Siyaset Haber Girişi : 24 Ocak 2014 23:50

Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na hodri meydan

Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na hodri meydan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Pazar gününe kadar İstanbul adayınla alakalı yolsuzluk klasörünü açıkla, açıklamazsan ben açıklayacağım" dedi.
Erzurumajans-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Pazar gününe kadar İstanbul adayınla alakalı yolsuzluk klasörünü açıkla, açıklamazsan ben açıklayacağım" dedi.

Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Şahsım ve oğlumla ilgili eğer namusluysan, şerefliysen kalk belgelerini ortaya koy. Benim oğlumu hiçbir zaman bu tür şeylere karıştıramazsın ama biz senin SGK'da yaptığın yolsuzlukları biliyoruz" dedi.

Erdoğan, kendisini yolsuzlukla suçlayan Kılıçdaroğlu'nu "O önünde poz verdiğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ile ilgili klasörü açıkla" sözleriyle eleştirdi. Başbakan, "Pazar gününe kadar İstanbul adayınla alakalı yolsuzluk klasörünü açıkla, açıklamazsan ben açıklayacağım" diye konuştu.

TÜSİAD'I TOPA TUTTU

Başbakan Erdoğan, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın açıklamalarını eleştirerek, "Ey TÜSİAD, ananas meselesinden niye rahatsız değilsin? Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan niye rahatsız değilsin? Yargı içindeki paralel örgütlenmenin, iş dünyasındaki şantajından niye rahatsızlığın yok? Niye, çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında konuştu. Erdoğan, "Bugün bu tanıtacağımız Ankara'nın ilçelerinde belirlediğim adayların Ankara tüm Ankaralılar için hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Tüm adaylarımıza 30 Mart'a kadar devam edecek büyük yolculukta ardından milletten yetki almak suretiyle başlayacak hizmet yolculuğunda Allah'tan sonsuz başarılar diliyorum. Rabbim inşallah utandırmasın. AK Parti olarak 12 Haziran 2011'de seçim sandıkları kapandığı andan itibaren bir sonraki seçimin startını vermiştik. Keçiören sandıklarını patlattığınız gün bir başka olacak ona göre. 30 mart seçimlere biz teşkilat olarak 2,5 sene öncesinden hazırlanmaya başlamıştık. Hazırlarımız belli bir aşamaya gelmiş çalışmalarımız beli bir seviyeye ulaşmıştı. Son aylarda hazırlıklarımıza hız verdik" dedi. Türkiye'de toplamda bin 392 belediyenin olduğunu belirten Erdoğan, sadece belediye başkanlığı aday adaylığı için başvuranların sayısının 6 bin 415 kişi olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Bin 392 adaylık için 5 katı. Bize adaylık için başvuran bu 6 bin 415 adayın hemen tamamı belediye başkanımız olacak liyakata tabidir. Bir eleme yapmamız gerekiyordu. Bu elemeyi bir kuyumcu hassasiyetiyle, kriter ve metodu kullanarak yaptık. Halkın nabzını tuttuk, anketler yaptık, performansları ölçük, temayül yoklamaları yaptık. İl başkanlarımızın, ilçe başkanlarımızın, kanaat önderlerimizin, milletvekili genel başkan yardımcılarımızın değerlendirmelerini aldık. Son istişareleri yaptık ve adaylarımızı belirledik. 81 ilimizin adaylarını kamuoyuna açıklayıp, tanıttık. İlk kez başkent Ankara'da ilçe belediye başkan adaylarımızı tanıtıyoruz. Bazı illerimizde bakan, genel başkan yardımcısı arkadaşlarımız ilçe belediye adaylarını tanıttılar. Pazar günü de İstanbul ilçe adaylarımızı açıklayacak ve tanıtacağız. Süreç içinde tüm adaylarımız belirlenmiş şekilde tam kadro sahadaki yerimiz almış olacağız" ifadelerini kullandı.

