''Sen kendini değiştirmezsen ey reis!''

Çok şükür seçimlere 2 gün kaldı. Büyükşehir belediye başkanından mahalle muhtarımıza ve azalarına kadar yerel yöneticilerimizi değiştireceğiz.
Yöneticileri değiştirmek, uzun uzun anlatılması gereken toplumsal bir ihtiyaç.
Eğer öyle olmasaydı tüm dünya ,halen daha demokrasiye geçmemiş olacaktı.
Ömür boyu süren padişahlıklar, krallıklarla yönetilecektik.
Bu tarihi ve sosyolojik  gerçek hukuk tarafından   da kabul edilmiş. 
Demokrasinin kulağa hoş gelen retoriklerini bir tarafa bırakırsak, sadece yöneticiyi değiştirmek bile başlı başına özgün bir durum.

Yöneticileri değiştirmek iki şekilde olur. ( Hayatta bu kadar kesinlik yok ama biz böyle varsayalım. Yoksa uzun uzun anlatıp sizi yoracağım)

Birincisi yarın yapacağımız seçimler.
Kısaca şu sonucu doğuracak: Biri gidecek öbürü gelecek.
Aslında "klasik " olarak adlandıracağımız bu seçimde eskisinin yenisinden kötü olduğu ve bu yüzden değişeceği varsayımı haksızlık olur. Gelenin gideni aratmayacağının garantisi yok.
Ama demokrasi bu. Eğer böyle bir değiştirme seçeneği sunulmazsa, yönetilenlerin belirli dönemlerde düşüncesine başvurulmazsa, toplumdaki beklentilerin karşılanması mümkün değil. Hele kentlerde bu beklentiler o kadar çok ve karmaşık ki tek bir kişinin uzun süreler boyunca tek başına, bu beklentileri başarıyla karşılaması mümkün değil.
 Aynı ya da ayrı partilerden adaylar bulunması gerekiyor.

Neden Böyle? Çünkü arkasındaki parti desteği, oy desteği veya kamu oyu desteğine rağmen tek bir kişi, kentin her an değişen ve büyüyen sorunlarını aynı tempoyla çözemiyor. Belediyecilik, adayların bazılarının ortaya koyduğu seçim vaatlerinde ki gibi ele alındığında ilizyonislik gibi takdim edilse de hayatın gerçekleri var.

Yöneticileri değiştirmenin bizi ilgilendiren boyutu ise,        "Belediyeciliği bir değişim sanatı" olarak içselleştirmek. Sadece sorunlar çözülecek diye belediye başkanı seçmek artık kendi başına yeterli değil. Belediye başkanlığına talip olan kesimin kendisini değiştirmesi de gerekiyor.

Çünkü belediye başkanları, seçildikleri yerleşim yerlerinin nasıl bir destinasyona sahip olduklarını da açıklıyor. Bu destinasyonu doğrudan ve iyi biçimde sunabilen belediye başkanları, kompleksiz, basit ama derin vizyonlu izlenim veriyor ve oyları alıyor.
Daha içine kapanık, vizyonsuz belediye başkanı seçmenin ard arada gelmesi ise bir kentin başına gelebilecek en kötü durum.
Bir kere belediye başkanı olabilme kriterleri arasına bunları koyamıyorsanız artık vizyonsuz insanların belediye başkanlığını hedeflemeleri kolaylaşıyor.
Ötesi ise daha farklı. Eğer bir kent yüksek vizyonlu yerel yönetici adayları çıkarabiliyorsa ve kentte yaşayanlar kötünün iyisini değil, diğer kentlerin gıptayla izleyecekleri bir belediye yönetimi ortaya koyabiliyorsa, benzerleri de cesaretleniyor. Belediye başkan adaylığı, vizyonlu, donanımlı insanların teveccüh gösterdiği bir görev olarak algılanıyor. Bu durum bir kentin başına gelebilecek en güzel şey.
Hele ileride daha önemli makamlara talip olacak siyasetçilerimizin, belediye başkan adaylarımızın bu tespite dikkat etmeleri gerekir. Zorluklarla ulaşılan bu vizyonunun daha büyük makamlara ulaşılınca bir anda tuz buz olabileceğini de güncel olaylarla görüyoruz.

Gelelim Erzurum'a. Erzurum bu konuda maalesef şanssız ama bu yerel seçimlerin önemi de burada. Bakın bu seçimde milletvekilliğinden istifa edip belediye balkan adaylığına girişen ne kadar çok siyasetçimiz var? Demek ki artık belediye başkanı olmak belki de milletvekilliğinden daha önemli oldu.

İşte bu yüzden seçeceğimiz bu seçim önemli. Hem bizim için. Hem de belediye başkanlığı makamı için.
Seçeceğimiz belediye başkanı kim olursa olsun o koltuğa oturduğu gün ; o makamın önemini anlamalı.

Bizim kendisini değiştirmemizi beklemeden, sanki her yılın sonunda bir seçim varmış gibi kendisini yenilemeli, vizyonunu yenilemeli. Ancak bu şekilde Erzurum'u anlayabilir.

Seçileceği güne kadar taşıdığı kartvizitin seçildikten sonra hiçbir önemi yok. Çünkü o bir kentin hem de kadim ve haşyetli bir kentin belediye başkanı olacak. Bu kartvizit onun için yeterli.

Biz seçim yaparken bir değiştirme hakkını kullanıyoruz. En fazla, bir daha ki seçimde onu değiştiririz.
Ama seçeceğimiz belediye başkanı sürekli kendini değiştirmeli, yenilemeli. Aksi takdirde kasım kasım kasılan bir yönetici tipi, 1000 yıldır kendisini yönetenlerin boğduğu, hatalarının cezasını çektiği bu kenti bir kez daha hayal kırıklığına uğratacak.

Erzurum bu mesajı yeteri kadar verebilecek mi?
Umarım sadece mesajın birinci kısmını almaz müstakbel belediye reisimiz.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.