Zabıta bakıyor, görmüyor!

Zabıtanın zerre kadar umurunda değil ama gerçekten de giderek tırmanan bir sorun yaşıyoruz:

Erzurum, yerli ve ithal dilenci istilasına uğradı!

Hoş geçmiş yıllarda da yine yerli ve ithal dilenciler olurdu, lakin bu ramazanda durum çok daha vahim:

Cami avluları, sokak  başları, caddeler, meydanlar, işyerleri ve evler…

Hemen her yer dilenci dolu.

Bunlar, fakir oldukları için avuç açan kimseler değil. Bunlar, profesyonel sahtekar ve usta istismarcılar.

Ne polisten çekiniyorlar, ne de zabıtadan korkuyorlar. Kaldı ki zaten zabıtanın da, onlarla bir alış-verişi yok!

Bu dilenci istilasından özellikle kadınlar çok müşteki…

Çünkü erkek dilenciler, işi öyle abartıyor ve öyle aymazlık ediyorlar ki, sadaka dilendikleri kadınları çekiştiriyor, güç durumda bırakıyorlar.

Şayet bunlar gerçekten yoksul ve aç olmuş olsalar bir teki bile çaresiz kalmaz.

Kalmaz… Çünkü başta belediyeler, kamu kurumları ve vakıflar olmak üzere, bu şehirde her gün binlerce insana yetecek kadar iftar ve sahur yemeği çıkıyor.

Ayrıca her gün yine binlerce aileye gıda yardımı dağıtılıyor.

Kapı kapı dolaşarak insanları artık taciz ve istismar eden bu sahtekarlar, ramazanı dibine kadar kullanıyorlar.

Eskiden fotoğraflarının çekildiğini gördüklerinde kaçarlardı. Şimdi ise, gazetecilere röportaj dahi veriyorlar.

Arkadaşımız Cem Bakırcı, dün bir dilenciyle konuştu.

Sanki son derece düzgün bir iş yapıyormuş gibi, bir de oturmuş anlatmış.

Nasılsa yalanın sınırı yok!

Evet… Kabul ediyoruz ki, dilenciler bu toplumun acıtan bir gerçeği.

Fakat vatandaşlar işi öyle bir abartmışlar ki, bu görüntü hiçbir ölçüye sığmıyor.

-Kapıyı bacayı kırmaya getiriyorlar…

-Üzerinize yürüyorlar…

Aslında zabıta her şeyi görüyor, ama umursamıyor.

Dört tane seyyar satıcının anasından emdiği sütü burnundan getiren acar zabıtalarımız, iş dilenciye gelince araziye uyuyor.

Bu dilencilerin bir kısmı aynı zamanda, hırsızlık çetelerinin gözcüleridir.

Erketeye yatıp, soyulacak yerleri belirliyorlar.

Dolayısıyla bu sorun karşısında, polis de meseleye dahil olmalıdır.

Faili meçhul hırsızlıkların çoğunun arkasında, dilenci kılığında dolaşan şebeke elemanları var.

-Anam öldü.

-Kocam felç geçirdi.

-Çocuğum çok hasta.

-Kanser tedavisi görüyorum.

Bunlar klasik dilenci nakaratlarıydı. Şimdi, çağa uygun format geliştirmişler:

-Oğlum üniversitede protestoda bulunduğu için hapiste, ona bakıyorum.

--Kızım okula kaydolacak, onun harcı için yardım istiyorum.

Ve daha niceleri…

Diyebilirsiniz ki her rengi boyadık kaldı fıstıki yeşil.

Elbette bu şehrin onlarca sorunu var ama şu dilenci sorunu onlara tüy diktiriyor.

E
n azından bize gelen şikayetler böyle gösteriyor. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.