Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olmuyor

Basit bir mantıkla yola çıkalım;
Güreş müsabakası için  pehlivanlar kayıtlarını yaptırıyorlar meydana çıkacaklar ama Pehlivan'ın biri açıkça bağırısa, ben sadeçe güreş tutmayacağım,King boksta yapacağım.Karetenin bütün imkanlarını,judonun kurallarını da,boksun sertliğini de,kullanacağım dese,
Hakem heyeti bu Pehlivan'ı mindere çıkarırlar mı?

Engelli koşuya giren atletlerden biri benim kulvarımda engel mengel istemiyorum kaldırın dese ve adamları,antrönerleri bütün engelleri kaldırsalar üstelik bu engelleri de diğer yarışmaçıların kulvarlarına koysalar buna yarış denir mi.

Bisiklet yarışı müsabakalarında yarışmaçılardan biri ben bu yarışa Motorsikletimle katılaçağım varmı itiraz eden dese diğer yarışmaçılar da hakem heyetine itiraz etseler, biz kendi güçümüzle pedal çevireceğiz ama rakibimiz motor gücüyle yol katedecek bu adeletsizliğe,bu haksızlığa mani olun eşit yarışalım deseler,
Hakem heyeti de itirazlarını red etse,ciddiye almasa burada Adeletten bahsedebilirmiyiz.

Talip olduğunuz bir iş için sınav yapılsa  taliplilerden biri kendi hazırladığı soruları cevaplayıp üstelik her türlü araç her türlü kopya ona sebes olsa ,diğer adaylara da heyetin hazırladığı sorular dağıtılsa araç gereç kullanılması yasaklansa hakkaniyeti bir sınav oldu kim diyebilir.
Evet..

Türkiye'nin  yaşadığı Cumhurbaşkanlığı seçimi aynen bu şartlarda devam ediyor.

Aday olan Tayyip Erdoğan devletin her türlü imkanlarını alabildiğine kullanıyor.
Binlerce polis,helikopter,uçak,partili partisiz belediyeler, valiler,kaymakamlar,bürokratlar,devletin TRT si,misafirhaneleri,Fak-fuk  fon kuruluşlarıyla yarışı sürdürürken, Diğer adaylar kendi kıt imkanlarıyla yarışmaya çalışıyorlar.

Öyle ki Cuma günü şehrimize gelen Cumhurbaşkanı adayı Sayın EKMELETTİN beyi
hava alanından şehre götürürken  kavşaklarda konvoyun dağılmaması için olması gereken trafik polisleri yoktu.her kırmızı ışıkta bir kısmı geçti, bir kısmı durdu konvoy darmadağınık oldu.

Halbuki Erdoğan geldiğinde saatler önce ana caddelerinden trafiğe kapanalar bile oldu.

Yasa gereği Cumhurbaşkanının partisi olmaması gerekirken Tayyip Erdoğan'ın gelişinde her yer AKP filamalarıyla süslendi.

EKMELETTİN İHSANOĞLUnun gelişinde bir tek parti bayrağı yoktu.Şimdi diyeçeklerki Erdoğan Başbakan sıfatıyla geldi tabii olacak ama eğer Başbakan sıfatıyla geldiyse Cumhurbaşkanlığı seçimi için yaptırdıkları Logoyu niye her yerde kullandılar?
İşine geldiği gibi.....

Şartları taşıyan her Türk vatandaşı Cumhurbaşkanlığına aday olabilir.

Farz edelim; Köprüköy Belediye meclis üyesi,Horasan Tapu memuru,Şenkaya Zıraat Bankası veznadarı,olur PTT dağıtıcısı Cumhurbaşkanı adayı olsalar Istifa etmeleri gerekiyor.

Gerekçe olarak kanun koyucu düşünmüş ki bu dağıtıcı eğer aday olursa rakiplerinin mektuplarını vermeye bilir onları mağdur edebilir adaletli davranmaya bilir.

Banka veznadarı aday olursa rakip gördüğü kişilerin paralarını geç öder,yırttık banklotları veye sahte bir yüzlüğü arada yutturur bunundan dolayı istifa etmesi gerekir,

Köprüköy meclis üyesi aday olursa meclis kararlarından kendisine oy vermeyeceğini bildiği Ahmet beyin Basmalığının kaldırılması için karar çıkara bilir seçimlerin üzerine gölge düşmemesi için Adil olması için istifa etmelidir diye düşünmüş ve Kara ciltli kanun kitabına yazmış.

 Yazmış ama kamu görevlileri kimdir diye tek tek sıralamamış saysa  gereksiz de olurdu
Hepsini ihtiva eden bir tarifle yetinmişti
 "KAMU GÖREVI YAPAN HERKES "aday olduğunda ISTIFA EDER demiş.
Veznadar,
Posta dağıtıcısı,
Belediye meclis üyesi
Tapu memuru  Kamu görevlisi ama
Başbakan değil.

Sanki Başbakan kamuya değil kendine Çalı şıyormuş gibi.

Zaten o da Anayasada yazdığı şekliyle Cumhurbaşkanlığına aday değil aday olduğu şeyi tarif etmiş
P
adişahlık,Krallık gibi bir şey.Vesselam. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • cengiz yantır 01 Ocak 1970 02:00

    Dursun Hocam, ağzınıza sağlık. Platformdan ve halkın arasından yapılan bir mücadele var, adına yarış diyoruz.