Bölge Haber Girişi : 14 Ocak 2011 03:45

İçeride KCK davası dışarı savaş alanı!..

İçeride KCK davası dışarı savaş alanı!..
Diyarbakır'da PKK'nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasındaki sanıklara destek vermek için BDP ve Demokratik Toplum Kongresi'nin düzenlediği miting ve yürüyüşün ardından olaylar çıktı.

Erzurum Ajans-DİYARBAKIR’da PKK’nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasındaki sanıklara destek vermek için BDP ve Demokratik Toplum Kongresi’nin düzenlediği miting ve yürüyüşün ardından olaylar çıktı. Adliye önünde toplanan gruplar, önlem alan polise taş, molotof ve havai fişekler atarken, duruşmanın yapıldığı adliye binası taşlandı. Polis grubu dağıtırken, kent savaş alanına döndü.

Bu arada göstericilerin saldırılarını sonlandırması için olay yerine gelen BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da taşlı saldırıya uğradı.

Diyarbakır’da KCK/TM ana davasının görüldüğü sırada BDP ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK), davada yargılanan sanıklara destek vermek için İstasyon Meydanı’nda miting ve yürüyüş düzenledi. Bugün saat 13.00 sıralarında başlayan mitinge BDP Genel Başkanı Selahatin Demirtaş, yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri Sırrı Sakık, Bengi Yıldız, Pervin Buldan, Hasip Kaplan, Osman Özçelik, Hamit Geylani, Şerafettin Halis, Sabahat Tuncel, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, yardımcısı Aysel Tuğluk ile çevre il ve ilçelerden gelen yaklaşık 40 bin kişi katıldı.

Miting alanında Kürtçe ’Ya özerlik, ya özerklik’, ’Dilsiz yaşam olmaz’, ’Dilimiz onurumuzdur’, ’Demokratik özerkliği selamlıyoruz’, ’Asimilasyona yeter’, ’Kürtler Kürtçe konuşur, özgürlük istiyoruz’, ’Yargılanan Kürt siyasetçiler değil, Kürt halkıdır’ pankartları asıldı. BDP otobüsünden ise Kürtçe, "Bize siz kimsiniz diyorlar. Kimliğiniz, diliniz yok diyorlar. Ama bizler kutsal Kürdistanlılarız" türküsü sürekli çalındı.
Diyarbakır savaş alanına döndü 
 
SANIKLARIN MEKTUBU OKUNDU

Mitingte KCK/TM davasında yargılanan sanıklarının gönderdiği bir metin okundu. Kürtçe metinde, "Biz onurlu mücadelemizi sürdürüyoruz. Bizi teslim almak ve boyun eğdirmek istiyorlar. Söylediklerimizi terörize etmeye çalışıyorlar. Kürtler Dersim’de (Tunceli), Ağrı’da, Amed (Diyarbakır) zindanlarında zorbalığa karşı boyun eğmediler. Biz de boyun eğmeyeceğiz. Zafer için birlik olalım. Cumhuriyet Kürt inkarı üzerine kuruldu, ancak bu barış getirmedi" denildi.

TÜRK: BİRLİĞİMİZ BÜYÜRSE, ZAFERİ YAKIN ZAMANDA KAZANIRIZ

BDP otobüsünden yapılan uyarılara rağmen küçük PKK flamalarının açılırken, kadınlar sarı-kırmızı-yeşil poşular taşıdı.

DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürtçe yaptığı konuşmada, Diyarbakır ve bölge halkının dili için, kimliği için, demokratik özerklik için bir araya geldiğini belirterek, şöyle dedi:
Diyarbakır'da BDP yürüyüşünde olay çıktı 
 

"Onurlu bir yaşam, büyük bir mücadele veriliyor. Bu mücadele kimliğimiz için, dilimiz için demokratik özerklik içindir. Halkımız demokratik özerklik için hazırdır. Bu konudaki çalışmalarını da devam ettiriyor. Tarihi günler yaşıyoruz. Halkımız ayaktadır. Bu çalışmalar yapılırken çok ağır bedeller ödüyoruz. Arkadaşlarımız, halkımız, çocuklarımız büyük bir bedel ödüyor, dilimiz, kimliğimizdir diyorlar ve cezaevinde direniyorlar. Bu arkadaşlarımızın ana dillerine sahip çıktıkları için önlerinde eğiliyorum. Yıllardır Kürt halkının dili, kimliği zulüm altındadır, bugünde bu zulüm devam ediyor. Biz her zaman söyledik zorbalıkla, baskıyla Kürtleri durduramazsınız. Kürtler birlikte eşit vatandaşlar olarak yaşamak istiyor. Kürt sorunu artık barışla çözülmeli diyoruz. Ancak görülüyor ki, bazı düşünceler değişmemiş. Bu düşünceler kardeşlikten yana değil. Biz kahrolsun zorbalık diyoruz. Her şeyden önce halkımıza ve partimize büyük bir bağlılık içindeyiz. Halkımız Kürtlerin birliğini istiyor. Görüşleri farklı bile olsa, bu mücadeleye sahip çıkmasalar bile bütün Kürtlerin birlikte hareket etmesini istiyor. Görüşlerimize karşı olan Kürtleri de aramızda görmek istiyoruz gelsinler başımız gözümüz üstünde yerleri var. Eğer birliğimiz büyürse zaferi daha yakın zamanda kazanırız. Onurlu bir yaşam isteniyorsa birlik olmamız lazım. Çok büyük bedeller ödeniyor. Kürt halkı dilini, kültürünü, kimliğini istiyor, Başbakan Erdoğan ise, AKP’nin bizden fazla oy aldığını, AKP’nin Kürtleri de temsil ettiğini dile getiriyor. Ona oylarınızla, birlikteliğinizle, çalışmalarınızla cevabı sizler vereceksiniz. Bu halk binlerce yıldır Ortadoğu’da yaşan kadim bir halktır ve de onurludur. Dilimizi tanımayanları kınıyoruz. Dilimizi tanımamaları bize karşı büyük bir hakarettir. Dilimizi küçük görmemeleri için yeni bir tarih yazmalıyız. Bu da ancak Kürtlerin birliğiyle olur. Eğer bu birliği başarırsak zafer önümüzde duruyor. Bundan şüpheniz olmasın."

