Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) iki dönemdir Erzurum'u temsil eden Ak Parti Milletvekili Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt, 8 yıllık milletvekilliği dönemini değerlendirdi.
Erzurum Ajans-Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) iki dönemdir Erzurum’u temsil eden Ak Parti Milletvekili Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt, 8 yıllık milletvekilliği dönemini değerlendirdi. Su Ürünleri Fakültesi’nin kuruluş sürecinde yaşananları unutamadığını belirten Gülyurt, “Görüşmede YÖK yetkilisi, ‘Hocam Erzurum’da deniz mi var ki siz su ürünleri fakültesi istiyorsunuz’ diye olumsuz bir cevap verdi. Ben de Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sıtkı Aras’ın hazırladığı dosyayı göstererek Erzurum ve çevresindeki su kaynaklarının neler olduğunu anlattım. Sonuç itibarıyla YÖK kararı olumlu çıktı” dedi.
2002’deki genel seçim sonrası 22’nci Dönem TBMM’ye AK Parti’den milletvekili olarak giren Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt, bu dönem Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Dış İşleri Komisyonu Üyeliği görevinde bulundu. 2007’deki seçim sonrası 23’üncü Dönem’de TBMM Genel Kurul görevinin yanı sıra Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi olarak görev yapan Ak Parti Milletvekili Gülyurt, 8 yıllık milletvekilliği dönemini değerlendirdi.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ’NE YENİ FAKÜLTE VE YÜKSEK OKUL KAZANDIRDIK Atatürk Üniversitesi’nin eski bir mensubu olarak yeni fakülte ve yüksek okulların kurulması konusunda çalışmalarının olduğunu ifade eden Gülyurt, “O dönem Rektör olan Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, yaklaşık 2 yıl uğraşmasına karşın Yabancı Diller Yüksek Okulu konusunda herhangi bir ilerleme olmamıştı. Konuyu bana ilettikten sonra, YÖK, Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlıkları nezdinde çalışmalar yaparak 1.5 ay gibi kısa bir süre içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı’nı çıkarttırarak bu okulu kente kazandırdık. Yabancı Diller Yüksek Okulu’nun çok kısa zamanda kurulduğunu gören Prof. Dr. Sütbeyaz, bu kez Hukuk Fakültesi için senato kararı aldıktan sonra konuyu bana havale etti. YÖK’ ten başlamak üzere Milli Eğitim, Maliye Bakanlıkları nezdinde ilgili bürokratik işlemleri takip ettim. 3 – 4 ay gibi bir sürede Bakanlar Kurulu Kararı’ndan çıkan kararla Hukuk Fakültesi’nin açılmasını sağladık. Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak, Su Ürünleri Fakültesi’nin kurulması konusunda yardım istedi. Ben de söz verdim. Senato kararı ve ilgili dosya gönderildikten sonra yine YÖK’ten başlayarak işi çözmeye çalıştık. O gün ki görüşmemizde YÖK yetkilisi bana, ‘Hocam Erzurum’da deniz mi var ki siz su ürünleri fakültesi istiyorsunuz’ diye olumsuz bir cevap verdi. Ben de Sıtkı Aras Hoca’nın hazırladığı dosyayı göstererek Erzurum ve çevresindeki su kaynaklarının neler olduğunu anlattım. Sonuç itibarıyla YÖK kararı olumlu çıktı. Bakanlıklardaki diğer prosedürler takip edilerek bu fakültenin kuruluşu da gerçekleşmiş oldu. Sadece Eskişehir’de olan ve başka hiçbir üniversitede bulunmayan yeni bir Açık Öğretim Fakültesi için o tarihlerde İstanbul Üniversitesi de talipti. Bu konuda Rektör Prof. Dr. Koçak’ın talebi üzerine yine YÖK nezdinde ki görüşmeler neticesi, bu gün 18 bin öğrenci kapasiteli Açık Öğretim Fakültesi’nin Atatürk Üniversitesi’ne kazandırılmasına yardımcı olduk“ diye konuştu.