"30 MART SEÇİMLERİ, BUGÜN HALA SANDIK DIŞI YÖNTEMLER ARAYANLARIN HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKACAK"

Başbakan Erdoğan, "30 Mart'a kadar aynı kararlıkla aynı heyecanla varız dimi? Sandıklar AK Parti'nin inşallah ampuluyle Türkiye'nin 780 min kilometresini aydınlatmaya varız' değil mi? Sevgili Ankaralılar, son derece önemli bir seçime giriyoruz. 11 yılın en önemli, hayati, aynı zamanda da demokrasi sürecimizdeki en tarihi seçime giriyorduk. 30 mart milli iradeniz, sandığın ve demokrasinin ilan edeceği, ülkemiz ve milletimiz adına dönüm noktası taşıyan bir seçim. 30 mart bugün hala sandık dışı yöntemler arayanların heveslerini kursaklarında bırakacak. 30 Mart bugün hala demokrasi dışı yöntemlerden medet umanları daimi bir yenilgiye uğratacak. Milli iradenin, millet egemenliğinden başka umutlar arayanların umudunun kıracak, statüko 30 Mart'la birlikte tüm umutlarını yitirecek. 30 mart artık kalıcı olarak Türkiye'de demokrasinin yerleştiğini, iktidarların milletin belirlediğini gördüğü gün olacak. Burada sizlere yakın tarihimizin son derece üzücü bir olayını tekrar hatırlatmak istiyorum. 27 Mayıs 1960'ta siyasete el konuldu. Başbakan ve arkadaşları Yassıada'ya gönderildi. Başbakan ve 2 bakanı idam edildi. 27 Mayıs cuntasının Başbakan ve 2 bakanın idam etmesi sadece o güne has bir olay değildir. Demokrasiye ve milli iradeye kastedenlerin aslında farklı niyetleri vardı. Geleceğin başbakanları, hükümetlerine çok açık aynı zamanda çok korkunç mesaj vermek istiyorlardı. 'Eğer bizim çizgimize girmeseniz akıbetiniz böyle olur' mesajını veriyorlardı. 27 Mayıs'ın bu korkunç mesajı yıllar boyunca hükümetlerin üzerinde tehdit olarak sallandı. Bürokratları, böyle korkuttular. Menderes'e yapılan zulmü korkutma aracı olarak kullandılar. Siyasetin üzerine tesis ettikleri vesayetlerle, yasama ve yürütmeyi her zaman kontrol altında tutmak istediler. Biz 3 kasım seçimlerine girerken en başta bu korkutmaya ne dedik? 'Yeter" diye konuştu.

"Bu öyle kuru kuruya bir slogan değildir" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim siyaset anlayışımızın en temelinde bu ilke yer aldı. 11 yıl boyunca bu ilkeyi unutmadık, geri plana asla itmedik. Milletin kararını yok sayanlara karşı cesaretle milletin kararını savunduk. Milletin yetkisini iradesini, egemenliğini küçümseyenlere karşı ısrarla, inatla, cesaretle, umutla, milletin mührünü savunduk. Mafyayla, cuntayla, çetelerle mücadele ederken bu ilkeden hareket ederek, sonuna kadar bunun arkasında durduk. Darbe senaryolarına karşı bu ilke hep yol arkadaşımız oldu. 11 yıl boyunca her ne yaptıysak millet için yaptık. Milletle birlikte yaptık. Milli iradeyi güçlendirmek için yaptık. Neyi desteklediysek milet için destekleriz. Hiçkimsenin cesaret edemediği, hayalini kuramadığı reformları biz gerçekleştirdik."

Türkiye'de malum bir medya yapılanmasının olduğuna işaret eden Erdoğan, "Çıkarlarına uyanı göklere çıkarıyor, uymayanları acımasızca yıpratıyorlar. Milleti artık inandıramıyorlardı, sizler artık manşetlerin dilini çözdünüz. Fotoğrafların, köşe yazılarının manasını milletim artık çok iyi anlıyor. İşte bu malum detay bu olumsuz etkisini yitirdiğini için, şu anda son bir gayretle demokrasiye saldırıyor. Demokrasi ve milli irade üzerinde keyfice tarafta bulunan sermayeydi. Onlar da millet iradesini yok saydılar hükümet yıprattılar. Eski günlerdeki gibi şu anda bunu yapamıyorlar yine belli yerlerde toplanıyorlar. 'Oralarda AK Parti iktidarını nasıl yıkarız' bunu yapıyorlar. siyaset sahasında varlık gösteremiyorlar. Yeni Türkiye'den rahatsız oluyorlar. Eski günlere dönmek için feryat ediyorlar" dedi.

