Erzurumajans-Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yanında Vali Ahmet Altıparmak, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'le birlikte Olimpiyat Parkındaki 'Kafe 25'te düzenlenen basın toplantısında sezaryen tartışmalarına açıklık getirdi. Sağlık Bakanı Akdağ, dün yaptığı açıklamanın bazı yayın organlarında 'Sezaryen insanlık suçudur' şeklinde çıkmasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Benim bahsettiğim gereksiz yere, tıbbi gereklilik olmadığı halde yapılan sezaryen, bir suçtur ifadesidir. Bugünde bu ifadeyi tekrarlıyorum. Hukukumuz, kanunlarımız önünde de bu suçtur. Bu bir taraftan tıbbi bir yanlış, öbür taraftan tıp etiğine, ahlakına uymayan bir davranış, bir istismarcılık, bir menfaat arzusudur. Bugün Türkiye'de özel hastaneler, özel sağlık kuruluşlarında sezaryen oranı yüzde 65'e çıkmıştır. Bütün hastaneleri topladığınızda bütün doğumları aldığınızda oran ise yüzde 52'dir. Ben bunu söylerken bütün sağlık kuruluşlarını, yapılan bütün sezaryen işlemlerini ya da bu işlemleri yapan değerli sağlıkçıları töhmet altına sokmuyorum. Her kim gereksiz yere, tıbbi bir ihtiyaç olmadığı halde korkutarak, endişeye sevk ederek, kendi bilgi üstünlüğünü kullanıp, durumdan faydalanarak bir hamile anneyi sezaryene sürüklenmişse, yanlış yapmaktadır. Tıp etiğine, aykırı davranmaktadır ve suç işlemektedir. Türkiye Cumhuriyetinin Sağlık Bakanı olarak ben bununla sonuna kadar mücadele edeceğim. Bu ifadelerim sezaryenle çocuklarını dünyaya getirmiş olan annelere değildir. Çünkü bir şekilde endişeye sevk edilen, bir şekilde korkutulan, hiç bir anne ya da hiçbir aile 'Sezaryenle ben bu çocuğumu doğurmuyorum' diyemez. Burada vatandaşımızın annelerin en ufak bir kusuru yoktur ve olamaz. Bununla mücadele edeceğiz."
Bir taraftan normal doğumu teşvik eden uygulamalar geliştireceklerine işaret eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2009 yılından beri mücadele ettikleri sezaryen konusunda başarılı olamadıklarını itiraf etti. Bakan Akdağ, şöyle devam etti:
"Gerektiğinde sezaryen annenin ve bebeğinin canını kurtaran çok önemli bir tıbbi bir işlemdir. Ama gerekmediği zaman yapılması da söylediğim gibi yanlıştır. Tıbbi literatürde sezaryenin hangi durumlarda yapılacağı yani endikasyonu belirlidir. Üstelik biz bir kaç sene önce 'sezaryenin ancak ihtiyaç duyulan durumlarda yapılabilineceğine dair' kanun maddesi yazdık. Buna rağmen bu işin bu oranlara özellikle özel hastanelerde çıkmış olması istismar edildiğinin kesin işaretidir. Dünya Sağlık örgütü de, anne ve bebeğin ihtiyacından dolayı yapılan sezaryenin yüzde 15-20'leri geçmemesi gerektiğini ifade ediyor. Mesela İskandinav ülkeleri İsveç, Norveç, Danimarka'da sezaryen oranları yüzde 15-20'ler civarındadır. Bu ülkelerle bizim özel hastanelerdeki yüzde 65 oranını bir kıyaslayın. İşin istismar için yapıldığı apaçık ortada. Bu hususta gerekenleri hem hukuki anlamda hem de teşvik anlamında yapmaya devam edeceğiz."
Tütün kullanımı, şişmanlık ve hareketsizliğin toplumların geleceğini karartan üç önemli sorun olduğuna vurgu yapan Akdağ, tütünle mücadele konusunda Dünya Sağlık Örgütü'nden Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan ile birlikte ödül aldıklarına belirtti. Sağlıklı yaşam projelerine özel önem vereceklerine dikkati çeken Sağlık Bakanı Recep Akdağ, en çok şişmanlık ve hareketsizlikle mücadeleye önem vereceklerin altını çizdi.