ETÜ ÇEYREK YÜZYILLIK BİR HAYALDİ
Erzurum Teknik Üniversitesi’nin kentin çeyrek yüzyıllık hayali olduğunu dile getiren Gülyurt, “Üniversitenin kuruluşu esnasında milletvekilleri olarak hepimiz gayret ettik. Kurulması için yasal çalışmaları yapılırken üniversitenin adının ne olacağı konusu gündeme geldi. İbrahim Hakkı Üniversitesi, Doğu Anadolu Teknik Üniversitesi, Büyük Doğu Üniversitesi, Palandöken Üniversitesi gibi isimler ortaya atıldı. Hükümet 7 üniversite kuruluşu ile ilgili kanun tasarısını, üniversite kurulacak illerin isimleri ile isimlendirerek tasarıyı Meclise göndermişti. Ben konuyu MKYK’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ilettiğimde, kanun tasarısını kendisinin imzalayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiğini, teklifi TBMM’inde yapmamızı söyledi. Ben de Milli Eğitim Bakanı’yla görüşerek düşündüğümüz isimleri söyledim ve her birini ayrı ayrı değerlendirdik. ‘Doğu Anadolu Teknik Üniversitesi’ ismini en son olabilir dedim. O da, ‘Diğer illerde de o ilin adını verdik, muhalefet itiraz ediyor, dolayısıyla ‘Erzurum Üniversitesi’ olarak komisyondan geçireceğiz dedi ve öyle geçti. Sonra TBMM Genel Kurulu’nda Kanun Teklifi görüşülürken, Erzurum Milletvekillerinin de imzaladığı isim değişikliği önergesini verdim ve kabul edildi. Böylece ‘Erzurum Teknik Üniversitesi’ ismiyle üniversitemiz kanunlaşarak kurulmuş oldu. Bu gün Erzurum Teknik Üniversitesi için verilen bin 443 akademik, 470 idari kadrosu ile toplam bin 913 kadro, iş istihdamı açısından kente büyük bir imkan sağlamış olacaktır” diye konuştu. TEKNOKENTİ KENTE KAZANDIRDIK
Kültür, tarih ve ilim şehri olan ve 54 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birine sahip Erzurum’a ilimle teknolojiyi, sanayiyi bir araya getirecek, bilimi katma değere dönüştürecek bir kuruma yani Teknopark’a ihtiyacımız olduğu fikrinden yola çıkarak çalışma yaptıklarını belirten Ak Parti Milletvekili Muzaffer Gülyurt, TBMM’deki konuşması ve Sanayi Bakanlığı AR-GE Genel Müdürlüğü ile yaptığı görüşme sonucu Teknopark’ın yapımının gerçekleştirildiğini söyledi.
Atateknokent’in kurulması aşamasında bir takım zorluklarla karşılaştıklarını kaydeden Ak Parti Milletvekili Gülyurt, “Atateknokent’i kente kurarken çok zorluklarımız oldu. Ama ben Ankara’da ilgili bakanlık ve kuruluşlarda, o günkü Rektör Yaşar Sütbeyaz da Erzurum’da çalışmaları yaparak 5 Mart 2005’de Ata Teknokent’i Erzurum’a kazandırdık. Bu gün ülkemizdeki 37 Teknoloji Geliştirme Merkezi içerisinde, 17’nci sırada kurulan Erzurum Atateknokent için önemli bir merkeze ihtiyaç vardı. Sanayi Bakanlığı sadece alt yapı desteği ve binası içinde 5 metrekareye kadar destek verirken, biz kente 7 bin 500 metrekarelik modern bir teknokent binası yaptırdık. Ek binasının da 12 bin metrekaresinin yüzde 50’si bitirildi. Bu binalar için tahakkuk eden yaklaşık 9 milyon lira tamamı Sanayi Bakanlığı’ndan ödetildi. Böylece Atateknokent, Türkiye’de 37 teknokent içerisinde en yüksek parayı alan kuruluş oldu” diye konuştu. SOSYAL DESTEK PRİMİ FAİZİ AFFEDİLDİ
Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan Torba Yasa’da başlangıçta yer almamasına karşın Bağ-Kur ve SSK’lı ve Emekli Sandığı üyeleriyle ilgili bir düzenlemenin girişimleri sonucu yasaya dahil edildiğini anımsatan Gülyurt, “Bağ-Kur, SSK veya Emekli Sandığı’ndan emekli olmuş vatandaşlardan özel bir iş yeri açarak ikinci bir iş yapması durumunda, Sosyal Destek Pirimi kesilmekteydi. Bu kesinti 2003’ten beri başlatılmıştı ve halkımızın bir çoğu bundan habersizdi. O günden bu güne Sosyal Destek Primleri ödenmediği için SGK 6 - 7 yıl sonra anaparanın faiziyle birlikte toptan ödenmesi istenmişti. Basın mensupları da dahil olmak üzere çeşitli kesimlerden iletilen bu sorunu Parti Grup Başkanı ile görüşerek Torba Yasa’ya koydurup, faizlerin kaldırılıp ana borcun da yapılandırılmasını sağladık” diye konuştu.
