini bulmak hayli zor.  Oynayanlarda küçücük kılıçlarla çıtkırıldım bir şekilde oynuyor ve maalesef hiç zevk vermiyor ve sıkılıyorum.

Yaşar Güngörmüş, Tapu Müdürlüğünden emekli olup, İstanbul da yaşamına devam etmekte. Gözlerinden rahatsız olduğunu duydum, bu vesile ile geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

Emin Bilgin'de Istanbul'da hayatını devam ettirmekte olup, asıl mesleği olan Oltu taşı tespih ve kıymetli taş işlemeciliği sanatında harikalar yaratmaya devam etmektedir. Ona da buradan selam olsun.

Hikmet Aymergen, yıllar önce gittiği Amerika da torunları ile birlikte yaşarken, ara sıra dostlarına selam göndermekte. Buradan ona da selam olsun.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali Geyik 01 Ocak 1970 02:00

    Müslüm hocam çalışmalarından dolayı gönlüne sağlık

  • Emin Bilgin 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın çok değerli müslm hocam Ağzına yüreğine sağlık bizleride hatırlayıp yazdığın için sana çok teşekkür ediyorum