Yavilioğlu-Korkmaz diyaloğu...

Dün Pusula gazetesinin manşetinde, Hasan Ali Erdağı imzalı özel bir haber vardı. “Sizi gözüm bir yerden ısırıyor!”

Bu söz, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Fahrettin Korkmaz’a ait…

Sözün muhatabı ise, vekillikte bir yılı geride bırakmış olan AK Parti milletvekili Cengiz Yavilioğlu…

Taraflar, Şifa Hastanesi’nin iftarına katılmak üzere, hastaneye gittiklerinde aynı asansörü kullanıyorlar. Tabii ki, ikisi de birbirini tanımıyor!

Muhtemelen muhabir arkadaşımız Hasan Ali Erdağı da aynı asansörde ki, vekil ve hoca arasındaki diyaloğa tanık oluyor ve bu ilginç durumu, güzel bir habere çeviriyor.

Hoca, AK Parti milletvekili Cengiz Yavilioğlu’nu tanıyamıyor. Ama nezaketen sohbet etme ihtiyacı duyuyor ve söze, “Sizi gözüm bir yerden ısırıyor” diye başlıyor.

Sırayla gidecek olursak…

Tamam; kimse kimseyi tanımak zorunda değil. Fakat unutmayalım ki, ne Fahrettin Bey, sokaktaki sade bir yurttaşımız, ne de Yavilioğlu…

Biri koskoca Atatürk Üniversitesi’nin rektör yardımcısı, diğeri de iktidar partisinin vekili…

Dolayısıyla Fahrettin Hoca’nın, bu şehrin vekillerini, ismen de cismen de tanıması gerekir. Anlaşılan geçen şu bir yıl içinde taraflar ya hiç karşılaşmamışlar, ya da aynı ortamda bulunmuş olsalar bile birbirlerinin elini sıkmamışlar. Fahrettin Korkmaz, aslında sosyal bir insandır. Hani bizim üniversitede bazı hocalar vardır ki, on yıl boyunca kampüsün dışına çıkmamıştır. Fahrettin Bey öyle değil. Buna rağmen bu şehrin altı vekilinden birini tanıyamamışsa bu, Hoca adına önemli bir eksikliktir.

Gelelim Cengiz Bey cephesine…

Cengiz Yavilioğlu, eski bir bürokrat ama çiçeği burnunda bir vekil, siyasetçi…

Tanıyabildiğimiz kadarıyla Cengiz Bey; sessiz, iddiasız ve içine kapanık bir tabiata sahip. Daha doğru bir ifadeyle, mütevazi bir insan…

Fakat bir yıldan beri şu avuç içi kadar olan Erzurum’da milletvekili…

Haydi aday olduğu zaman kimse tanımıyordu ama bir yıl geçmiş olmasına karşın, kendisini tanıtamamışsa, oturup biraz düşünmelidir.

Fahrettin Bey, üniversitenin üst düzey bir yöneticisi olarak, altı vekilden birini tanımamakla yüzde elli kusurlu ise, -ki, kusurludur-yüzde elli kusur da Cengiz Bey’de…

Sonuç çok çarpıcı! Erzurum müthiş bir şehir:

Rektör yardımcısı milletvekilini tanımıyor, vekil de rektör yardımcısını…

Erzurum, bir İstanbul yahut Ankara gibi olsaydı, zaten böyle bir yazıya gerek olmazdı. Çünkü o şehirlerin o kadar çok vekili var ki, ancak içlerinde bakan olanlar veya çok popüler olanlar bilinir.

Erzurum’un ise, topu topu altı vekili mevcut… Beşi AK Parti’den, biri MHP’den.

AK Parti’nin beş milletvekilinden ilki Recep Akdağ, yani on yıldan buyana Sağlık Bakanı… O’nu kimsenin tanımıyor olma ihtimali neredeye yok. İkinci sıradaki vekilimiz Adnan Yılmaz… Adan Bey, vekil olmadan evvel de Erzurum’da, simitçiden işadamına kadar, herkesin bildiği bir isimdi. Çünkü ziyadesiyle sosyal ve çalışkan bir kimse.

Fazilet Hanım, ikinci dönemdir milletvekili. O da dışarıdan geldi ve önceleri o dışarıdan gelmenin dezavantajını yaşadı. Fakat geçen süre içinde kendisini öyle bir sevdirdi ve ispatladı ki, bugün Erzurum’da hiç kimse, “ben Fazilet Dağcı Çığlık’ı tanımıyorum” diyemez. Çünkü Hanımefendi sabırla, azimle ve çalışmalarıyla her kesime kendisini kabul ettirdi.

Seçim listesine göre gittiğimiz için, dördüncü sırada Cengiz Yavilioğlu var. Çatlı bir hemşerimiz. Yavilioğlu, geniş bir aileye mensup… Uzun yıllar Ankara’da çeşitli görevlerde bulunmuş ve bu süre içinde, öyle öne çıkan ya da önde görünmek isteyen bir kimse olmamış. Vekil adayı olduğunda da aynı konumdaydı. Zahir vekil olduktan sonra da özel bir çaba içinde olmadı ki, rektör yardımcısı bile tanımıyor. Kusura bakma Cengiz Bey ama kusurun yüzde ellisi sizde…

Siz kendinizi şimdiye kadar tanıtmış olmanız lazımdı.

Ve listenin beşinci sırasında ise Muhyettin Aksak var. O da iki dönemdir vekil. Lakin Aksak, daha önce belediye başkanı, parti ilçe başkanı ve işadamı…

Erzurum’da yaşıyor olup da Muhyettin Bey’i tanımamak mümkün değil.

Çünkü hareketlidir ve beşeri münasebetleri ziyadesiyle temayüz etmiş bir hemşerimizdir. Parti başkanı olduğunda da yerinde duramazdı, belediye başkanı seçildiğinde de durmadı. Gerçi vekilliğinin şu ikinci döneminde, kendisini sanki nadasa bırakmış gibi geliyor bana ama yine de O Erzurumluyu, Erzurumlu da O’nu tanır.

Altıncı milletvekilimiz veya MHP’nin birinci sıra milletvekili Oktay Öztürk…

Oktay Bey, artık “usta” konumunda bir siyasetçi ve deneyimli bir vekildir. Şehrin tamamı tanır mı tanımaz mı bilmemem ama geniş kitlelerin bildiği bir isim olduğundan şüphe yoktur.

“Ağır abi” gibidir ama bi o kadar da şen ve şakraktır.

Düğünü de bilir cenazeyi de.

Her ne kadar Adnan Yılmaz gibi, Erzurum’u su yolu etmiyorsa da, sokağa çıktığında beş kişiden dördü tarafından bilinir.

Geçen dönem ki vekillerimizden biri, Taşmağazalar’da bir esnafa elini uzatırken, “Efendim Bendeniz Ak Parti milletvekili….” Demişti. O vekilimiz o gün itibarıyla dört yıllık bir milletvekiliydi fakat neredeyse kimse tanımıyordu.

Fahrettin Hoca, üzerindeki resmi görevlerinden ötürü, altı milletvekilini de tanımak zorunda. Doğru…

Lakin Cengiz Bey de, ismini vermediğimiz o eski vekil konumuna düşmek istemiyorsa, kendisini tanıtacak eylemlerde bulunmalı…

Y
akadaki rozeti saymazsanız kimsenin anlına “vekil” diye yazmıyor ki… 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.