Yalancının ampülü hiç sönmüyor

Ampüllerin büyüklüğü MUMla belirtilirdi 40 mumluk, 60 mumluk, 100 mumluk ampül diye vasıflandırılırdı. Tıpkı otomobillerin güçünü beygirle ifade edildiği gibi!

Demek ki mum demek yerine ampül deme de bir beis yoktur.

Eskiden yalancıların mumu en fazla yatsıya kadar yanardı.

Vaktiyle medresede eğitim gören bir grup öğrenci aralarında bir anlaşma yapmışlar ve her gün bir kişinin mum getirmesine karar vermişler.

Birinci gün biri, ikinci gün diğeri, derken sırasıyla mumları yakarak ders  çalışmaya başlamışlar. Öğrencilerden biri ise erimiş mumları gizli gizli toplarmış. Sıra kendisine geldiğine erimiş mumları toplamış ve bunları  bir birine ekleyerek mum yapıp para vermekten kurtulmuş.

 Sıranın kendisine geldiği gün mumu yakmışlar ve ders çalışmaya başlamışlar. O gün mum çok çabuk bitmiş ve ancak yatsıya kadar dayanabilmiş. Arkadaşlarının hilesini anlamasından korkan çocuk:

-Allah Allah niye böyle oldu, diyince durumu anlayan arkadaşlarından biri:

- Ne olacak yalancının mumu yatsıya  kadar yanar demişler.

Rahmetli Edishon mumun pabucunu dama atacak icadıyla yalancıların işini kolaylaştırdı.  Öyle bir iki vakitte sönmeyecek onlarca mum kudretinde ampülü yalancıların hizmetine sunmuş oldu.

Gerçi rahmetli icadını insanlığın karanlık içerisinde kalmaması, güzel şeyler yapması için yapmıştı; ama ne yapsın kötü emellerine alet edenler hep olagelmişti. Bıçağı icad eden, gidin babanızı, ananızı kesin diye icat etmedi ya!..

Bütün dinler ister ilahi (kitaplı) dinler olsun, ister beşeri dinler olsun hepsi yalanı lanetlemişlerdir.

Kötülüklerin kaynağı olarak görülmüştür yalan. Kuran-ı Kerim'de yalan  onlarca yerde men edilmiş olmasına rağmen tesettür bir ayette zikredilmiştir. Buna rağmen siyasal islamcılar baş örtüsü için verdikleri 'mücadele'yi yalan için vermiş olsalardı bu ülke cennete dönerdi. Bir diğer ifadeyle baş örtmede gösterdikleri titizliği yalan söylememede de gösterseydiler, Kabataş'taki "Baş örtülü bacım "o kabalıkta yalan söyleyebilir miydi!..  Bıyıklarının islami görüntüsüne azami dikkat ettikleri kadar, Allah'ın men ettiği yalan söylememeye dikkat etseydiler siyasi islamcıların vicdanı olarak ün salmış Bülent Arınç üstat " Bana suikast düzenliyorlar" yalanınına fit olur muydu!

Parmağındaki yüzüğün islami simgeler içermesine gösterdiği özeni Allah'ın Kuran'ından katiyetle yasakladığı yalan hususunda gösterseydi, dönemin Başbakan'ı , gezi olaylarında camide içki içtiler,zina yaptılar, diyebilir miydi?

Söz konusu caminin imamı hemşerimiz, burada içki içildi yalanını, söylemeyi ret ettiği için islami hassasiyeti olduğunu söyleyen iktidar tarafından cezalandırılır mıydı? Hem de Diyanet Başkanlığı eliyle.

Yalanı bir hayat tarzı, siyasette  sürekli olarak kullanmak, tabiri caizse 'bir ayak üzerinde yüzlerce yalan söylemek' modern tıp biliminde bir psikolojik hastalık olarak tanımlanmaktadır.

Ancak söyleyecek yalan bulamadığında ,doğruyu söyleme mecburiyetinde kalan bir anlayışın yönettiği toplumlarda elbetteki yalan doğrudan çok itibar görecektir.

Yalanlarını anlatan hem görsel, hem de yazılı onlarca belge piyasada cirit attığı halde, hâlâ mumu yanmaya devam edenleri gördükten sonra bu atasözünü yeniden gözden geçirmeli vesselam!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ö. Nazmi Yavuz 01 Ocak 1970 02:00

    Helal Olsun Ağzınıza sağlık !...

  • Fatih Fidan 01 Ocak 1970 02:00

    guzel bir yazi olmus..tesekkurler

  • erdal erdogan 01 Ocak 1970 02:00

    Ben hep diyorum bu adam sonunda Yılmaz Özdil`e rakip olacak:)) Yazarın ağzına sağlık.