ERDOĞAN, TÜSİAD BAŞKANINA SERT ÇIKTI

Başbakan Erdoğan, "Şimdi Türkiye'nin en büyük salonlarından olan bu salonlarından, Türkiye'ye sesleniyorum. Dün TÜSİAD Başkanı çıkıyor olduğundan çok farklı bir Türkiye, manzara çizmeye çalışıyor. Neymiş, HSYK ile ilgili Kanun Teklifi'nden büyük rahatsızlık duyuyorlar. Senin rahatsızlık duyduğun ne? Bir defa sen şuan da neden rahatsızlık duyduğun için hiç gelip de bu ülkenin yetkili birimi olan Adalet Bakanı ve Hükümeti ile görüştün mü? Yok. Etrafınızda belli maaşlı memurları var. Onların sizlere vermiş olduğu bilgilerle mi siz bunu değerlendiriyorsunuz? Siz işinize gelmeyeni hemen kapıya koyarsınız. Hükümet şu anda bu ülkenin menfaatlerini korumayan insanlarını sağa-sola atama imkanına sahip mi? Maalesef değil" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "Ey TÜSİAD ananas meselesinden niye rahatsız değilsin. Uganda da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan niye rahatsız değilsin. Yargı içindeki paralel örgütlenmenin, iş dünyasındaki şantajından niye rahatsızlığın yok? Niye, çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor. Ananas bunun kod adıdır, kod. Rafineri dağıtımları da yapılıyor. Rafineriyi alırken rahatsız değilsin, cezalar kesilirken rahatsız oluyorsun. Yanlışın varda onun için. Devlet içindeki paralel yapıdan değil o mücadelede attığımız adımlardan rahatsızsın. Yargıda bozulan tarafsızlığı hiç dile getirmiyorlar. Biz bağımsız ve tarafsız yargı diyoruz. TÜSİAD kusura bakmasın bugüne kadar milletin yanında durmuyorlardı, bugün de durmuyorlar. Şantajı, tehditleri biz kaldırdık biz kaldırıyor. Eğer bugün kendi ifadeleriyle bire beş kazandık diyenler var bunun içinde. Şimdi utanmadan, sıkılmadan, 'böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' diyorlar. 120 milyarlık sermayeyi siz mi getirdiniz bu ülkeye? Üyeleriniz küresel sermayeyle ortaklık kurarken neye dayanak kurdular? Bu atmosfere dayanarak buraya geldiler. O olayı görerek geldiler. Türkiye'yi güvenli bir liman olarak gördükleri için geldiler. Bu TÜSİAD, bugüne kadar bu ülkede hiç samimi davranmadı. Yeri geldi, hükümet başarılı ama bizim oyumuz başka yere bunu da kullandılar. Vermezsen verme, bize milletimiz yeter. Siz yine gidin o yolsuzluklarla oturun, belli yerlerde lobi faaliyetlerini yapmaya devam edin. Bunlarla beraber çalışıyorlar ama bugüne kadar sustuk. Bundan sonra susmayacağız. Bunları artık yeri geldiği zaman teşhir edeceğiz. Çünkü AK Bunlar bu ülkede hükümete karşı yapılan darbe girişimine tavır ortaya koymadılar. Siz darbe girişimine karşı ortaya tavır koymuyorsanız, o zaman bizi karşınızda bulacaksınız. Bugüne kadar kendileriyle birçok kez bunları konuştuk. Dürüst davrandığınız sürece sizin yanınızdayız ama yanlışınızda bizi yanınızda bulamazsınız."

Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na sert çıkış

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına ilişkin, "Benim oğlumla alakalı, şahsımla alakalı söylediği şeylerde de eğer namusluysan, şerefliysen kalk belgelerini ortaya koy. Benim oğlumu hiçbir zaman bu tür şeylere karıştıramazsın, Ama biz senin SGK'da yaptığın yolsuzlukları da biliyoruz" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Belediye Başkan Adaylarının Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Erdoğan, "Şimdi enteresan devlete paralel yapının ki TÜSİAD'ın içinde bu şekilde olanların bir çoğunun şahsımla gelip yaptıkları görüşmelerde söyledikleri ifadeler var ve döneminizde nasıl imkanları nerelere götürdüklerini kendileri bize ifade etmişlerdi. Yeri geldiği zaman, vakti geldiği zaman da onu da açıklarız. Onu da açıklarız. Ama ben şunu söylüyorum; kalkıp da TÜSİAD'ın başkanı 'böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' ifadesini kullanamaz. Eğer kullanıyorsa bu ülkeye karşı bir ihanettir. Bunu dediğin andan itibaren sen hangi yüzle bu idarenin, bu hükümetin bakanlarını TÜSİAD'a davet edeceksin. Hangi yüzle buradaki yatırımlarında sen başta Başbakan olmak üzere bizimle kalkıp da herhangi bir işini görme yoluna gideceksin. Onun için dürüst olmaya mecburlar. Dürüst olmadıkları sürece kusura bakmasınlar biz bu makamlara TÜSİAD'la gelmedik. TÜSİAD'a rağmen geldik. TÜSİAD'a rağmen de milli iradeyi, demokrasiyi savunmaya, paralel örgütle mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye'ye mali sermaye gelmez diye adeta kendi ülkelerini, kendi hükümetlerini tehdit ediyorlar. Öyle mi? O zaman cevabını alacaksın. AK Parti iktidarına kadar 79 yılda Türkiye 15 milyar dolar uluslararası yatırım çekebildi. Dikkat edin buraya. İktidarımıza kadar 15 milyar dolar. 11 yılda ise Türkiye'ye gelen uluslararası yatırım miktarı 120 milyar doların üzerinde. 79 yılda yapılanın neredeyse 10 katını biz şu 11 yılda yaptık. Bunu AK Parti iktidarımı yaptı. Bunu istikrar sayesinde, güven sayesinde başta yargı olmak üzere her alanda yaptığımız reformlar sayesinde yaptık. Bunu da TÜSİAD'a rağmen başardık. İstikrar ve güven içinde göreceksiniz çok daha fazlasını yapacağız. Millet iradesi güç kazandıkça, demokrasinin standartları daha ileri seviyelere ulaştıkça, devlet içine sızmaya çalışan çeteler temizlendikçe, Türkiye ekonomisinin de uluslararası yatırımların da çok daha arttığını göreceğiz. Medyaya, belli sermaye guruplarına değil millete kulak verdiğimiz için bugünlere ulaştık. Aynı şekilde milletimizle çok daha iyisini başaracağız" ifadelerini kullandı.

"CHP'NİN GENEL MÜDÜRÜ HER ZAMAN AKŞAM BAŞKA, SABAH BAŞKA KONUŞMUŞTUR"

