Bölge Haber Girişi : 04 Mart 2013 14:16

Sık dişini Dadaşım az kaldı

Sık dişini Dadaşım az kaldı
Soluyun, solumadıkça bu ak havayı neye yarar ciğeriniz!

Can dediğiniz nedir ki!.. Bir nefeslik bir şey!.. Alt tarafı bir nefes, diyerek geçmeyin...
Sultanların Sultan'ı, kanunların Kanuni'si bir nefeslik sıhhat devlet sahibi olmaktan daha değerlidir, demişse eğer, varın canın değerini siz düşünün!

Değerli olmasına değerlidir de; üç kuruşluk bir kurşun ya da keskin çelik parçası adamlığı metelik etmeyenin elinde olunca can neylesin!..

İster namus belasında, ister alacak davasında, ister koltuk sevdasında olsun, ben vermiştim sana bu canı, diyerek can alanlardan tutun da kan davası için pusu kuranlardan; fikri uymuyor, diye kan akıtanlardan çıkın.

Adam, yolda yürürken birden kalbi "stop" diyor ve yığıyor koca cüsseyi yere?

Adam, karşıdan karşıya geçerken, tam gaz gelen sarhoş biri söndürüyor canını...

Çatıdan düşen buz sarkıt piyangosu oradan geçmekte olan bir kadının başına ölüm kuşu olarak konuyor?

Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün elbet!

Ecel, diyerek geçen de var; kafa yorarak bu tür ölümlerin nedenini ortadan kaldırmak isteyen de?

Bazı memleketler vardır ki, orada yaşayanların kitlesel olarak ve yavaş yavaş zehirlenmesi ne yazık ki önlenemiyor!

Bu memleketlerden biri de Erzurum...

Bizim gibi meraklıları belli vakitlerde yükseklere çıkıp mutlaka bakmıştır yaşadığı kente!

Ve mutlaka görmüştür akça bir örtün şehri nasıl kararttığını!

Sabahın olmayacağını sananların akşamıyla birlikte öyle bir hava çöküyor ki bu kadim kentin üzerine, nefes almak gerçekten zor...

Aldığınız her nefesin ise ciğerlerinizi yakarak, tekrar havaya karıştığını gören yok!

Kış memleketi bu şehir, ayaz, buz,  ama umudunda adı Erzurum...

Ciğerlerin yansa da ısınmak için yakacaksın yakılacak ne varsa!

E, fabrika bacalarına takılan filtrelerden her birini bu şehirde her yürüyenin ciğerine takacak değiller ya!

Aslında insan canını, nefesini önemseyenler bunu düşünür elbet; ama bunu yapmak da öyle kolay değil!

 Bu yüzden ne yerel yönetime, ne de Ankara'daki erke küsemeyiz.

 Biliyoruz, canımız eninde sonunda, öyle veya böyle çekip gidecek bizden.

 Bizi yaşatan en değerli sevgilimize, "etme, eyleme, gitme canım," diye, kim yalvarmış!

Ama şunu biz değil, Kanuni söylemiş!

"Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi."

Ciğerlerimizi düşünerek kapalı yerlerde sigarayı yasaklayanlar, ayazda ısınmayı da yasaklayacak değiller ya!

Neyse, sıkalım dişimizi, az kaldı yaza ve 23 Temmuz'a...
Elbet kükrer yine bir ses ve bozulur bu düzen...
Ve yine ciğerlerimize çekeriz buz gibi temiz havayı ve erir akça ihanet, temizlenir bu kir...
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.