Usta be, şimdi yandı o film...

Savaş Ağabey'i ile ilk kez  1983 yılında Hürriyet Haber Ajansı'nda çalışırken tanışmıştık.

O'nun en yakın dostu Namık Koçak, Coşkun Ağabey (Aral) ve ben, Sarıkamış'ta yapılan askeri kış tatbikatını takip ediyorduk.

Günün yorgunluğunu attığımız gece sohbetlerinde 'gazetecilikte en güzel iş; atlatma haber, atlatma fotoğraftır... Bunu bilir bunu derim..." diye bizi uyarırdı.

O, çok başarılı ve aşık olduğu mesleğini büyük heyecanla yapar ama hiç bir mesleki kıskançlık bilmeden, tecrübelerini de hepimizle paylaşırdı.

Hürriyet'den emekli olup, Sabah'ta işe başladığımda da beni ilk kutlayan yine Savaş Ağabey'di..

Ve son olarak Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreou'nun7 Ocak 2011 günü; 2011 Dünya Ünivresitelerarası Kış Oyunları kapsamında yapılan tesislerin açılış töreninde katılmak için geldiği Erzurum'da karşılaşmıştık.

O gün;  ustaların ustası , her ortamda 'ben muhabirim' diyerek övünen taşradaki tüm muhabirlerin 'Savaş Abisi' ile Palandöken'i geziyorduk.

Şoföründen izin alarak, Başbakanlık otobüsünün direksiyonuna geçmişti.

"Çek bakalım Bakırcı, otobüs direksiyonunda da bir kare fotoğrafımız olsun" deyince hemen deklanşöre basmaya başlamıştım.

Ben,  Savaş Ağabey'in o anlarını dondururken, o yine esprisini patlatmıştı:

'Bakırcı, aman ha filmler yanmasın...!'

Ah Ağabey, ah...  O filim şimdi yandı biliyor musun?

Bu ansız gidişinle yıkıldık...

***

Savaş Ağabey,  gırtlak kanseri tedavisi görüyordu.

Her karşılaşmamızda, telefon görüşmemizde  "Bakırcı tedavi oluyorum, daha iyim... " derken bile elinden sigarasını düşürmüyordu...

Herkes gibi, benim uyarılarıma da aldırış etiği yoktu.

 "Hastasın abi içme, sevdiklerin hatırına burak şu mereti... '' dediğim de;

- "Aldırma be Bakırcı, acı patlıcanı kırağı çalmaz..."diye gülümseyerek Nâzım'dan  bir dize ile veap vermişti.

Ne demiş şair:

'Gönül yine o gönül, kafa yine o kafa!'

Mekanın cennet olsun, Savaş Abi... Bizim mahallenin en delikanli adamıydın Allah, kabrinde ışığını eksik etmesin...