TÜSİAD'ın ve bazı çevrelerin yaptığı açıklamalar dolayısıyla açıklama yapmak zorunda olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Gündemimizde olan malum HSYK ilgili Parlamentodaki görüşmeler. Kardeşlerim, biliyorsunuz günlerdir Parlamentoda komisyonda şimdi de Genel Kurulda bazı sıkıntılar yaşanıyor. Tabii yatığımız görüşmelerde gönlümüz arzu ederdi ki HSYK ile ilgili düzenleme, Adalet Akademisi ile ilgili düzenleme bu konuların hepsini biz bir Anayasa değişikliği ile çözelim ve bu konuyla ilgili olarak sayın Cumhurbaşkanımız bizlere davet etti. Tek tek iktidar ve muhalefet partisinin genel başkanlarıyla görüşmeler yatı. Bu görüşmelerde sayın Cumhurbaşkanımıza birinci derecede Anayasa değişikliği konusuna taraftarız elimizden geleni yapmaya hazırız. Gerçi dedim ben inanmıyorum bunların destek vereceklerine, katkı vereceklerine. Fakat madem sizin böyle bir arzunuz, böyle bir talimatınız var biz buna uyarız ve ben yarın arkadaşlarımızı bizzat muhalefet partilerine göndereceğim dedim. Ertesi gün Adalet Bakanım ile Grup Başkanvekilim Nurettin Canikli beyi gönderdim. CHP anında cevap vermedi. Dedi ki biz Perşembe günü cevap verelim. MHP bir çay dahi ikram etmedi. Arkadaşlarımızın girişiyle çıkışı neredeyse anında oldu. Ya randevu veriyorsun be bu milletin bir ananesi, örfü var. Eskiden derlerdi ki kahve içenler bu sefer bunu unuttular. Önemli değil. Arkadaşlarımız BDP'ye de gittiler. BDP önce olumlu refleks verdi. Tabii anayasa değişikliği için BDP'nin oyu yeterli değil. Perşembe günü CHP'den cevap geldi. 'Biz Katılmıyoruz' dediler. Bunu bilmenizi istiyorum. Çünkü bu CHP'in genel müdürü her zaman akşam başka konuşmuştur, sabah başka konuşmuştur. Dürüst değildir. Sıkıntı burada. Tabi durum böyle olunca biz o zaman dedik ki yasal düzenlemeyi yapmaya devam edeceğiz" dedi.

"SABIR SABIR, TAHAMMÜLÜN DE BİR SINIRI VAR"

HSYK Yasa Tasarısı'nın kavga gürültü komisyondan geçtiğini ve Genel Kurul'a geldiğini anlatan Erdoğan, "Genel Kurul'da da yine her türlü yaygara yapılıyor. Maalesef dün de bildiğiniz gibi arzu edilmeyen durumlar oldu. Peki niye oldu? Kardeşlerim siz bu ülkenin başbakanına, bakanlarına bu ülkenin bu insanlarının ailelerine varıncaya kadar her türlü hakareti yapacaksınız, bu tür hakaretlere karşı oradaki AK Parti Grubu kusura bakmayın biraz açık konuşacağım ama 'herhalde şamar oğlanı' değil. Onlar da bir yere kadar sabır, sabır, sabır ondan sonra da dayanılmıyor, tahammülün de sınırı var, onlarda kalkıp bizim de onurumuz haysiyetimiz var' deyip onun gereğini yapıyor. Bir şeyi söylemek zorundayım. Bakınız şu ana kadar partimizle alakalı olarak bizim en güçlü yanımız nedir. Yola çıkarken söyledik. Yolsuzlukla mücadele, yasaklarla mücadele, yoksullukla mücadele. Biz yolsuzlukla mücadele de başarılı olamasaydık ülkemizi bu değişim dönüşüme kavuşturamazdık. Bir tane köşe yazarı bugün demek ki hiç takip edemiyor zavallı, diyor ki, 'Erdoğan diyor 11 yılda 6 bin kilometre yol yaptık. Eğer bu kadar yol yapmasaydık, yolsuzlukla mücadelede iyi noktada olabilir miydik?' Takip edemiyor. Ey köşe yazarı 6 bin kilometre yol 79 senede bizden öncekiler yaptı. Biz 10 yıla 17 bin kilometre bölünmüş yol sığdırdık. Önce bunu öğren. Yani bizim yaptıklarımıza bunların hayalleri bile ulaşamıyor. Kalkmış şunu da bilmiyor köşe yazarısın bir aç karıştık. Biz geldiğimizde Milli Gelir 239 milyar dolarmış. Ah garibim ah 230 milyar dolar bunu önce bir düzelt. İki; şu an geldiğimiz Milli Gelir'de 800 milyar doların üzerinde. Bak nereden nereye geldik. Niye yazmıyorsun orada Marmarayı bu iktidar nasıl yaptı. Bu iktidar YHT'yi nasıl yaptı. Ankara-Konya, Eskişehir-Ankara, Konya-Eskişehir. Bu YHT'yi nasıl yaptı. Eğitimde, verilen burslar, krediler kim müracaat edere bu krediyi alıyor. Cumhuriyet tarihinde yapılan okulların yarısı kadar okul yaptık. Bunları görmüyor. Hastanelere baktığımız da aynı şekilde artık hastanesi olmayan ilimiz kalmadı. İlçelerimizin ciddi kısmında devam ediyor. Enerjide aynı şekilde. KÖYDES'le tüm köylerimize ulaştık. İçme suyu, yolları vs. Ama bunları göremezler niye iftira atacak" diye konuştu.

