AKP demokrasiyi sayısal üstünlük sanıyor

"ADAYIMIZ 22 HAZİRAN'DAN ÖNCE AÇIKLANABİLİR"

Öztürk'e ilk soru olarak, "Erzurum mitingi sırasında Sayın Genel Başkan Bahçeli'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayını açıklayacağı konuşuluyor. Bu doğru mu adaylarınızı belirlediniz mi?" diye soruyoruz.

Öztürk, "Yerel Seçimler için biz Erzurum'da çok iddialıyız. Bu seçimde Büyükşehir Belediyesi'ni kazanacağız. Aday tespit sürecimizle ilgili ciddi gelişmeler var. Çok sürpriz isimlerle milletimizin karşısına çıkacağız. Genel Başkanımız, Erzurum için çok özel bir çalışma yürütüyor. Hizmet erbabı, proje erbabı, yetenekleri olan, teşkilatla uyumlu çalışabilecek bir adayımız olacak. Belki de adayımızı Erzurum'da 22 Haziran'da düzenleyeceğimiz 'Birlik Mitingi'nden önce de açıklayabiliriz? Biraz daha bekleyin " diye cevap veriyor.

"BÖLÜNME PLANI YABANCI MUTFAKLARDA HAZIRLANIYOR"

Türkiye'nin ciddi bir tehdit altında olduğunu anlatan Öztürk, genel siyasetin şuanda yerel siyasetin çok önüne geçtiğini, bunun içinde milleti bilgilendirmek adına miting programlarıyla meydanlara çıkma kararı aldıklarını ifade ederek, "AKP'nin demokrasiyi sadece sayısal üstünlüğe dayalı bir rejim olarak gördüğünü" söylüyor.

Öztürk,  dış güçlerin Türkiye'yi bölmek ve Birleşik Ortadoğu Devletleri'ni kurmak ve böylece İsrail'i de yalnızlıktan kurtarmak istediklerini anlatıyor.  Öztürk, "İşte yabancı  mutfaklarda hazırlanarak önümüze sürülen bu plana göre, uygulanan Yerel Yönetimler ve Büyükşehir Yasası, daha sonra ülkemize eyalet sistemini getirecektir. Bu kutsal toprakları, üç beş eşkıyanın arzularına teslim etmeyeceğiz.Çünkü 5 bin yıllık bir tarihe sahip olup, 2 bin 500 yıldır devletler kuran Türk toprakları, bize ecdadımızın yadigârıdır. Canımız pahasına mücadele ederek ölürüz ama bu kutsal toprakları vermeyiz" diye konuşuyor.

"MEDYA MİLLETİ DOĞRU BİLGİLENDİRMİYOR

"Devleti bölmeye çalışan bir yapı varsa ona göre müdahale edeceksin, ona göre bir üslup tayin edeceksin. Ben şimdi eşkıyayı bir devlet seviyesinde nasıl göreyim" diyen  Öztürk, Medyada çok yanlış değerlendirmeler yapılarak millet yanlış bilgilendirildiğine dikkat çekiyor.

İşte MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk'ün, ülke gündemine dair tespit ve görüşlerinden bazı satır başları:

"Sokağa çıkıp mikrofonu uzatıyorlar,  'Anaların gözyaşı dinsin mi?' tabii dinsin,  kim istemez ki dinmesin, 'Terör bitsin mi?' tabii ki bitsin, buna kim itiraz edebilir. Ama bir şeyi unutmamak gerekiyor. Biz çok sıkıntılı bir coğrafyada yaşıyoruz.  Eğer bu bölgede yaşıyorsan omurgan dik olacak. Dik değilsen,  dik duramıyorsan eğer, aman dileyerek meselelerini çözmeye kalkarsan sana yaşam hakkı vermezler. Bu hükümetin 'çözüm' ürettiği şey kendi mutfağında pişmemiş, Türkiye Cumhuriyeti'nin tavsiyesi için dış güçlerin dayattığı hususlardır. 2007 Atlantik Komisyonu raporları ortada.  O raporda ne vardı; "Öcalan'ı muhatap almazsanız Barzani'yi muhatap alın? " Şimdi gelinen nokta ortada?"

"DEVLETİN ACZE DÜŞÜRÜLMESİNE  KARŞIYIZ"

Biz diyoruz ki kardeşim terörü bitirelim, terör insanlarımızın birliği ile insanlarımızın kaynaşmasının arasına husumet sokmuştur. Ama nasıl bitireceksin?  Sen devletsin teröristin ahını, amanını keseceksin. Terörist, 'ben teslim oluyorum' diyecek sen de devlet olarak şartlarını ortaya koyarsın? Şimdi bu bebek katilinin konuşmalarına baktığınızda;  teslim olmuş, özür dileyen bir tavır var mı? Devlet acz içinde, terörist ülkenin Başbakanını tehdit ediyor,  benim içim acıyor. Ben, Recep Tayyip Erdoğan'ı severim veya sevmem ama Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanını kimse tehdit edemez.  Bu mevcut durum, Türkiye Cumhuriyeti 'ne yönelik bir küstahlıktır. Sen kimsin arka ayağınla kulağını kaşıyorsun. MHP,  devletin acze düşürülmesine karşıdır."

"BURSA MİTİNGİ HÜKÜMETİ  ÇILGINA ÇEVİRDİ"

Biz bunları hep konuşuyoruz. Ancak sesimizi duyuramıyoruz. Kürsülerden söylüyoruz. Sayın Genel Başkan da söylüyor. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan vatandaşımızı PKK'nın cenderesinden kurtarmalıyım. Ancak basın tamamen yandaş olmuş?  TRT zaten hiç vermiyor. O zaman bizde meydanlara çıkıyoruz. Düzenleyeceğimiz mitinglerin amacı budur.

Biz diyoruz ki; başkalarının senin için hazırladığı planla gidersen bu milletin arasındaki husumeti kaldıramazsın, devleti unutursun? Soruyoruz, Allah aşkına  bu millet gördü, Nevruz kutlamaları sırasında Diyarbakır'da devlet var mıydı, o meydanda Türk Bayrağı neden yoktu?.. PKK'nın bayrağını asıyorsun ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağı yok?  Neden çünkü orada devlet yoktu ?  O'nun için meydanlara çıkıyoruz. Bursa mitingi bir başlangıçtır. O mitingde vatandaşlarımızın gösterdiği ilgi hükümeti çılgına çevirdi. ?"

"TEK DEFANS BİZ OLDUK.. DEVLETİN ADI DEĞİŞİYOR"

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bu devletin haklarını savunan tek parti biziz.  O komisyonda tek defans biziz.  BDP, Milli Güvenlik, kamu düzeni gibi kurumların Anayasa'da olmasın istemiyor.  Biz diyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası'nı yapıyoruz. .. Onlar zinhar karşı çıkıyorlar. AKP'de karşı. .. BDP sırtını AKP'ye dayamış? AKP, Başbakan'ın Başkan olması için her türlü tavizi veriyor. AKP-BDP ortaklığı ile bu Anayasa çok toplumlu, çoğunluklu bir yapının anayasası olacak. Devletin adı değişecek. 'Türk-Kürt Demokratik Devleti' olacak. Başkanlık sistemi ile birlikte Recep Tayyip Erdoğan eyalet sistemini de dillendirilecek. Bu işin mutfağı Amerika'dır.. Bunların gerçek niyetleri de budur.  İşte bu hain planlar gerçekleşmesin diye MHP olarak tek başımıza mücadele ediyoruz"