Erzurum'un Pierre Loti'si..
Erzurum Kalesi…
Erzurum
Ovası’nda kalmasın diye kervanlar,
Ayakları taşa
gelmesin diye yolcuların
Toplamış ovanın
en sert kayalarını…
Kendine yüce bir
taht yapmış Erzurum Kalesi,
Aksi rüzgârları
göğsünde dindirip, şehre huzur saçmış…
Erzurum Kalesi,
şehri ve ovayı aydınlatan bir fenerdir.
Erzurum Kalesi,
çocukların hayallerine esen bir rüzgârdır…
Çocukluğumuzda
Ramazan topçusuna ilk kalede rastladım.
Kalenin
bahçesinde yaptık mahalleler arası bayrak maçlarını…
Malkoçoğlu’na
özenip kalenin devasa duvarlarına tırmandık, nam yapmak için.
Renk renk çıtalı
uçurtmalar uçurduk, gökyüzünü kuşlarla paylaşmanın hazzını yaşadık doyasıya…
Erzurum Kalesi,
bizim çocukluğumuzda panayır yeri gibiydi.
Ve Erzurum
Kalesi’nin dizinin dibinde kendine yer bulan sokaklar ve eski Erzurum
konakları… Asırlardır, kaleden kahramanlık hikâyeleri dinleyerek direndiler
zamana…
Geçenlerde
Erzurum sevdalısı Erdal Güzel’in “Şaşırtdım
Yolumi, Niyanni Gidim?” başlıklı yazısından mülhem, sık sık yürüyerek eski
günleri teneffüs etmeye çalıştığım Erzurum Kalesi’nin civarının içler acısı
durumunu sizlerle paylaşmak istedim.
Mahallelilerle
sohbet ettim ayaküstü…
Uçurumdan
düşmemek, yaşamak için Erzurum Kalesi’nin eteklerine tutunmuş mahallelerden en
garibi şüphesiz Mirza Mehmet’tir. Mirza Mehmet, sanki kaleye atılan güllelerle
harap olmuş… Yerle bir olmuş…
Eski konaklar
virane…
Bahçelerde
kurumuş ağaçlar, sokaklarda zamanın pis kokulu tozları…
Kalenin
etrafını, tarih yormamış; aksine bu mahalleler Erzurum Ovası’na takılan Türk
tarihinin şeref madalyası olmanın onurunu yaşıyor. Başta Mirza Mehmet Mahallesi
olmak üzere kalenin civarı, son 25 yılda yetkililerin aymazlığıyla yorgun düşüp
dağılmış.
Erzurum’un
Pierre Loti’si olabilecek konum ve güzellikteki mahallelerde bugün hazine
avcıları cirit atıyorsa,
Tinerciler,
hapçılar, sapıklar ve hırsızlar viran olmuş evlerde sabahlıyorsa,
Mahallelinin
tanımadığı acayip insanlar geziyorsa,
Mahalleli, belli
saatten sonra sokağa çıkamıyorsa burada acil önlem alınması gerekir beyler. Ne
insan hayatı bu kadar ucuz, ne tarihi sorumluluğumuz, ne sosyal ilişkilerimiz.
Yetkililerin
Erzurum’un yakasına iliştirilmiş yakut bir broş gibi duran Erzurum Kalesi ve
civarına sahip çıkmaları gerekmektedir.
Sokaklardaki
harabeler tamamen yıkılmalı, evler, sokaklar toz ve topraktan kurtarılmalıdır.
Başta Mirza Mehmet Mahallesi olmak üzere, kalenin civarı kötü görüntüsünden ve
izbelikten kurtarılmalıdır.
Erzurum Kalesi
ve civar sokaklar derhal aydınlatılmalıdır.
Mahalleye
doğalgaz getirilmelidir.
Mahallenin
kaderi eski konak sahiplerinin ilgisizliğine bırakılmamalıdır.
Tarihi Esatpaşa
Camii, Kurşunlu Camii, Hanım Hamamı, Kırkçeşme Hamamı ve Erzurum Kalesi, civarı
tarihi sit alanı olarak ilan edilmeli; bir an önce Bursa Tophane’de olduğu gibi
tarihi Erzurum sokakları tekrar imar edilmeli, yıkık evler restore edilmelidir.
Erzurum Kalesi
civarı, çay bahçeleri ve yürüyüş alanlarıyla bir gezi ve temaşa mekânı haline
getirilmelidir.
Erzurum kalesi
ve civarında tarihi dokuya uygun peyzaj çalışmaları yapılmalı, turizme
kazandırılmalıdır.
Ve bütün bunlar dünyanın bizi tanıyacağı 2011’den önce yapılmalıdır.