"EY GENEL MÜDÜR O KLASÖRE ELİNİ KOYARAK DURDUĞUN İSTANBUL'A ADAY GÖSTERDİĞİNİZ ŞAHSIN YOLSUZLUK KLASÖRÜYDÜ"

Vatandaşın yolsuzluk konusunda hassasiyeti olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Biz yolsuzluk mücadele konusunda başarılıyız. Önce sen ey genel müdür o klasöre elini koyarak durduğun pozun var ya senin, neydi İstanbul'a aday gösterdiğiniz şahsın yolsuzluk klasörüydü. Onu partinizden ihraç ederken o yolsuzluk klasörünün önünde sen poz veriyordun poz. Şimdi ben buradan sesleniyorum sana Pazar gününe kadar müsaade. Eğer Pazar gününe kadar sen İstanbul Büyükşehir adayınla alakalı o yolsuzluk klasörünü açıklamazsan ben CHP'nin özet raporunu kendim açıklayacağım. Kendim açıklayacağım. Eğer dürüstsen, eğer yolsuzluğa karşı mücadelede samimiysen önce İstanbul adayının klasörünü açıkla, yoksa ben açıklayacağım. Yoksa ben açıklayacağım. Ve benim oğlumla alakalı, şahsımla alakalı söylediği şeylerde de eğer namusluysan, şerefliysen kalk belgelerini ortaya koy. Benim oğlumu hiçbir zaman bu tür şeylere karıştıramazsın, Ama biz senin SGK'da yaptığın yolsuzlukları da biliyoruz. Oları da ben Büyükşehir Belediye başkanım Melih Beye havale ediyorum. Onları da sen açıkladı. Ve Rahşan affı çıkmamış olsaydı bugün başka yerdeydi. İki; zaten sen kendi genel başkanına eğer o kaset olayını yapmamış olsaydın bugün zaten burada değildin. Sayın Baykal'a bu tezgahı kuranın da kim olduğu ortaya çıkıyor zaten. İşte demek ki paralel kasetçiler de var arada. Her şey çıkıyor ortaya. Buralara gelmek isteyenler bu oyunlarını kullanmak suretiyle buralara gelebiliyorlar. Bu kadar mahirdir onu da özellikle vurgulamak istiyorum" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"
Onun için HSYK ile alakalı biz şu anda dünkü olaylardan sonra akşam arkadaşlarımı toparladım ve onlara dedim ki biz Adalet Akademisiyle ilgili olan kısmı bunu Meclisten geçirelim. HSYK ile ilgili olan kısmı şimdilik kaydıyla donduralım. Ve mesafe alalım, çünkü seçim yaklaşıyor. Mart 1'den itibaren de Mecliste çalışmalar duracak. Arkadaşlarımızla hemfikir olduk. Sadece Adalet Akademisiyle ilgili kısmı, bunların yanında bir iki madde daha var onları çıkaracağız ve bu işi kapatmış olacağız. Bazıları diyor ki bir yerden emir mi aldın. Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan emirle iş yapmaz. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Kimsenin emriyle iş yapmam. Bu benim karakterime terstir, yapıma terstir. Bizimle ancak müzakere yapılır, ondan sonar ortak karar ortak akıl verilir. Biz aldığımız kararları istişareyle alırız. Emirler de bunu değiştirmez. Bunu da ben özellikle milletimizin bilmesini istiyorum. Gazetelerde bazı köşe kapanların, köşe kapmaca oynayanların yazdıkları yazı AK Parti iktidarına da yön vermez bunu da bilmelerini istiyorum." 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.