Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, maden faciası sonrası mağdur olan ailelere ölüm aylığı ve geliri bağlanacağını belirti ve 400'den fazla çocuğun ikinci annesi gibi hissediyorum dedi.
Erzurumajans-Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, maden faciası sonrası mağdur olan
ailelere ölüm aylığı ve geliri bağlanacağını belirti ve 400'den fazla
çocuğun ikinci annesi gibi hissediyorum dedi.
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, maden faciası sonrası mağdur olan
ailelere ölüm aylığı ve geliri bağlanacağını belirterek, "Şuanki
bilgilerimize göre 217 ailemize bu maaşların bağlanmasıyla ilgili süreç
başladı. Geri kalan az sayıdaki aileye de bu hafta içerisinde
ulaşılacak" dedi.
Bakan İslam, Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan ve
301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciası sonrası kendi bakanlığını
ilgilendiren konularla ilgili son gelişmeleri basın mensuplarına
aktardı. Sözlerine başsağlığı dileyerek başlayan İslam, "İlk etapta
ailelerimizin ve madenden sağ çıkan madencilerimizin psiko-sosyal destek
ihtiyaçlarını tespit edildi. Tek tek 301 şehidimizin evine gidildi. Bu
ilk ziyaretler daha ziyade durum tespiti ve taziye ziyaretiydi. İlk
etapta acil desteğe ihtiyaç olur düşüncesiyle o destek sağlandı maddi ve
manevi anlamda. Şimdi sahada yapacağımız çalışmalar biraz daha
derinlemesine incelemeler içeriyor. Bu haftadan itibaren tekrar çalışma
gruplarımız şehit ailelerimizin evlerine ziyarette bulunacaklar. Bu defa
ailelerin hayatını idame ettirebilmesi için ne ihtiyacı olduğunu biraz
daha detaylı şekilde tespit etmeye bölgenin tablosunu çıkarmaya
çalışacağız. Bu tespitlerin içerisinde çocukların durumu, çocukların
velayet probleminden tutun da eğitim durumuna kadar bütün konular
inlenecek. Ailelerin hayatlarını bundan sonra nerede sürdüreceği, konut
ihtiyaçları eşlerinden kendilerine bağlanacak olan ölüm aylığı, ölüm
maaşının bundan sonraki hayatlarını sürdürebilmek için yeterli olup
olmadığı, anne babaların durumu, kadınların durumu teker teker
incelenecek" dedi.
ÖLÜM AYLIĞI VE GELİRİ BAĞLANACAK
Öncelikli
çözmeye çalıştıkları durumun mağdur ailelere ölüm aylığı ve geliri
bağlanması olduğunu dile getiren İslam, sözlerine şöyle devam etti:
"Öncelikli çözmeye çalıştığımız durum. Çalışma Bakanlığımız ile birlikte
şehit ailelerinin önümüzdeki aydan itibaren mağdur olmamaları amacıyla
ölüm aylığı ve ölüm gelirinin bağlanması durumudur. Bununla ilgili
Çalışma Bakanlığı gayet iyi bir çalışma yaptı. Şuanki bilgilerimize göre
217 ailemize bu maaşların bağlanmasıyla ilgili süreç başladı. Geri
kalan az sayıdaki aileye de bu hafta içerisinde ulaşılacak. Onlara
ulaşılamama sebebi ailelerin belirttikleri adreste bulunmuyor olmaları.
Defin işlemleri için veya akrabalarının yanlarına gitmelerinden dolayı
bulundukları adresten ayrılmalarından dolayı. Bizim tespitlerimize göre
30 kadar ailenin sürekli takip edilmesi gerekiyor. Bu sayı artabilir. Bu
aileler normal hayat adapte oluncaya kadar tıbbi gözetimimizin altında
olacaklar. Tedavileri bizim koordinasyonumuzda sürdürülecek. Diğer
ailelerimizin zaman zaman kontrolleri yapılacak. Bundan sonraki
müdahalelerimiz iller bazında olacak. Yani şehit ailelerin yaşadıkları
illerdeki aile ve sosyal politikalar müdürlükleri onlarla ilgili iş ve
işleyişi devam ettirecekler. "
"AİLELERİ SÜREKLİ FARKLI FARKLI GRUPLARLA ZİYARET EDEREK TRAVMATİZE ETMEMİZ GEREKİYOR"
Bakan
İslam, "Burada şöyle bir sorunla karşı karşıyayız. Aileleri sürekli
farklı farklı gruplarla ziyaret ederek travmatize etmemiz gerekiyor.