ADLİYE BİNASINA YÜRÜYÜŞE GEÇTİLER

Türk’ün konuşmasının ardından milletvekili ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu yaklaşık 40 bin kişi İstasyon Caddesi üzerinden 2 kilometre uzaklıktaki adliye binasına yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında PKK, ve Abdullah Öcalan ile sanıkların lehine ’Hepimiz KCK’lıyız’ sloganları atıldı. Yürüşün en arka kısmında bulunan bir grup önlem alan polise havai fişek attı. Polis bu grubu gaz bombası atarak dağıttı.

Yürüyüşü polis Urfakapı Semti’nden durdurdu. BDP Milletvekili Sırrı Sakık ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in polislerle görüşmesinden sonra yürüyüşe izin verildi.

ADLİYE ÖNÜ SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ

Yürüyüşe katılan grupların büyük bölümü dağılırken, saat 15.00 sıralarında Büyükşehir Belediye binası ile yan yana bulunan adliye önüne geçmek isteyen yaklaşık 5 bin kişi belediye binası önünde polis barikatıyla karşılaştı. Adliyeye yürümelerine izin verilmeyenler arasında yeralan ve bazılarının yüzleri kapalı olan gruplar polise, havai fişek, molotof kokteyli, ses bombası ve taşlarla saldırdı. Güvenlik noktasında bulunan çevik kuvvet polisi de, gösterecilere gaz bombaları ve tazyikli su ile müdahale etti.

Adliye önünde yaşanan arbedede savaş alanına dönerken, atılan gaz bombalarından, adliye civarında bulunan basın mensupları, polis ve bazı vatandaşlar etkilendi. Atılan gazlardan kurtulmaya çalışan bazı BDP’liler, Büyükşehir Belediyesi binasına sığındı.

Polis müdürleri telsizlerden sürekli olarak gaz kullanılmaması konusunda uyarılar yapılırken, polis ile göstericiler arasında itiş kakış başladı. Polis kalabalığı dağıtmak için tazyikli su kullandı, göstericiler de polise taşlı saldırıda bulundu.

DURUŞMA YAPILAN BİNAYA MOLOTOF

Bu sırada adliye binasının arka tarafına geçen bazı gruplar duruşmanın sürdüğü binaya taş ve molotof kokteyli attı. Çıkan arbedede BDP otobüsünün camları kırıldı. BDP’li yetkililerin otobüsten sık sık anons yaparak sakin olunması yönünde uyarılarda bulundu.
Bu sırada kent üzerinde polise ait 2 helikopter sürekli uçuş yaparak, alınan önlemleri havadan denetledi. Yaklaşık 1 saat devam eden olayların ardından BDP milletvekili Sebahat Tuncel ile parti yetkilileri sık sık konuşmalar yaparak göstericileri sakin olmaya çağırdı.

BAYDEMİR FENALIK GEÇİRDİ

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, belediye binasına giren ve atılan gazlardan etkilenen kişilere yardım ederken fenalık geçirdi.
Belediyede müdahalesi yapılan Baydemir’in durumunun iyi olduğu belirtildi.

‘Bilinmeyen’di şimdi ‘Kürtçe olduğu zannediliyor!’

55 gün aranın ardından dün yeniden başlanan terör örgütü PKK’nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) ana davasına yine Kürtçe krizi damga vurdu. Yoklama sırasında sanıklar Kürtçenin Kurmanci lehçesinde ’buradayım’ yanıtlarını verirken; Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Zazaca lehçesinde ’Buradayım’ dedi. Yoklamanın ardından ilk sözü alan sanıklardan kapatılan DTP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek, konuşmasına Kürtçe başladı. Mahkeme Başkanı ise mikrofonun sesini kapatarak, “Sanık Kürtçe olduğu düşünülen dilde konuştu” diyerek, diğer sanığa söz verdi. Daha önceki duruşmalarda Mahkeme Başkanı Kürtçe savunma yapan sanıklar için, “Bilinmeyen bir dilde konuştu’ ifadesini kullanmıştı.

Hakim: ‘Biz de Kürtçe’ye saygılıyız’

Avukat Mehmet Emin Aktar, yeniden söz alarak, tutanaklara “Sanık Kürtçe olduğu düşünülen dilde konuştu” şeklinde geçtiğini bunun, sadece ’Kürtçe’ olarak geçmesini talep etti. Mahkeme Başkanı ise “Benim onu demem için Kürtçe biliyor olmam gerekiyor” diyerek talebi reddetti. Tutuksuz yargılanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile tutuklu yargılana İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey’in avukatı İbrahim Tali Uysal da, “Siz ne kadar inkar ederseniz edin, milyonlarca insan Kürtçe konuşuyor” sözleri üzerine Başkan Menderes Yılmaz, “Biz milyonlarca insanın Kürtçe konuştuğunu kabul ediyoruz. Bununla ilgili bir tavrımız yok. Söylenenler doğru değil. Biz de Kürtçeye saygılıyız” karşılığını verdi.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.