Uzmanlar bizi bu yönde uyarıyorlar. Aileleri biraz kendi haline
bırakmamız gerektiğini tembih ediyorlar. Bu bilimsel bir görüş buna
uymak zorundayız. O açıdan biz şuandan itibaren sivil toplum
örgütlerimize şu ricada bulunuyoruz; lütfen bizimle irtibat kursunlar.
Biliyoruz onlar sahaya inmek istiyorlar, yardımları kendi elleriyle
ulaştırmak istiyorlar.Hiç birşey yapamazsam başını okşarım elini tutarım
diye düşünüyorlar.Bunların hepsi haklı ve çok güzel talepler. Ancak
burada işin diğer tarafını da görmek mecburiyetindeyiz. Bu ailelerin
psikolojik sağlığını düşünmek mecburiyetindeyiz. Onları travmatize
etmemek için biraz sessiz ve kendi hallerine bırakmak durumundayız.
Sivil toplum kuruluşları sahaya inmek istedikleri zaman Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüklerine müracaat etsinler. Biz onların taleplerini
alalım. Yardımların ne cins, ne tür olduklarını biz onları alalım.
Bizde ihtiyacımız olduğu oranda kendilerine bildirelim böylece
koordinasyonu kırmamış olalım." dedi.
"HANELERDE HERHANGİ BİR KAYIP YOK"
Soma'ya yapılan yardımlarla ilgili herkese teşekkür eden Bakan İslam, "Bunları almayı devam ediyoruz.
Ama ayni yardım konusunda herhangi bir ihtiyacımız olmadığı bütün
bölgelerden gelen bilgiler arasında yer alıyor. Sizinde takdir
edeceğiniz gibi bu felakette evler haneler zarara uğramadı. Hanelerde
herhangi bir kayıp yok. Onun için ev eşyasına, giysiye, mutfak eşyasına
şuanda ihtiyaç görünmüyor. Bu bakımdan ayni yardım yapmak isteyenlerde
il müdürlüklerimize müracaat ederlerse bunların içerisinde çok spesifik
haricinde genel ayni yardımları kabul etmeme tarafındayız. Spesifik
derken, mesela bir firmadan çok miktarda çocuk bisikleti yardımı aldık
ve bunu hemen kabul ettik. Çünkü bunu dağıtabilir durumdayız. Bir başka
firmadan iki Tır portakal salatalık ve domates yardımı teklifi aldık ama
bunu kabul edemedik. Dağıtma imkanımız yok. Bu tür ayni yardımları
bağışçılar müsaade ederlerse başka merkezlerde kullanmayı düşünüyoruz."
şeklinde konuştu.
"KENDİMİ AÇIKÇASI BABASIZ KALMIŞ 400'DEN FAZLA ÇOCUĞUMUZUN İKİNCİ ANNESİ GİBİ HİSSEDİYORUM"
Madenci
ailelerinin her zaman yanlarını olacaklarını kaydeden Bakan İslam,
şöyle konuştu: "Kendimi açıkçası babasız kalmış 400'den fazla
çocuğumuzun ikinci annesi gibi hissediyorum. Elimiz onların
üzerindendir. Eşini çok genç yaşta kaybetmiş hayatının baharında babasız
çocuk yetiştirmek, babasız ev idare etmek zorunda kalmış insanlarımızın
bir kardeşi gibi hissediyorum. Daima onların yanındayız. Evlatlarını
çok genç yaşta toprağa veren anne babalarının bir başka evladı gibi
hissediyorum kendimi. Onların daima yanındayız. Şuana kadar olduğu gibi.
Olağanüstü bir asaleti var halkımızın. Her türlü takdirin üzerinde.
Başa geleni bir kader olarak kabullenmekte bir sıkıntı göstermiyorlar.
Bu konuda bir isyanları yok. Ama çok ciddi bir talepleri var. Başımıza
gelenin müsebibini bulun diyorlar. Bu facianın sebebini bulun ve
facianın sebebi her neyse, her kimse o bunun cezasını ödesin.